Hakkari’nin Dağlıca bölgesinde meydana gelen terörist saldırılarla ilgili olarak Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı televizyon ve radyo yayınlarının durdurulmasına karar vermişti. Kanaltürk, 23 Ekim 2007 tarihli bu kararın yürütülmesinin durdurulması ve iptali isteğiyle Danıştay’da dava açmıştı. Danıştay 13.Dairesi 24.10.2007 tarihli kararıyla yürütmenin durdurulmasına karar verdi.
Danıştay’a göre 3984 sayılı Yasanın 25. maddesinde yer alan istisnai düzenleme “yayının önceden durdurulması” ve yayın özgürlüğünü kısıtlama yani; “yasaklama” niteliğindedir. Fakat alınacak olan durdurma kararının sınırları açık ve somut biçimde belirlenmelidir. Aksi olursa yasanın koyduğu “istisna” hali ortadan kalkar ve istisna kural olur. Yasanın aradığı amaç ortadan kalkar. Sansür ortaya çıkar. Sansür kural, özgür yayıncılık istisna olur. Sansür kural özgür yayıncılık istisna olur. Yasaklama kural, yayın özgürlüğü istisna olur. Yayıncılar nasıl bir uygulama yapacakları konusunda tereddüde düşer.
Danıştay'ın yorumu
Danıştay 13.Dairesi kararında; “Dava konusu işlemle, kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması kuvvetle ihtimal dahilinde olduğu sebebine bağlı olarak ve “güvenlik güçlerinin moral değerlerinin yüksek tutulması, toplumsal psikolojinin olumsuz etkilenmemesi ve çocukların ruh sağlığının korunması amacıyla” durdurma kararı verilmiş ise de; radyo ve televizyon yayınlarının çeşitliliği de göz önüne alındığında, yayın durdurma kapsamına alınan “kamu düzenini ve halkın moral değerlerini olumsuz etkileyen, güvenlik güçlerine dönük zaaf imajı yayan, toplumsal psikolojiyi olumsuz etkileyen radyo ve televizyon yayınlarının” hangi tür yayınlar olduğunun açık ve somut şekilde ortaya konulmaması nedeniyle, durdurmanın kapsam ve sınırlarının kararda belli edilmediği ve kararın bu yönüyle 3984 sayılı yasanın 25. maddesinin birinci fıkrasına aykırılık oluşturduğunun açık bulunduğu” gerekçesiyle yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.
Yürütmenin durdurulmasını kararına 26.10.2007 tarihli dilekçeyle Başbakanlık tarafından itiraz edilmiştir. İtirazlar nedenlerine göre; Bakan tarafından alınan televizyon ve radyo yayınlarını durdurma kararı, hukuka aykırı değil, uygundur. Danıştay kararındaki gerekçenin aksine; “ne dava konusu karardaki ne de söz konusu kararın dayanağı kanun hükmündeki kavram ve ifadelerde bir belirsizlik söz konusu değildir:” Yürütme organının yetkisinde olan durdurma kararı ulusal ve uluslar arası uygulamalarla da uyumludur…
Başbakanlık itirazını Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 1.11.2007 tarihinde karara bağlamıştır. İtiraz reddedilmiştir. Danıştay Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını göz önünde tutmuştur. Danıştay’a göre; “yayın yasağı öngören idari işlemlerin de yasaya dayalı olması, yasada öngörülen amacı taşıması, amaç ile bu amaca varmak için öngörülen araç arasında makul bir dengenin bulunması zorunludur. Bu bağlamda 21.10.2007 tarihinde Hakkari’nin Dağlıca Bölgesinde meydana gelen terörist saldırının kamu düzenini ciddi şekilde bozulmasına neden olacak nitelikte bir olay olduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Ancak, yukarıda da değinildiği üzere yayın yasağına ilişkin işlemin hukuka uygun olduğunun kabul edilebilmesi için yürütme organının bu konuda yasayla yetkilendirilmesi ve olayda yasada öngörülen nedenlerin gerçekleşmiş olması yeterli olmamakta getirilen yasağın aynı zamanda demokratik toplumun gereklerine ve ölçülülük ilkelerine de uygun kullanılması gerekmektedir.”
Yasağın kapsamı ve sınırları
Radyo ve televizyon yayıncılığında yayın kavramının genişliğini dikkate alan Danıştay; yayın yasağına ilişkin işlemlerde yasaklamanın hangi tür yayınları kapsadığının ve sınırlarının açıkça belirtilmesi ve buna bağlı olarak da radyo ve televizyon kuruluşlarının yasağın kapsamının öngörebilmelerinin sağlanmasının zorunlu olduğuna karar vermiştir. “Oysa dava konusu işlemde durdurulan yayınların hangi tür yayınlar olduğu hususu açıkça ortaya konulmamakta, işlem, yasağın kapsamı ve sınırları konusunda bir belirsizlik içermektedir.”
Bu nedenle Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu; Anayasa ve yasaya göre yürütme organına tanınan “yayınların yasaklanması” konusundaki yetkinin sınırlarının aşıldığı, böylece halkın bir olay hakkında bilgi edinme hakkının tüm yollarının kapatıldığı ve “ölçülülük” ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Bu nedenlerle Başbakanlığın “yayın durdurma” kararı konusundaki Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına yaptığı itirazı reddedilmiştir.
Yayın durdurmak için alınan bakan kararının durumu budur.
Bir gazetede okumuştum. Yazısını bitirirken bir yazar, Metin Eloğlu’ndan bir şiir koymuştu yazısının sonuna. Çok beğenmiştim. Yazıyı bitirirken bu yazı, aklıma getirdi bu şiiri…Nedense?
Çilingir sofrası
Bu zıkkımın yanında
Arnavut ciğeri ister,
bir
Çiroz salatası ister,
iki
Cacık ister, üç.
Adalet, müsavat hürriyet demeye
Sadece yürek ister. (Fİ/EÜ)