Başbakanın basın üstünde çeşitli yollarla baskı kurduğu zaten biliniyordu. Son çıkan kayıtlarla, doğrudan müdahalede de bulunduğu anlaşılıyor. Belki bu (daha önce) kamuya açık olmayan doğrudan baskılar nedeniyle, Hürriyet başta olmak üzere ana-akım medyada, başlığı ‘Başbakandan Önemli Açıklamalar’ olan ve hem ondan hem bundan, aslında herşeyden bahsettiği için torba yasalara (bu arada, ‘torba yasa’nın İngilizcesi ‘omnibus law’ yani bir tür ‘herşeyi kapsayan yasa’) benzetebileceğimiz çok sayıda haber metni ortaya çıkmış durumda.
Hürriyet’e baktığımızda, ‘Erdoğan’dan önemli açıklamalar’ başlıklı ilk haber metninin 21 Nisan 2008’de ortaya çıktığını görüyoruz. Ondan bundan konuştuğu metindeki son ifadeyi anımsayalım: “1 Mayıs'ın tatil edilmemesiyle ilgili bizi eleştiriyorlar. Türkiye bir tatil ülkesi. Çalışma süresi yılda 200 gün. bir taraftan emeğin karşılığını verin diyeceksiniz diğer yandan gönül beylikte diyeceksiniz, olmaz. Biz hesapladık bir günlük tatilin Türkiye'ye maliyeti 2 katrilyon (2 milyar YTL). Biz bunu enine boyuna tartıştık.” 1 yıl sonra, 1 Mayıs, resmi tatil oluyor.
Toplamı, 133’ü bulan aynı başlıklı haber metinlerini çözümlemek ve tartışmak, kısa bir yazıyı aşar; ancak, yıllar geçtikçe, şiddet, nefret söylemi, şiddete teşvik, ayrımcılık, yasakçılık, güvenlik söylemi, ben/bizcilik, yalan ve çarpıtma gibi öğelerin arttığı rahatlıkla söylenebilir. Berkin Elvan’la ilgili yalanlarına ve Berkin’in annesini yuhalatmasına ek olarak:
“Geçenlerde İstanbul'da bir cenaze yaşandı. Maalesef terör örgütlerinin içine aldığı, terör örgütlerinin içinde ne yazık ki yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyelerle olan bir çocuk orada maalesef bir biber gazına muhatap oluyor. Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak? Ama bu Kılıçdaroğlu her zamanki gibi yalanını söylüyor, 'ekmek almaya giden çocuk' diyor. Dürüst ol, dürüst. Ne ekmek alması ne alakası var? Çok enteresan, annesi 'Evladımın katili başbakan' diyor. Ben evlada sevgiyi, muhabbeti bilirim ama sizin evladınızın mezarına karanfil ve demir bilyeler atışınızı pek anlamadım. O demir bilyeleri niçin atıyordu mezarına? Neyin mesajını veriyorsun.” (Hürriyet, 14 Mart 2014).
Ardından ilk akla gelen örnekler şunlar:
“İnlerine gireceğiz inlerine” (Hürriyet, 16 Mart 2014);
“O anlamaz, onun hayatında bir dikili ağaç yok ya, onda yalan var, takiye var, iftira var, fesat var” (Hürriyet, 15 Mart 2014);
“Ne yaptılar Gezi eylemleri yaptılar. 17 -25 Aralık darbe girişimi yaptılar. Sanmayın ki bunların derdi ağaçtır çevredir, yolsuzluktur rüşvettir. Bunların derdi sizsiniz siz. Bunlar sizin iktidarınızdan rahatsız oldular.” (Hürriyet, 14 Mart 2014);
“Cumhurbaşkanıyla, bakanlarımla yaptığım görüşmeleri dinleyecek kadar bunlar alçak, bunlar adi, bunlar karakter itibariyle bozuk.” (Hürriyet, 14 Mart 2014);
“Bunlar sadece bizi dinlemiyor ha, kendi yanlarındaki yol arkadaşlarının telefonlarını dinleyecek kadar haysiyetsizler.” (Hürriyet, 14 Mart 2014);
“Reyhanlı’da bir patlama oldu. 53 masum vatandaşımızı kaybettik. Ne çıktı biliyor musunuz. Patlamanın emrini verenler CHP heyetini zalim Esed’e götüren kişiler çıktı. Biz Türkiye’yi sokakta bulmadık. Bu sokak vandallara teslim edilmez. Kaygısız ol Gaziantep bunun hesabını soracağız.” (Hürriyet, 14 Mart 2014);
“Haram yemedik, yemeyiz, yiyenin de gırtlağına yapışırız” (Hürriyet, 5 Mart 2014);
“Ben bir Kasımpaşalıyım, bu makamda olmasam öyle bir cevap verirdim ki...” (Hürriyet, 5 Mart 2014);
“Eski Türkiye demek yolsuzluk demektir, yoksulluk demektir, yasaklara dönüş demektir” (Hürriyet, 2 Mart 2014);
“Bu saldırı sadece benim şahsıma yönelik değildir. Benim aileme, arkadaşlarıma yönelik değildir. Hükümetimize yönelik bir saldırı değildir. Bu saldırı, altını çizerek söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti’ne, istiklaline, bağımsızlığına yapılıyor” (Hürriyet, 2 Mart 2014);
“Bu hayasızca saldırıya göğsümüzü siper edecek, istiklalimizi canımız pahasına hep birlikte koyacağız” (Hürriyet, 2 Mart 2014) vb.
Başbakanın, bu açıdan, söylem özelliklerinin doruğuna, 14 Mart 2014’te yayınlanan konuşmada ulaştığı söylenebilir.
Ayrıca, bu ‘önemli konuşmaları’nı yaptığı ortamlar da (meydanlar, parti toplantıları, meclis grubu, basın açıklaması, festival, açılış vb.) incelenebilir.
Bir diğer nokta da, ortalamalar: 2013’e kadar, her yıla ortalama 10 aynı başlıklı metin düşerken; 2013’te bu sayı, 62’ye çıkıyor. 2014’te ise, 2.5 ayda 21! Bunlar, ya baskının bir yansıması ya hem arkeolog hem sosyolog hem jinekolog hem vantrolog olan bir siyasetçinin söylediklerini tek başlıkta toparlayamamakla ilişkilendirilebilir. Ancak, 2. olasılık doğru olsaydı; “Başbakanın İzmir konuşması” denerek işin içinden çıkılabilirdi.
17 Aralık Operasyonu’ndan sonra, başbakanın 14 günde 7 adet ‘önemli açıklaması’ var. Bu sayı, tüm yıl için geçerli olsaydı; 2013 yılı boyunca, 182-183 ‘önemli açıklama’sı olacaktı. Başbakanın ‘önemli açıklamaları’, Kasım ve Aralık 2013’te tavan yapıp önceki yılların toplam ortalamasını bile geçiyor. Haziran 2013’te ise, yalnızca 2 ‘önemli açıklaması’ var.
Başbakanın ‘önemli açıklamaları’nın yoğunlaştığı dönemlerden biri de, barış süreci. Yalnızca 29 Mart 2013’te, farklı başlıklar altında da olsa, ‘başbakanın önemli açıklamaları’nı içeren beş haber metni sözkonusu. Peki bu açıklamaların ‘önemli’ olup olmamasını kim belirliyor? Medya çalışanları mı medya patronları mı yoksa başbakan ve ekibi mi? Kayıtlar, üçüncü olasılığa işaret ediyor. Bir sonraki kayda kadar, bunun için, sık kullanılan ifadeyle, “kesin bilgi” demek zor.
Demokratik bir ülkede halkın açıklamaları, başbakanın açıklamalarından daha ‘önemli’dir. Gezi, bize bunu anımsattı; sonrasında unutanlar için, Gezi’den daha da kitlesel olan Berkin Elvan’ın cenazesi, bunu iyice hafızalara kazıdı. ‘Önemlilik’ kavramı da değişiyor zaten; 2 Haziran 2013’te, manşetlerinde, Gezi’ye güvenlik söylemiyle yaklaşan birçok ana-akım gazete (bkz.), Berkin Elvan’ın cenazesi için özgürlük söylemi ekseninde manşetler attı. Bu, Gezi’nin daha da meşrulaştığını göstermesine ek olarak, başbakanın muktedir günlerinin sayılı olduğunun bir işareti olarak da değerlendirilebilir.
* İstatistiki rakamlar için kaynak Hürriyet haber sitesi.