Sonra İzmirli muhabirleri "altın yalanlar ödülü"ne aday hale getirdiler. Hopdediks Bayram'ın arkadaşlarına "altını görünce siyanüre karşı mücadeleden vazgeçtiler" diye iftira attılar.
O haberlerin çıktığı günün gecesinde Bergamalı köylüler fener alayları düzeninde maden çevresinde gövde gösterisi yapıyorlardı.
Milliyet'in Mehmet Yakup Yılmaz'ın elindeki haline aklı başında kimse eleştiri getiremez. Çünkü onun ombudsmanı var, güzel mi güzel...
Ombudsman yazar, Mehmet Yakup aynen yapar! Okur tepkisi haftalık bir gargaradır o kadar...
Aktüel - karatüel belli değil
Aktüel'in 5-11 Temmuz 2001 tarihli 520. sayısının kapağında takdim ettiği önemli haberi siyanür liçi ile altın üretimi hakkındaydı:
"Türkiye'nin dış borcunu Bergama altını ödeyecek."
Ufak at civcivler de yesin!
Nasrettin Hoca'nın fıkrasına bile fark atan bir "haber"... Hani Hoca borcunu ödeme planını anlatıyormuş:
-Koyunların geçtiği yerlere çalılar yerleştirdim. Oralara takılan yünleri toplayıp, yün eğireceğim. Sonra dokuyup, kumaş haline getireceğim. Kumaşları satıp para kazanacağım, O para ile de senden aldığım borçları ödeyeceğim.
Alacaklı gülmeye başlayınca Hoca pişkin pişkin söylenmiş:
-Peşin parayı görünce nasıl da gülersin!
Nasrettin Hoca'ya hazırlatsalardı Aktüel'in altın sayısı bu kadar güzel olamazdı. Metin Soysal, siyanür meselesinden sıkılmış:
-11 Yıldır süren bir altın davası... Köylüler yılgın, maden şirketi yılgın, bürokrasi yılgın... Peki 70 milyar dolar değerindeki altın rezervini yer üstüne çıkartmamanın sorumluluğunu kim üstlenecek?
Gazeteciliği kullanılmayan eşyaların tıkıştırıldığı arka odaya atınca, ortada kalanla bu kadar oluyor elbette... Şimdi eski bir gazeteci ağabeyimiz çıkıp sorsa:
-Evladım sen gazeteci misin, yoksa dış borç uzmanı mı?
Metin Soysal, bilinçli bir tavırla seçtikleri yolu yazısının sonunda açıklıyor:
-Haydi itiraf edelim, biz kabak tadını seviyoruz!
Komiser kanarya
Gerçekten de bu itiraf Aktüel için doğrudur. Seviyorlar o tadı... Eurogold şirketini kirlerinden arındıran haber içinde -diğer pek çok yalan ve yanlışın yanında- şöyle bir cümle var:
-Kâr transferi yapılırken bile yıl sonunda hükümet komiserinin de bulunduğu bir genel kurulda bu iş yapılır.
İnsanın "vay canına sayın seyirciler" diyesi geliyor. Mahalle kulüplerinin, Kanarya Sevenler Derneği'nin genel kurullarında bile bir hükümet komiseri bulunur ve hiçbir işe karışmaz. Sadece hazırladığı raporu ertesi gün ilgili makamlara verir. İsmine bakıp da polis, müfettiş, uzman falan sanmayın. Hükümet komiseri bazen mal müdürlüğünde çalışan memurdur, bazen bir katip, bazen de bir öğretmen...
Şimdi sadede geliyorum... Metin Soysal'ın itirafını kabul ediyoruz.
Kabak tadını sevdiğiniz kesin... Ama biz artık bunları yemiyoruz.
Eğer Aktüel'in eski Bergama haberlerine bakarsa Metin Soysal bile yemez!
(NA/NU)