BM Güvenlik konseyi geçtiğimiz Kasım ayında 1441 sayılı kararı kabul ederek silah denetim heyetinin yeniden Irak'a gitmesine karar verdiğinde, müfettişlere 2 aya yakın bir zaman tanınmış, 27 Ocak 2003'te Irak'ta kitle imha silahları bulunup bulunmadığına ilişkin nihai raporun sunulması istenmişti.
"27 Ocak öncesinde Bush zorlanıyor"
BM'nin kararı, kitle imha silahlarının bulunması ve Bağdat'ın bunları imha etmeye yanaşmaması durumunda BM'nin bir sonraki adımlarla ilgili karara varmasını öngörüyor. Bir sonraki adım ise, Irak için savaş tehdidi anlamına geliyor. Ancak son günlerde, Irak'ı baskı altında tutanların, Irak'tan daha fazla baskı altında olduğu gözleniyor.
27 Ocak günü yaklaştıkça Avrupa, Rusya ve Türkiye savaşı önlemek amacıyla gittikçe daha aktif girişimlerde bulunuyor. Saddam Hüseyin'e yönelik suçlamalarına ilişkin kanıtlar gösteremese bile kendisini savaşmak zorundaymış gibi hisseden George Bush'un ise zorlanmaya başladığı yaptığı son konuşmalarda dikkat çekiyor.
Irak bunalımında en fazla baskı altında olan taraf, BM silah denetim heyeti. Oysa BM'nin verdiği görevi yerine getirmeye çalışan heyet bu baskıyı hak etmiyor. Olmayan bir şeyi bulamadıkları için hiç kimse Blix ve ekibini suçlayamaz. Buna rağmen, Washington'un sürekli yinelediği tehditler, savaşın çıkıp çıkmaması sanki müfettişlerin başarı ya da başarısızlığına bağlıymış gibi bir izlenim uyandırarak BM silah denetim heyetini güç durumda bırakıyor.
"ABD denetçileri sıkıştırıyor"
BM müfettişleri ise bu baskıdan kurtulmaya çabalıyor, denetimlerin Ocak sonuna kadar tamamlanamayacağını, daha birkaç ay hatta belki de bir yıl kadar zamana ihtiyaçları olduğunu heyetin şefi Hans Blix aracılığıyla tüm dünyaya duyuruyor.
Bu açıklamalar, Beyaz Saray'ın işine gelmiyor. Çünkü George Bush, Saddam Hüseyin'in devrilmesi, ama daha da önemlisi dünyanın ikinci büyük petrol kaynaklarının denetimini eline geçirmesini sağlayacak savaşı bir an önce savaşı başlatabilmek için sabırsızlanıyor.
Iraklılar bu kez silah müfettişlerine, bazı önemsiz istisnalar dışında kibar ve açık davranıyor, hatta başkanlık saraylarına girilmesine bile itiraz etmiyor. George Bush ise hala Irak'ın bazı gizli ve karanlık silah projeleri üzerinde çalıştığı iddiasından vazgeçmiyor, ama bunu kanıtlayacak delilleri göstermiyor. Bu delilleri Irak'ın sunması bekleniyor.
ABD Başkanı, 1441 sayılı BM kararını kendine göre yorumlayarak, kitle imha silahları geliştirmediğini ve bu tür silahlara sahip olmadığını uzun süredir iddia eden Irak'ın bu ifadeleri kanıtlamak için müfettişleri tesis ve laboratuvarlara götürmesini talep ediyor.
Suçlanan sanığın, suçu kanıtlanana dek masum olduğu yönündeki hukuk prensibi, anlaşılan Irak için geçerli değil. Bu prensip dünyanın en güçlü ülkesinin devlet başkanı tarafından bertaraf ediliyor ve bu başkan Irak'a savaş açabilmek için kendisine gereken zemini hazırlamaları için BM müfettişlerine baskı yapıyor.
BM silah denetim heyetinin bu arzuya karşılık vermesi halinde, bu çok ağır sonuçlara yol açar. Yapılması gereken, savaş çıkmasını önleme şansını kullanmak için müfettişlere daha fazla süre vermektir. Normal hayatta da mahkemedeki duruşmanın tarihine uymak için polisin yaptığı araştırma tamamlanmadan kesintiye uğratılamaz.(NK/BB)
* Yazı Deutsche Welle radyosunun Türkçe sitesinden alınmıştır.