Merhaba Arkadaşlar,
Nameme başlamadan önce bitmek bilmeyen enerjinizle ezilen ve sömürülen insanlar için yaptığınız mücadeleyi en içten duygularımla selamlayıp hepinizi tek tek kucaklıyorum.
Arkadaşlar, gazetede tutuklu öğrenciler için yaptığınız çalışmalar ile ilgili bu nameyi size yazıyorum. Ben de şu an üniversite öğrencisiyim. Bundan bir yıl önce tutuklandım. Tutuklanma tarihim 17 Mayıs 2011. Tabi tutuklandığımda henüz üniversite kazanmamıştım. Ancak kazanmak için gece gündüz hazırlanıyordum. Bu hazırlanma sürecinde ailem bana çok yardımcı oldu. Maddi ve manevi hiçbir desteklerini esirgemediler. İşçi sınıfından olan bir ailenin yaşam düzeyini çok iyi bilirsiniz. İşte benim ailemin de yaşam kalitesi iyi olmamasına rağmen ellerinden geleni yaptılar.
Liseyi bitirdiğim ilk sene kazanamamıştım. Ancak ikinci sene dershaneye gitmeye karar verdim. Dershanede zihnimi derslerden başka hiçbir şeye yormadım. Yapılan her deneme sınavında sınıfta birinci çıkıyordum, dershane genelinde de derece yapıyordum.
O sene yapılan ilk Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) da iyi denecek bir puan aldım. Çok iyi bir üniversite kazanmak için bunun yetmeyeceğini çok iyi biliyordum. Onun için Lisans Yerleştirme Sınavı'na (LYS) daha çok çalışmaya başladım. Benim istediğim bölüm Coğrafya idi. LYS'ye hazırlık sürecinde her gün dershaneden sonra sınıfta tek başıma kalıp ders çalışıyordum.
Bir gün gene öyle yapayım dedim. Çıkış zili çalınca herkes evine gitti ve sınıfta tek kaldım. Dedim aşağıya inip bir şeyler yiyeyim (tabi öğrencinin en çok yediği şey, yani 1 TL'lik döner ekmek) tam dönerciye gireceğim sırada üç (3) sivil polis tarafından gözaltına alındım. İşte o günden beri özgürlüğüm elimden alınmış. Tabi sadece fiziken özgür değilim yoksa ruhen çok özgürüm.
Tutuklanınca hiç sınava çalışma fırsatı olmadı ve hazırlıksız bir şekilde LYS'ye girdim. Sınav sonucunda tercih yapmak istemedim ancak ailemin ısrarlarında dolayı tercih yaptım ve Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Tarih Bölümü'nü kazandım. İstemediğim bir bölüm olmasına rağmen gene ailemin ısrarlarından dolayı bir sene dondurma şartıyla kayıt oldum. Anlayacağınız üniversiteli olmak dışarıda nasip olmadı, ama içeride nasip oldu. Zaten ondan dolayı elim kolum bağlı olduğu için gidemiyorum. Ayrıca eğer 19 Temmuz'daki mahkememde tahliye olamazsam büyük ihtimalle benim ve ailemin verdiği bütün maddi ve manevi emekler çöpe gidecek.
Tutuklanmama sebep olan delillerin hepsi soyut. Öyle olmasına rağmen iki mahkemedir bırakılmıyorum. Beni dağa gitmeye çalışmakla suçluyorlar. Ancak bunu kanıtlayacak hiçbir şey ortada yok. Uçakla Diyarbakır'a gidip ondan sonra da karayoluyla memleketim olan Mardin'e gitmem delil olarak gösteriliyor. Tabi onların anlayışına göre işçi sınıfından olan birisinin uçakla seyahat etmesi imkânsızdır. Başka bir delil ise bir kişinin üzerime verdiği ifadedir. Onun ifadesine göre sözde 2010 Ekimi'nde beraber dağa çıkmaya kalkışmışız.
Tanığın söylediğine göre gitme isteğimiz gerçekleşmemiş, yani bu sadece düşüncede kalmış. Durumu böyle bile ele alırsak ortada hiçbir suçun olmadığını görebiliriz. Tek suçum düşünmekmiş. Ayrıca benimle aynı düşünceyi düşünen kişi dışarıda ben ise içerideyim. Üzerimize ifade veren şahısla yüzleşmek istiyoruz ancak iki mahkemedir yüzleştirilmiyoruz. İlk tutuklandığımızda aynı davadan iki kişi yargılanıyorduk, ancak şu an dört kişi olduk. Sebebi ise Recep Koyuncu adlı arkadaşla çocukluktan beri arkadaş olmamız ve diğer bir arkadaşın ise Recep Koyuncu adlı arkadaşın arkadaşı olmasıdır. Yani dördüncü kişiyi hiçbir şekilde tanımamama rağmen aynı davadan ve dosyadan yargılanıyoruz.
Özgür yarınlarda buluşmak dileğiyle, kalın sağlıcakla. (BG/HK)
* Bayram Gümüşay / Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi / C - 79