Diyarbakır’ın merkez ilçesi Bağlar, eskiden bağları, bahçeleriyle ünlü bir alandı. Adını da bu geçmişinden alıyor zaten. Son 50 yılda yerleşime açıldı ve hızlı bir yapılaşma gerçekleşti bu bölgede. Geçen zamanla birlikte Bağlar, çatışmalı dönem mağdurlarının yerleştiği semt oldu. Yapılaşmadaki hız nedeniyle Bağlar eskidi ve şehrin merkezinde kalan çok katlı gecekondu semti görünümü aldı. Bağlar ilçesinin yeni yüzünü ise, ‘Eski Bağlar’ın etrafını saran lüks, ‘yüksek güvenlikli’ siteler temsil ediyor.
Eski Bağlar, Diyarbakır’ın en yoksul bölgelerinden biri. Yoksulluğun yanı sıra kriminal sorunların da yoğun yaşandığı Bağlar, siyaseten de hareketli bir ilçe. Güncel siyasete en hızlı refleks gösteren bölgelerden biri olduğu için, eylemler hiç eksik olmuyor.
Sorunların çözümü konusunda yerel yönetimlerin de çaresiz kaldığı Bağlar, şehrin içinde ihmal edilmiş bir ada izlenimi uyandırıyor. Şehre dışarıdan gelenlerin yanından geçip gittiği Bağlar, ancak siyasi eylemler ve adli olaylarla basında yer alabiliyor. Yaklaşık 400 bin nüfusa sahip olan ilçe, ancak seçim dönemlerinde siyasi partilerin yoğun ilgisine mahzar olabiliyor.
Fiziki ve toplumsal sıkıntılara rağmen ayakta durmaya çalışan Bağlar, aynı zamanda sözünü ve eylemini dolaysız ifade eden bir ilçe. Bağlar’ın nabzını tutmak, şehrin yoksul ve yoksun bırakılanların siyasi eğilimini öğrenmek anlamına geliyor.
Diyarbakırlı seçmenin nabzını tutmaya Bağlar’dan başlamamın nedenini, bu özel nedenlerle özetlemek mümkün.
Bağlar’da iki küçük, ama coşkulu mekân
DBP/HDP’nin güçlü olduğu ilçede, AKP ve HÜDA PAR da dini referanslarla taban oluşturmaya çalışıyor. Ancak şimdilik seçim çalışmaları görünür olan parti HDP. Seçim büroları, partilerin seçmenle diyalog kurduğu, çalışmalar için koordine olduğu, parti mesajlarının verildiği mekânlar. Partilerin nasıl bir çalışma yürüttüğünü öğrenmek için, seçim bürolarının kapısını çalmak gerekiyor. HDP’nin çalışma tarzını ve koşullarını öğrenmek için, geçen hafta Bağlar’da açılışı yapılan Kaynartepe ve Körhat seçim bürolarını ziyaret ettim. Rastgele seçtiğim birbirinden uzak mahallelerdeki bu seçim büroları, ‘Eski Bağlar’da yerleşik seçmenin 7 Haziran seçimine yaklaşımını göstermesi açısından önemli.
HDP, bu yazı yazıldığı sırada, Bağlar’ın mahallelerinde 15 seçim bürosu açmıştı. Kaynartepe seçim bürosu çalışanı Selahattin Özdemir, önümüzdeki günlerde bu sayının artacağı bilgisini veriyor.
Bir hafta önce açılışı yapılan Kaynartepe seçim bürosu, hareketli bir caddenin üzerinde seçmeni ağırlıyor. ‘Ağırlıyor’ diyorum, çünkü çalışanların verdiği bilgiye göre, gece saat 23:00’a kadar açık kalan seçim bürosuna her gün yüzlerce kişi uğruyor. Seçim bürosu olarak hizmet vermeye başlayan mekân, aslında küçük, eski bir dükkân… İçeriye sığmayan ziyaretçiler, dışarıya konulan sandalyelerde ağırlanıyor.
HDP seçim barajını aşacak mı?
HDP’nin seçim bürolarını partinin il, ilçe ve mahalle meclisleri ile belediye meclis üyeleri koordine ediyor. Meclis üyelerinin yanı sıra Bağlar’da yürütülen çalışmalara çok sayıda gönüllü de katılıyor. Kadınlar ve gençler, bu çalışmaların en çalışkanları…
Selahattin Özdemir seçim bürosundaki çalışmaları koordine eden HDP’lilerden biri. Çalışmaları hakkında bilgi veren Özdemir, Kaynartepe’deki bütün seçmenin adreslerini tespit ettiklerini söylüyor. Kadın ve erkeklerden oluşturulan gruplar seçmeni evinde ziyaret ediyor. Selahattin Özdemir’in aktardığına göre, seçim çalışmasına katılan gruplar sadece propaganda yapmıyor. Aynı zamanda sorunları ve talepleri de tespit etmeye çalışıyorlar. Bunun için bir anket formu da hazırlamışlar. Peki, ankete göre başlıca sorunu nedir Bağlar’ın? Özdemir, kısaca, “Yoksulluk, işsizlik” diye yanıtlıyor soruyu.
Sandık güvenliği kadar seçmenin oy pusulasını tanıması da önemli bir sorun. Özellikle okula gitmemiş kadınların yanlış oy kullandığı çokça görüldü önceki seçimlerde. Özdemir, “HDP’nin ambleminde ağaç var, bu seçimde yanlış yapmaları çok zor” diyor. Sandık güvenliği için de gençleri görevlendirmişler. Bu gençler kırsal kesimde seçmenle buluşarak bir çeşit eğitim çalışması yürütüyorlar. Özellikle müşahit olarak sandıkta görev alacak partililere oyların nasıl kullanılacağı, nasıl sayılacağı ve oyların güvenli bir şekilde seçim merkezine nasıl ulaştırılacağı konusunda bilgiler veriliyor.
HDP barajı aşacak mı sorusuna, sadece Selahattin Özdemir değil, yanımızda oturan ziyaretçiler de cevap veriyor: “Kesinlikle.”
Körhat’ta kararlı kadınlar var
Körhat seçim bürosunda bizi kadınlar karşılayınca, erkekler geri çekiliyor. Üzerinde dosyaların, anket formlarının, seçim bildirilerinin olduğu bir masanın etrafına toplanıyoruz. İlk sözü Körhat Özgür Yurttaş Derneği Eşbaşkanı Muhabbet Tiryaki alıyor. Tiryaki, Hükümeti ya da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiriyor. Erdoğan’ın Diyarbakır’da düzenlediği mitingde Kuran göstermesini “dini siyasete alet etmek” olarak nitelendiriyor ve ekliyor: “Biz dinimizi Erdoğan’dan öğrenecek değiliz. Biliyoruz, onun niyeti dini kullanarak bizden oy almak. Ama biz barış istiyoruz, çocuklarımız ölmesin, evlerine dönsünler istiyoruz. Barış için ne yapacak, bize bunu anlatsın.”
Başka bir kadın söze karışıyor ve “Erdoğan da biliyor, HDP dillerin ve dinlerin buluştuğu bir partidir. HDP her kesimden insanla ortak bir yaşamı hedefliyor ve çok destek görüyor. Erdoğan buna tahammül edemiyor” diyor.
Kadınlar çok heyecanlı, çok kararlı ve çok konuşkan. Genç bir kadın, “Erdoğan kadınlardan ve gençlerden korksun” diyor ve seçim bürosunu ziyarete gelenleri karşılamak üzere kalkıyor masadan..
HDP’nin kadın adayları
Kadınlarla HDP’nin kadın adaylarını da konuşuyoruz. HDP kimi aday gösterse ona oy vereceklerini söylüyorlar, ama elbette kadın adaylar nedeniyle ayrıca memnuniyet duyduklarını da gizlemiyorlar.
Mevcut kadın vekillerden, onların performansından memnun musunuz, diye soruyorum. Aldığım cevabın beni şaşırttığını belirtmeliyim. Muhabbet Tiryaki şöyle diyor: “Kadın vekilleri seçimden sonra da Körhat’ta, halkın içinde görmek isterdik. Ama kimse uğramadı.” Başka bir kadın, “Elit oldular” diyor, “Onlar başka bir sınıf oldular.” Masanın etrafında toplanan kadınları, “Bu söylediklerinizi yazarım” diyerek uyarıyorum. “Kesinlikle yaz” diye ısrar ediyorlar.
Kadınlar HDP’ye inanıyorlar. HDP’nin çocuklarını dağdan indireceğine inanıyorlar ve bu nedenle var güçleriyle çalışıyorlar. Bu nedenle, “Oylarımızı dağdaki, hapisteki çocuklarımıza veriyoruz” diyorlar.
Kadınların coşkusu çok büyük. Belki bu nedenle, arı kovanı gibi seçim bürosunda ne yana dönse umuda çarpıyor insan.
Mele İzeddin
Seçim bürosunun hemen girişinde yaşlı bir adam oturuyor. Kadınlarla konuşurken arada ona bakıyordum göz ucuyla. Yanına oturanları eliyle selamlıyor, sonra caddenin öte yanındaki pazar yerinin kalabalığını izlemeye devam ediyordu. Kadınlarla vedalaşınca konuşmak için yanına gidiyorum. Kulakları çok ağır işitiyor. Neredeyse bağırarak soruyorum kime oy vereceğini. Soruya şaşırmış gözlerle bakıyor bana ve “Kendimize oy vereceğiz” diyor. Kalabalıkta onunla konuşmak mümkün değil. Yanında oturan adam anlatıyor: “Adı Mele İzeddin’dir. İki oğlu dağda şehit düştü. Eşi de ölünce oğlunun yanına taşındı. Ama şimdi evine döndü, yalnız yaşıyor.”
Yalnız yaşayan Mele İzeddin 7 Haziran’da seçim sandığına gidecek ve oğullarına oy verecek… (VE/HK)
* Yarın: CHP Diyarbakır İl Başkanı Şerif Doğru anlatıyor