Merhaba Arkadaşlar,
Sizlere Eskişehir hapishanesinden sesleniyorum. 29 Kasım Salı günü evlerimize yapılan baskınlarla yedi arkadaş gözaltına alındık ve tutuklandık.
Tutuklanma gerekçelerimizi üç aşağı beş yukarı tahmin ediyorsunuzdur; mitinglere katılmamız, devrimci önderleri anmamız, yasal, demokratik alanda siyasal faaliyet yürütmek, konser düzenlemek...
Topluma yayılmaya ve derinleştirilmeye çalışılan yozlaşmaya, gericiliğe alternatif gördüğümüz ve ayakları üzerine dikmeye çalıştığımız Eğitim ve Dayanışma Hareketimiz ise asıl hedef!
Şimdi hapishanedeyiz. Sınavlara girme talebinde bulunduk hepimiz.
Bir arkadaşımız Bolu'ya, beni de Eskişehir'e sınavlara girmemiz için getirdiler.
Ama bir arkadaşımıza tutuklandığı dönemde giremediği vize sınavlarına girme hakkı vermedikleri gibi final sınavlarına da giremezsin dediler.
Diğer bir arkadaşımız ise 2000 TL civarında sınava gidiş masrafını karşılanması istendiği için sınava giremedi.
Beni 25 Aralık 2011 Pazar günü Sincan Hapishanesi'nden çıkarttılar. Ama ne çıkartma! Onur kırıcı, aşağılatıcı ''arama'' uygulamalarının son aşamasında tekmelenerek fırlatılan botlarımı benden toplamamı istediler. Fırlattıkları gibi geri almaları gerektiğini söylemem üzerine "Biz mi taşıyacağız senin ayakkabılarını?" gibi çarpıtılmış, kışkırtıcı bir yanıt verdiler.
"Taşımanızı değil, fırlattığınız yere geri koymanızı istiyorum" dediğimde ise, "Koymuyoruz, öyle git" dediler. Ve Eskişehir'e, okula, sınavlara terlikle geldim. Ailem on gün sonra öğrenebildi durumu. Ve yeni bot gönderdiler. Şimdi ''Botluyum! :)
Sorun yok. Ancak sorun şu ki; bu onursuz uygulamaya maruz kalmam yetmemiş ki Sincan idaresi bir de soruşturma açmış bana... Durum bu arkadaşlar. Sizler ile ilk elden bunları paylaşayım istedim.
Selamlar, sevgiler, iyi çalışmalar! (BA/HK)