doğum yapmamış kadınlara ve erkeklere soruyorum: “siz hiç doğum sancısı çektiniz mi?”
şimdi de herkese soruyorum: “doğurmadan hiç doğum acısı” çektiniz mi?
susmayın! son bir soru daha bekliyor sizi o zaman:
“ya o acı ya da sancıyı 15 yaşında bir kız çocuğu” çekmişse yanıtınız ne olur?
şimdi bir de aynı yıl içinde bir yalnızca bir kentte bunun sayısının “23” olduğunu öğrendiğinizde aynı soruya yanıt vermeyi deneyin.
isterseniz o kız çocuğunun annesi, babası, onun bir çocuk sahibi olmasına neden ergen bir “eş” olarak da yanıt verebilirsiniz. hatta böyle yapsanız çok daha iyi olur.
çok mu geniş oldu, yanıt “karambole gider” diye mi korkuyorsunuz.
o zaman kendinizin o çocukların kayıtlı olduğu aile hekimi olduğunu düşünün ve öyle yanıt verin. veya o aile hekiminin bağlı olduğu sağlık müdürlüğünün en üst sorumlusu olarak!
ya da o sağlık müdürünün sorumlu olduğu ilin valisi olarak yanıtlayın bu soruları.
sağlık bakanının, başbakanın, cumhurbaşkanının da yanıtlaması gerekir bu soruları; çünkü en üst sorumlular onlar.
ama bu yanıtları bana değil, topluma yönelik olarak vermeliler.
o çocukların kendilerinin ki olduğunu düşünerek....
“ilkokulda nişan 11’inde evlilik”
milliyet’ten burcu karakaş “ilkokulda nişan 11’inde evlilik” başlıklı, kız çocuklarının erken yaşta evlendirildiklerine dair çok güzel bir haber yaparak bir gerçeği ortaya koymuş. şöyle diyor bir yerinde::
‘bunların aileleri yok mu’ dedim. sınıfta hep 14-15 yaşlarında kızlar ve kucaklarında çocuklar vardı. dinlemeye onlar gelmiş. askerden dönen erkekleri, kız çocuklarıyla evlendiriyorlar. erkek, iş için şehir dışına çıkarsa, kızı beklemeden başkasıyla evlendiriyorlar. ikinci evlilik, 30 yaş ve üstü erkeklerle oluyor. bu duruma göz yumuluyor. diyanet de göz yumuyor. herkes yasak olduğunu biliyor. adli süreç başlasa, hemen herkesin cezaevine gireceği biliniyor.
böyle bir tek örnek bile “manşetlik” bir haberdir aslında.
öyleyken bunun neden gündem olmadığına şaşırıyor insan!
keşke her yerde benzer örnekler olup olmadığına dair birçok haber yazılsa.
artık sağlık dahil tüm kişisel kayıtlara erişebilen, nerede neyin olduğunu, hangi “suç”ların işlendiğini herkesten çok daha iyi bilen güvenlik birimleri acaba bu durumu neden atlamış olabilir sizce?
yanıtı hazır!
iha da aynı gün hemen resmi “yanıt”ların olduğu bir haber yayınladı.
burada hem ilgili belediye başkanı, hem de valiliğin açıklamaları vardı. iki açıklamada da ilk haberde söz edilenlere ilişkin aydınlatıcı veriler yok.
ama valilik açıklamasında “acı ve acıtan” gerçekler var:
“erken yaşta evlilik önemine binaen zaman zaman kamuoyu gündemine gelen konulardan birisidir. toplumumuzun yıllardır süregelen bir problemi olmasına rağmen, son yıllarda ilimizde yapılan çalışmalar neticesinde problemin çözümü açısından büyük gelişmeler kaydedilmiştir. mevcut durumda doğum kayıtları incelendiğinde, ilimizde 2012 yılında 5684 doğumun 23 adedi 15 yaş altı olarak gerçekleşmiştir. bu doğumlarla ilgili suç duyurusunda bulunulmuştur. doğum oranlarına bakıldığında erken yaşta evlilik sonucu gerçekleşen doğumun yüzde 0.4 olduğu görülmektedir. ilimizde gerçekleşen doğum olaylarının tamamı kayıt altına alındığından erken yaşta evlilik sorununun bitmek üzere olduğu görülmektedir. toplumsal algıların, gelenek ve anlayışların yanlış bile olsa değiştirilmesi zaman almaktadır. ancak yapılan çalışmalar toplumsal hafızanın olumsuz yönlerini ortadan kaldırmaktadır.”(abç)
birinci basamak sağlık hizmeti
ilk ve asıl sorumluluk ailelerden ve yakınlardan sonra kuşkusuz birinci basamak sağlık hizmeti veren aile hekimlerinindir. keşke burcu karakaş 15 yaşın altındayken doğum yapan 23 kız çocuğunun kayıtlı olduğu aile hekimleriyle de görüşse ve onlara şunları sorsaydı:
bu çocuklardan haberleri var mı? varsa neler yaptıkları? bu konuda yapmakla yükümlü oldukları işleri yerine getirip getirmedikleri? bu çocukları ve ailelerini izleyip izlemedikleri? doğumla ilgili bilgilendirmeleri yapıp yapmadıkları? fark ettikleri zaman durumdan diğer ilgili kurum ve kişileri bilgilendirip bilgilendirmedikleri? bu kız çocuklarını gebelik süreçlerinde izleyip izlemedikleri? doğan çocukların sağlık durumlarının ne olduğu? söz konusu bölgede toplumu bilgilendirici çalışmalar yapıp yapmadıkları.
aynı sorular il sağlık müdürlüğüne de sorulmalıdır.
evli olmayan kadınların gebelik testlerinin bile yakından izlendiği bir ülkede, bu durumun neden görmezden gelindiği sorgulanmalıdır.
tıpkı bu ülkede sağlık ocakları sisteminden vazgeçilip, yerine aile hekimliği modeli uygulanmaya başladıktan sonra artık birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerinin verilmediği gerçeği gibi.
tüm sorumlulara sesleniyorum:
sizler bunun hesabını sormazsanız, bir gün yalnız yaptıklarınızın değil, yapmadıklarınızın da hesabını sorulur. tıpkı “gezi”de olduğu gibi! (ms/hk)