Mukadder Gemici’nin yazdığı “Sait Faik Abasıyanık’ın Alemdağ’da Var Bir Yılan – Bir Tahlil”, usta yazarın bir anlamda “kalem değiştirdiği” kitabı hakkında titiz bir incelemeyle ortaya çıkardığı derin çözümlemelerin ve analizlerin yer aldığı incelikli bir çalışma.
“Alemdağ’da Var Bir Yılan”, Sait Faik Abasıyanık’ın vefatından önce yayımlanan son kitabı.
1954 yılının Mart ayında okurla buluşan kitap toplam 17 öyküden oluşur. “Alemdağ’da Var Bir Yılan”, Sait Faik külliyatında ve bundan dolayı da hayatında hem bir “kapanışa” hem de yeni bir “açılışa” işaret eder.
Bu “açılış” aynı zamanda Türk edebiyatı için de geçerlidir. Zira Sait Faik, bu eserinde yazarın kendini merkezde konumlandırarak onun haletiruhiyesinin derinliklerine iner, oradan içinde yaşadığı topluma bakar, bu topluma nasıl yabancılaştığını görür ve tekrar kendi dünyasına giderek “içine kapanmış modern birey”in sancılarını yine yeni bir biçimle, gerçeküstü bir kullanarak anlatır. Bu sebeplerden dolayı da “Alemdağ’da Bir Var Bir Yılan”, konu edindiği meselelerle ve ifade şekliyle kendinden sonra gelen kuşağa yeni bir yol açar.
Öykü kitaplarıyla tanıdığımız Mukadder Gemici’nin Ketebe Yayınları etiketiyle yayımlanan “Sait Faik Abasıyanık’ın Alemdağ’da Var Bir Yılan – Bir Tahlil”, usta yazarın bir anlamda “kalem değiştirdiği” kitabı hakkında titiz bir incelemeyle ortaya çıkardığı derin çözümlemelerin ve analizlerin yer aldığı incelikli bir çalışma.
Mukadder Gemici, kitabına öncelikli olarak “Alemdağ’da Var Bir Yılan”ın eleştirel perspektifini yerleştiriyor. Sonrasında Sait Faik’in hayatına geniş bir yer ayırıyor ve incelediği eserin ne anlattığına, neden önemli olduğuna dair bir “ön izleme” sunuyor.
Dil ve ifadedeki değişim
“Giriş” sayılabilecek bu kısmın ardından üç bölüme ayırdığı kitabında mevzu bahis öyküyü Sait Faik’in öykücülüğünün geneli çerçevesinde ve “Alemdağ’da Var Bir Yılan”ın özelindeki etkileşime değiniyor. Yine bu bölümde incelediği öykünün edebi niteliğine dokunurken Sait Faik’in metne nasıl bir katkısı olduğuna göz atıyor.
İkinci bölümde öyküyü daha da açarak ana fikirlerinin altındakileri eşeleyen Gemici, “Türk edebiyatında 50 Kuşağı olarak adlandırılan edebiyat dönemini anlatmaya; Sait Faik’ten ve Alemdağ’da Var Bir Yılan’dan söz edilmeden başlanamaz,” diyerek yeni konuyu açıyor ve bununla ilgili de, “dil ve ifadedeki değişim; Türkçeye ve Türkiye edebiyatına özgü bir dil ve ifade modernleşmesidir” söylemiyle açtığı konuyu özetliyor.
Son bölümde, “Alemdağ’da Var Bir Yılan”ın, Türkiye edebiyatına yaptığı katkıdan ziyade, öykünün yazın dünyamıza olan “etkisinden” bahsediyor.
Mukadder Gemici’nin, “Sait Faik’in çok önemli katkıda bulunduğu yazma biçimi; modernlikten postmodernliğe ve oradan da günümüze uzanan büyük sosyolojik, ekonomik ve teknolojik gelişmelerle daha da farklı anlam ve katmanlara bürünerek büyümektedir,” ifadesi esasında bütün kitabı özetliyor.
Öte yandan ise; Sait Faik’in dönemdaşlarından gelen eleştiriler ve tepkiler de, Gemici’nin alıntıladığım “etki” sebebinin bağlamında su yüzüne çıkıyor ve ayrıca dönemin sosyopolitik atmosferi de devreye girerek Sait Faik ayrı bir tartışmanın konusu hâline geliyor.
Mukadder Gemici’nin, “Sait Faik Abasıyanık’ın Alemdağ’da Var Bir Yılanı – Bir Tahlil” kitabı, sadece bir kitaptan “büyük resme” bakma imkânını fazlasıyla sağlarken, edebi eserlerin bu şekilde incelenmesinin getirdiği faydaları görmek açısından da ayrı bir önem taşıyor.
(BS/EMK)