Parya zaten zırt pırt işten atılmaya alışmıştı. 1990'ların başında sendikayı, sanduka içine koyup İşçi Hakları Mezarlığına defnedince herkesin ayakları suya ermişti. Bu sefer şaşırtıcı bir değişiklik oldu. Şimdi kadar hep "işten atanlar" departmanında oturanlar da, kovuldular !
Yani kovanlar ve kovulanlar "birlik ve beraberlik" içinde kaldırımların tadını çıkartma imkanına kavuştu.
Hayırlı idamlar efendim
Sabah Gazetesi'nin "başı"nın başına gelenler ise gerçek bir felaketti. Tek manşette Türkiye'yi hizaya getiren kudret, Mali Şube'deki sıradan polis memurlarının karşısında ayak ayak üstüne atmadan oturuyordu.
Bu "ince detay" Sabah'ın eski genel yayın yönetmeni Ufuk Güldemir'in sahibi olduğu Haber Türk adlı internet sitesinde asılı duruyordu.
Güldemir, eski patronunu acımazsız bir tarafsızlıkla dakika dakika haberleştiriyordu.
Mali Polisteki kibarlığını da "Türkiye'nin astığı ilk başbakan" Adnan Menderes'e benzetiyordu!
Sonra medyanın televizyon cenahındaki büyük kayma yaşandı. Ali Kırca zor günlerin adamı olduğunu gösterdi. Patronu içeri girince, ekibini aldığı gibi kendini İnter Star'a atıverdi. Seyircileriyle "hayatı paylaşmak" için 2 milyon doları tek başına alma özverisini gösterdi.
Boşta kalan ATV'nin başına da Ufuk Güldemir'in "Emir Subayı" Mehmet Tezkan geldi.
"Emir Subayı" gelir de "Komutanı" durur mu? Daha önce yaşanmış örneği vardı. Ufuk Güldemir, 6 ay "geçici görevle" Milliyet'e gittiğinde, Tezkan başarıyla Show TV'yi yönetmişti. Güldemir geri dönünce de, yerini saygıyla ona terkedip, alt kata inmişti.
Devrimci gazeteci Bilgin
Bu "ihtimal", Güldemir'in sitesinde Dinç Bilgin'e karşı duyulan "saygı - ötesi" hisleri şu şekilde habertürkleştiriyordu:
"Hayatını Türkiye'yi daha demokratik, daha özgür, bir ülke yapmaya adamış ama yakın çevresinin yanlış yönlendirmesi sonucu gazeteciliği bırakarak rotasını şaşırmış bu devrimci medya patronunu cezaevi parmaklıkları arasında görmek bir çok insanı da kahredecek!"
Bu "içtenliğin" daha kısaltılmış halini benzin istasyonlarına asılmış pankartlarda görebilirsiniz: Ücretsiz Yağ Değişimi Başladı!
2000'li yıllara kadar birçok devrimci gazeteci hapishaneye düştü. Ama hapishaneye girdiği anda "devrimci" kimliğe kavuşan ilk gazeteci Dinç Bilgin olacaktır. Bu şeref Ufuk Güldemir'e aittir.
Sakın geç kalma
Keşke diyorum, bu muhteşem tespiti Mehmet Tezkan ATV'nin başına getirilmeden yapabilme kurnazlığını gösterebilseydi. Belki inanan çıkabilirdi.
Neyse, daha içeri girecek çok patron olduğuna göre, "Bilgin olayı"ndan ders çıkartılır diye umuyorum.
Bildiğiniz gibi çağımız -bir miktar- globalleşme çağı haline geliyor. KÜREselleşen dünyada Kastamonu'yu bulmak her babayiğidin harcı olamıyor.
Burada zaman ve mekan önemli...
Patronların da mekanı cennet olmaktan çıkıyor. Türkiye patron cehennemine dönüyor. O nedenle patronunuz cehenneme düşmeden pozisyonunuzu almalısınız.
Ne Ali Kırca kadar erken kirişi kırın, ne de Ufuk Güldemir kadar da geç kalın!