"Amerika yeni bir Blair kazandı. Türkiye'deki Abdullah Gül ve Erdoğan yeni blairler oldular. Halklarına rağmen, kendilerini seçen ve seçmeyenlerin geniş muhalefetine rağmen ABD'nin yanında yer almayı tercih ettiler. Bunun bedelini de ödeyecekler ancak, hepimizin ödeyeceği bedelin yanında bu bir hiç olacak.
Sökmen, bu savaşta Türkiye ve dünyanın ödeyeceği bedelin çok daha yüksek olacağını söylüyor ve bu bedeli önlemeyi beceremedikleri için milletvekillerinin tarih önünde suçlu olacağı düşüncesinde:
İşler başka yerlerde hallediliyor
"Milletvekilleriyle telefonlar ettik, görüştük. Hepsi 'elimizden bir şey gelmiyor, aslında biz de çok sıkıştık' gibi laflar ettiler. Bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Erdoğan ve Abdullah Gül'ün ve onların yeni Blair olmasından kaynaklanan pozisyonlarının baskısı. Millet Meclisi'nde değil, başka yerlerde işler hallediliyor."
Sökmen, bundan sonra yapılabilecek savaş karşıtı etkinlikler için de şunları söylüyor:
"Bir kere, savaş karşıtlarının işi bir maraton. Henüz bitmedi. Biz bu kanı ellerimizde istemediğimiz için devam edeceğiz. Devam ederken, milletvekillerine neyi temsil ettiklerini hatırlatmayı sürdüreceğiz. Onlar bizim vekillerimiz, başka bir takım ülkelerin sözcüleri değiller. Bunu hatırlatmayı sürdürmek zorundayız."
Milletvekillerinden ümitliyim
Sökmen'e göre bundan sonraki yetki tezkeresi oturumlarında muhalif sayısının daha da artacağını savunuyor:
"Ben, daha sonraki oturumlarda muhaliflerin oranının artacağını düşünüyorum. Çünkü savaşa daha bariz bir evet demek olacak bundan sonraki oylamalar, orada, milletvekillerinden ümitliyim. 15 Şubat'ta dünya genelindeki savaş karşıtlarının eylemiyle daha güçlü bir ses çıkacağını umuyorum.
Bülent Arınç'ın kapalı oturumu "protokolmüş gibi" göstermesi, sanki kendi söz hakkı yokmuş gibi göstermesi çok öfkelendirici, korkakça bir şey. Bir şey yapıyorlarsa onu savunabilmeliler, savunabiliyorlarsa gösterebilmeliler. Savunamıyorlarsa yapmamalılar."(HA/BB/NK)