Tahliye olduğum günden beri, ne zaman hapishane bağlantılı birileriyle karşılaşsam, bir sürü duyguyu bir arada yaşıyorum.
Hele bir de karşımdaki içerideki yakınına dair bir şeyler yapmak isteyen birisiyse... O zaman hemen ailemin benim için çırpınışları aklıma geliyor.
Geçtiğimiz günlerde Nuçe TV’de çalışmaya başladım.
Haber merkezindeki arkadaşlarımdan Pınar Mansuroğlu teyzesi Aysel Doğan’ın durumunu anlatıp uğradığı hukuksuzluğu anlatınca otomatik olarak neler yapabiliriz diye düşünmeye başladım...
Çünkü yargılandığı dava dosyası hakikaten son yıllarda polisin bir klasik haline getirdiği, telefon görüşmeleri, basın açıklamalarından ibaret bir dosya.
Ve dosyada Aysel Doğan’ın yargılanmasını, 15 yıl hapis cezasına çarptırılmasını, daha önceden Avrupa’dan gelen Barış Grubu üyesi olarak yargılanıp, 9 yıl 6 ay hapis yattığı davadan infazının yakılması Türkiye’de polis-yargı işbirliğinin örneklerinden biri...
Aysel Doğan 1953 yılında Dersim’de doğmuş. Gençlik yıllarından itibaren, Kürt kimliğinin tanınması ve anayasal güvenceye alınması için kitle örgütlerinde faaliyet göstermiş biri.
Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünü bitirdikten sonra lise öğretmenliği yapan Doğan; 1980 askeri faşist darbesinde ve sonraki yıllarda defalarca gözaltına alınmış... İşkenceli sorgulardan geçirilmiş. Yıllarca mahkeme yüzü görmeden, sorgusuz-sualsiz tutuklu kalmış.
Kirli savaşın yoğunlaştığı yıllarda 20 Ekim 1991 Genel Seçimi’nde, memleketi Dersim’den bağımsız milletvekili adayı olmuş. Seçim bölgesinde en çok oyu alan milletvekili adayı olmasına rağmen, anti-demokratik seçim yasası yüzünden aldığı oylar yok sayılarak, parlamentoya gönderilmesi engellenmiş.
Barış Grubu'nda
Aysel Doğan, Dersim’deki faaliyetleri nedeniyle kısa sürede JİTEM’in hedeflerinden biri haline gelir. Ölüm tehditleri alınca, kaçak yollardan yurtdışına çıkar. Almanya’dan iltica talebinde bulunur. Ve bir süre sonra talebi kabul edilir. Almanya’da yaşadığı süreçte Kürt halkının özgürlük mücadelesine katılır, siyasal çalışmalar içerisinde yer alır.
1999 yılında, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Hapishanesi’nden, barış görüşmelerinin başlaması doğrultusunda başlattığı sürecin bir parçası olarak, Avrupa’dan Türkiye’ye gidecek Barış Grubu’nun içerisinde yer alır. Ve Türkiye’ye girdiklerinde bütün grup üyeleriyle birlikte tutuklanır, yargılanır. On yıllık ağır hapis cezasına çarptırılır. Bu süreçte Malatya ve Elbistan hapishanelerinde kalır.
2009 yılında hapis cezasını tamamlayan Doğan, tahliye sonrasında yeniden memleketi Dersim’e döner. Bir ara Avrupa’da 3. Barış Grubu’nun oluşturulması için çalışır. Ancak, süreç kesintiye uğrayınca, memleketi Dersim’e yerleşir.
Dersim'de
Aysel Doğan, Dersim Alevilik İnanç ve Kültür Akademisi Derneği’nin kurucuları arasında yer alır. Kurucusu olduğu ve başkanlığını yaptığı derneğin faaliyetleri arasında:
Çatışmalarda yakılan ormanları söndürme grupları organize etmek, bölgede yaşayan ve türleri tehdit altındaki ender hayvanların avlanmasına karşı farkındalık yaratma faliyetleri, ekosistemi tehdit eden baraj projelerine karşı sosyal kampanyalar düzenleme, bireysel anlaşmazlıklarda arabuluculuk yardımı, kadın hakları ve kültürel yabancılaşma üzerine seminerler düzenleme, yöresel öneme sahip, tarihi ve kutsal günlerde törenler düzenleme, kolektif kütüphane oluşturma, harap edilen kutsal ziyaret alanlarını düzenleyip koruma altına alma ve benzeri birçok faaliyet yer alıyor.
2007 Genel Seçimleri’nden sonra KCK adı altında AKP hükümetinin başlattığı operasyonlar, bir süre sonra Kürt siyasetçilere yönelik bir kırıma dönüştüğünde, Aysel Doğan da 2011 sonbaharında gözaltına alınır.
18 yıl ağır hapis
Kurucusu ve başkanı olduğu Dersim Alevilik İnanç ve Kültür Akademisi Derneği’de KCK soruşturması kapsamında “amacı dışında faaliyet gösterdiği” gerekçesiyle mahkeme tarafından kapatılır.
28 Eylül 2011 tarihinde çıkarıldığı Malatya Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklanarak hapishaneye konulur. Bir yıllık tutuklu yargılanmanın ardından, 18 yıl ağır hapis cezasına çarptırılır.
Aysel Doğan 2012 sonbaharında PKK ve PAJK tutsakları tarafından Öcalan’a uygulanan tecride son verilmesi için başlattıkları ölüm orucu eyleminin ikinci ekibinde yer alır. “Anlaşma” sağlandığında ise, ölüm orucu eyleminin 46. günündedir Doğan...
Özel Yetkili ACM’lerin kapatılmasının ardından, 2014 yılında Yargıtay’da görülen Doğan’ın davası; yeniden örgüt üyeliğinden yargılanması talebiyle bozulur. Yargıtay Aysel Doğan’ın adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine de hükmeder.
Dört buçuk yıldır tutsak bulunan Aysel Doğan şu an Diyarbakır Kapalı Hapishane’de ve bugün ameliyat olacak! Önceki gün yeğeni Pınar Mansuroğlu bu haber üzerine Diyarbakır’a gitti.
Dilerim ömrünü halkının özgürlüğüne adamış bu güzel kadın kısa sürede sağlığına kavuşur.
Ve dilerim, uğradığı adaletsizlik son bulur.
Bunun için sizleri yeğenlerinin başlattığı “Aysel Doğan’a Özgürlük” kampanyasını desteklemeye…
Genç arkadaşlarımın ve Aysel Doğan’ın yanında olmaya çağırıyorum!