Karar Tasarılarında yer alan bir maddede şöyle deniliyor:
"YBH, Kıbrıs'ın kuzeyinin Türkiye ile bütünleşmesini, Kıbrıs Türk Toplumunun yok olması olarak görür ve kabul etmez."
Olağanüstü Genel Kurul'da görüşülecek Karar Tasarıları şunlar:
Kurultay Karar Tasarısı 1: Kıbrıs Sorunu Bir An Önce Çözülmelidir.
Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden menfaati olanlar sorunun uzayıp gitmesi için hala uğraşmaktadırlar. Bugüne kadar yapılan görüşmelerde, varılan uzlaşmaların, ortaya çıkan belgelerin hepsini reddederek ancak iki devlet esası üzerinden görüşme yapılabilir anlayışı, sadece sorunun çözümüne zaman kaybettirmiştir.
Kıbrıs'ın yakın tarihi, ne yazık ki, kafatasçı şöven unsurların gerçekleşmeyecek ham hayallerinin peşinde çatışma, gerginlik ve çözümsüzlüklerle geçmiştir. Bu çağda, egemenlerin asıl ihanet içinde olan bu şoven unsurlarla işbirliği içinde onları yönetimde tutması, onlara kendilerinden başkalarını hain ilan etme fırsatı vermektedir. Bu unsurlar, çıkmaz sokaklar yaratarak Kıbrıs'ı kan ve acıya boğmuşlardır. Başardıkları tek şey Kıbrıslı Türklerin yaşayamayacakları bir ortam yaratmak olmuştur.
Halkın önemli bir bölümü göç ederek yurdunu terk etmiştir ama sorumlular milliyetçilik iddialarıyla barış yanlılarını tehdit etmektedirler. Kıbrıs sorununun çözülmemiş olması onlara halkı tehdit etme ve susturma olanağı yaratmıştır. Halkı bir dış ve bir de iç düşman arasında sıkıştırarak, vurgun ve talanlarını gizlemeye çalışmaktadırlar.
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, bu ihanete son vermeye ve derhal daha önce varılmış mutabakatlar çerçevesinde, 1977-79 doruk antlaşmaları temelinde tüm Kıbrıslıların temel insan hak ve özgürlüklerine saygı gösteren, iki bölgeli, iki toplumlu askersizleştirilmiş federal bir çözüme varmak için görüşmelere başlanmasına; ve daha yakından gelişmelere katılma olanağı veren bir komite ile görüşmelerin sürdürülüp, bir an önce kapsamlı bir antlaşmaya varılması çağrısını yapar.
Bir antlaşmaya varılmadan önce de, temel insan hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesine, insanların serbest dolaşım ve çalışma haklarına sahip çıkmalarına engel olunmaması gereğine inanan Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, iki bölge arasındaki ilişkilerin ilerletilmesinin gerekliliğini vurgular.
Bu amaçların, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Kuruluş Antlaşmalarının halkımızın yararına olan haklarının tümünü kapsadığını hatırlatır.
Kurultay Karar Tasarısı 2: Avrupa Birliği Etkili Faktördür
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, Kıbrıs'ın AB üyelik sürecinin, Kıbrıs sorununun çözümü yönünde önemli bir baskı aracı olduğu inancındadır. Kıbrıs'ın AB üyelik görüşmelerini önemli bir fırsat olarak değerlendirmektedir. Kurultay, Rum tarafının AB üyelik görüşmelerine, Türk tarafının da "Tam katılması"nı kabul ve ilan ettiğini memnuniyetle karşılar; bu çağrıya olumlu yanıt verilmemesini ve "tam katılma" için ne istenildiğinin belirtilmemesini ve müzakere açılmamasını şiddetle kınar.
Vakit geçirmeden AB üyelik görüşmelerine Türk tarafının da katılmasının yararlarına inanan Kurultay, katılma isteğinin ilan edilmesini ve hemen Kıbrıs'la ilgili varılmış tüm antlaşmaların Kuzeyde de uygulanması için, kurulacak bir birimin gerekenleri saptama çalışmalarına başlamasını savunur.
Kıbrıs'ın AB üyelik sürecinin, Kıbrıs sorununun çözümüne yaptığı olumlu etkinin azalmamasından memnun olan Kurultay, üyelik sürecinin ve giderek AB üyeliğinin çözümden sonraya ertelenmesi görüşlerini barışa aykırı olarak saptar ve Kıbrıs sorunu çözülmeden muhtar tayin etme yetkisi bile olmayan bir siyasete mahkum olmamak için tüm barış yanlısı yurtseverleri, AB üyelik sürecini, desteklemeye ve Kıbrıs sorununa yarattığı olumlu katkıdan yararlanmaya çağırır.
Kurultay Karar Tasarısı 3: Bölgemizde Yaşayan Rum Ve Maronitlere Eşit İnsan Hakkı Verilmelidir.
Bölgemizde 3. Viyana mutabakatı uyarınca Yönetimin, temel insan hak ve özgürlüklerine saygı göstereceğini taahhüt ettiği Rum ve Maronitler yaşamaktadır. Onlara kendi Hekim ve Öğretmenlerinden de yararlanma hakkı tanınmasına rağmen, zaman zaman değişen uygulamalarla hakları sürekli inkar edilmektedir. Bu durum Yönetimin sözünde durmadığını kanıtlamaktadır.
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, Yönetimi bu davranışından dolayı şiddetle kınar, bu durumun değişmesi ve tüm evrensel hak ve özgürlüklerden yararlandırılması gerektiğine inanır. Yönetimi bir an önce, taahhütlerini yerine getirmeye; 1975 yılında yapılan mutabakatın gereği iki bölge arasında gidip gelme ve Karpaz'a geri dönme hakkı olanların dönmelerine izin vermeye, mülkiyet haklarına saygı göstermeye, kendi Öğretmen ve Hekimlerinden yararlanmak hakkını tanımaya çağırır.
Kurultay Karar Tasarısı 4: Demokrasi Ve İnsan Hakları Egemen Olmalıdır
İletişim ve ulaşım olanakları dünyamızı hızla küçültmekte ancak refah ve mutluluk yerküreyi kucaklayamamaktadır.
Soğuk savaş dönemi sona ermesine rağmen dünyada artık barışın, demokrasinin, insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün egemen olacağına ilişkin sözler havada kalmıştır.
Açlık, sefalet, cehalet ve hastalıklar insanlığın büyük bir bölümünü perişan etmektedir.
Dünyanın en zengin 200 kişisinin sahip oldukları toptan servet, yeryüzündeki en yoksul 2.5 milyar insanın toplam gelirinden fazla iken insan haklarına dayalı demokrasi tüm insanlığın yaşam biçimine dönüştürülemez.
Dünyamızda her yıl 38 milyon insan açlıktan ölürken yoksul insanların başlarına tonlarca bomba yağdırarak insan haklarına dayalı demokratik bir dünya düzeni kurulamaz.
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı evrensel sosyal adalet sağlanmadan, Kıbrıs, Filistin ve Keşmir gibi dünyanın çeşitli bölgelerindeki sorunlar hakça çözüme ulaştırılmadan insan haklarını ve demokrasiyi dünya genelinde geçerli kılmanın olanaksız olduğuna inanır.
Dünyayı tehdit eden terörizmin kaynağında evrensel eşitsizliğin yattığının bilincinde, yoksulluğa, açlığa ve sefalete karşı ciddi bir savaş açılmadan terörizmin yenilemeyeceğini, demokrasi ve insan haklarının tüm insanlığın ortak değerlerine dönüşemeyeceğini önemle vurgular.
İnsan haklarına dayalı demokrasinin tüm dünyada egemen kılınabilmesi için uluslararası toplumu yoksulluğa, sefalete, adaletsizliğe ve her türlü zorbalığa karşı dayanışmaya ve evrensel düzeyde savaşıma çağırır.
Bu çerçevede Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı,halkımızı Kıbrıs'ta yaşayan tüm insanların temel insan hak ve özgürlükleri ihlallerini; Toplumumuza karşı dayatılan baskı, tehdit, sindirme eylemleri ile söz söyleme, seyahat etme ve benzeri yasaklara karşı çıkmaya çağırır, bu ihlalleri uluslararası kuruluşlara taşıyarak uygulanmasını önlemek için mücadele edeceğini duyurur.
Kurultay Karar Tasarısı 5: Yurtseverlerin Güçbirliği Gerçekleşmelidir.
Kıbrıs'ta on bin yıllık bir kültürün izlerini taşıyarak varlığını sürdüren Kıbrıs Türk Toplumu, özellikle 1974 sonrası yaratılan statüko nedeniyle bir yok oluş süreci yaşamaktadır.
Yurtsever Birlik Hareketi, bugün toplumun içine sürüklendiği durumun, egemen güçlerin bilinçli bir operasyonun sonucu olduğunun altını çizmek ister.
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, toplumun artık inanmadığı vaadler sunmak yerine, toplumda var olan tepkiyi örgütlemek ve bu tepkinin kitlesel örgütlenmesi için iş ve güç birliğine inanmaktadır. Toplumdan, hükümetçilik oyunu oynamak için değil, ülkeye sahip çıkmak ve kendi kendini yönetmek için yetki talep edilmelidir.
Bu örgütleniş ne kadar kitleselleşir ve vitrinin süslerine talip olmaktan uzak, rejime karşı ve rejimi değiştirmeye yönelik olursa, o kadar fazla başarı şansı vardır. Kitlesel bir yapıya ulaşan örgütlü direniş gücünü, günü geldiğinde bir seçimi boykot ederek veya iktidar olmak için yetki talep ederek gösterebilir. Önemli olan örgütlenmedir.
Yurtsever Birlik Hareketi, ülkedeki bu olağanüstü oluşuma karşı mücadelenin tüm barış ve antlaşma yanlılarının ortak mücadelesinden geçtiğinin bilinci ile iş ve güç birliği çağrısı yapmaktadır.
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, iş ve güçbirliği çağrısı yaparken, hiç bir etki ve yetkisi bırakılmayan bazı makamlarda koltuk kapmayı hiç düşünmemektedir. Bu çağrıyı statükoya karşı var olan "SES"in içte ve dışta daha güçlü çıkması için yapmaktadır. Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, bu çağrıyı yaparken, her partinin, her örgütün kendine özgü düşünceleri olduğunun bilincinde olarak, asgari müşterekler üzerinde mücadeleyi düşünmektedir. Asgari müşterek olarak da en genel anlamda "Kıbrıs'ta federal bir antlaşma ve AB üyeliği"ni savunan, statükoyu reddeden ve değiştirmeyi isteyen, TC'nin her türlü müdahalelerine karşı çıkan, barıştan yana tüm demokratik birey ve örgütlerin güçbirliğini anlamaktadır.
Yurtsever Birlik Hareketi kurultayı, oluşturulacak kitlesel bir güçbirliğinin, umutsuzluk içerisinde olan halkta umut yaratacağını, dış dünyada "Kıbrıs'ın kuzeyinde antlaşma isteyen önemli bir kitlenin var olduğu" mesajının yükseleceğine inanmaktadır.
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, bugün ülkede her zamankinden daha çok barış yanlılarının güçbirliğine ihtiyaç olduğuna, bir güçbirliği için de zeminin var olduğuna inanmaktadır. Bu çerçevede "Kıbrıs'ta federal bir andlaşma ve AB üyeliği ile Kıbrıs Türk Toplumunun varlığını savunma ve TC'nin müdahalelerine ve ilhaka karşı çıkma" temelinde her türlü iş ve güçbirliğine vardır, bunun için üzerine düşeni yapmış ve yapmaya da devam edeceğinin altını çizer
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, içerisinde bulunduğumuz bu ortamda geniş kapsamlı bir güç birliğinin şart olduğunu, kurtuluşun da ancak böylesi geniş kapsamlı bir güçbirliğinden geçtiğini bir kez daha vurgular.
Kurultay Karar Tasarısı 6: Ekonomik Sorunların Çözümü AB Üyesi Federal Kıbrıs'ta Mümkündür
Ekonominin temel amacı, insanların sınırsız ihtiyaçlarını, sınırlı ülke kaynakları ile karşılamaktır. Bu da ülke kaynaklarının verimli kullanılması ile mümkündür.
Hükümete giren partiler uygulayacakları programlarla, sektörler arası dengeyi koruyarak o ülkedeki mevcut gelir seviyesini daha müreffeh bir düzeye yükseltmek durumundadır.
Bunu yapıp yapamadıklarını takip edip denetlemek, hem halka hem de muhalefette olan partilere düşen bir görevdir. Bu da ancak şeffaf, hesaba gelir ve demokratik yönetimlerde mümkündür.
Nüfusunun ne olduğunu bilmeyen, para kontrolünü yapamayan, bankalarını denetleyemeyen, merkez bankasına hükmedemeyen, yüzde 60 ve daha fazla enflasyonla erimekte olan bir parayı kullanan ve vatandaşlarının geceden sabaha fakirleşmesini önleyemeyen bir yönetimin ekonomik sorunlara çare bulması mümkün değildir.
Bugüne kadar hükümete girip çıkan düzen partileri ülkeyi dayatma paketlerle yöneterek, ekonomik tedbir diye aldıkları kararlarla; yeni istihdamlar yerine göçü, yeni yatırım yerine mevcutların iflasını, refah seviyesini yükseltme yerine tüm sektörlerin iflasına neden olmuşlardır.
YBH Kurultayı, düzen partilerinin oluşturduğu hükümetlerin ülke sorunlarını çözmede çare olmayacağını, ülke sorunlarının köklü çözümünün ancak AB üyesi Federal bir Kıbrıs'ta mümkün olduğunu yineler.
Kurultay Karar Tasarısı 7: Her Türlü Teröre Ve Savaşlara Hayır
Yurtsever Birlik Hareketi, Amerika'daki ikiz kulelere ve Pentagona yapılan terörist eylemler dahil, dünyada suçsuz insanlara yönelik tüm terör olaylarına karşıdır.
Aynı zamanda, teröre karşı terörle yanıt veren, devlet yönetimlerinin halklara yönelik saldırılarına da karşıdır.
Terör sadece birtakım illegal örgütlere mahsus bir eylem biçimi değildir. Her türlü insan haklarını ihlal eden ve yurttaşlarını açlık, sefalet ve faşist şeriat düzeni baskısı altında ezen devletlerin halklarına yönelik uygulamaları da devlet terörü olarak ifade edilir.
Terörizmin kökenine inmeden, nedenlerini araştırıp ortadan kaldırmadan, teröre karşı devlet terörü ile yanıt vererek suçsuz insanları öldürmek ve evlerini barklarını yıkmak onaylanamaz.
Terörizm ana nedeni dünyadaki açlık ve sefalettir. Faşist ve ırkçı örgütlerle radikal İslam gibi akımlar da teröre kaynaklık etmektedir. Dünyanın çok küçük bir bölümü zenginlik içinde yaşarken buna karşılık, büyük çoğunluk yoksulluk içinde kıvranırken terörizmi önlemek olanaksızdır. Bunun yanında demokrasi ve insan hakları toplumlarda yaygınlaşmadığı sürece, terörizmin kaynakları kurutulamaz.
ABD ve müttefiklerinin terör saldırılarını yok etme bahanesiyle başlattıkları savaşı da onaylamak mümkün değildir. Terör ve terörü besleyen ülkeleri cezalandırma adı altında başlatılan savaşın binlerce sivilin ölmesine, on binlercesinin sakat kalmasına, insanlığa yararlı pek çok kaynağın ve doğanın tahrip edilmesine neden olmaktadır.
Savaşlar her zaman ölüm, hastalık, açlık ve sefalet getirmiş, kapanması uzun yıllar isteyen yaralar açmakta ve toplumlar arasında kin tohumlarının ekilmesine neden olmaktadır.
ABD ve müttefikleri, yıllarca besledikleri ve kendi çıkarları için kullandıkları terörün ortadan kaldırılmasını gerçekten istiyorlarsa, bunun savaşla mümkün olmadığını anlamalı, silaha ve silahlanmaya yaptıkları harcamaları, açlıktan insanların ölmemesi, dünyada eğitimsiz insan kalmaması ve etnik ayrılıkların ortadan kaldırılması, radikal-dinci şeriat düzeni altında ezilen halkların demokratik yönetimlere kavuşması yönünde kullanmalıdır. Sorunlu bölgelerdeki sorunların köklü çözümü için etkin çaba harcamalıdır.
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı,her türlü teröre ve her türlü savaşa karşıdır. Halkların, emperyalizmin ve kapitalizmin azgın sömürü çarkları arasında ezilmesine de, dinci, radikal İslamcı, baskıcı yöntemlerle insan haklarından yoksun bırakılmasına da şiddetle karşıdır.
Yurtsever Birlik Hareketi, ABD'nin başlattığı ve yoksul Afgan halkının tamiri imkansız kayıplara uğramasına neden olan savaşı bir an önce durdurulmasını talep eder ve Uluslararası toplumun da ABD'nin saldırgan tavrından geri adım atması için süratle harekete geçmesini çağırır.
Kurultay Karar Tasarısı 8: Seçim Çare Olamaz
Ülkemizde yaşanan gerçekler,seçimin,toplumda değişiklik yaratmak için bir çare olamayacağını göstermiştir. Toplumu her yönüyle tutsak alan TC asker sivil yönetimi ülkenin nüfusunu değiştirmiştir. Her seçime ve her seçim sonrasına müdahale etmektedir. Önemli hiçbir konuda Kıbrıslıya söz söyleme ve karar verme hakkı tanınmamaktadır. Halkın haber alma hakkı elinden alınmıştır. Kurdurulan yeraltı ve yerüstü örgütleriyle halk terörize edilmektedir. Toplumun temel hak ve özgürlüklerine engellemeler getirilmektedir.
Seçimler halk iradesinin yansıması için yapılır. Ülkedeki nüfus yapısının değiştirilmesi nedeniyle,herhangi bir seçimde Kıbrıs Türk Toplumunun iradesinin yansıması mümkün değildir. Halk iradesinin yansıması demokratik ortamlarda mümkün olabilir. Bu ülkede Yurtsever Birlik Hareketi'nin baştan beri reddettiği olağanüstü koşullar hakim bulunmaktadır (Anayasa'nın Geçici 10. maddesi ve Üst Koordinasyon Kurulu gibi...)
Bundan dolayı da halk iradesinin yansıması söz konusu olamaz.
Yurtsever Birlik hareketi Kurultayı,genelde,zaman zaman yapılmasına izin verilen seçimleri bir oyun olarak görür. Meclis,hükümet gibi organları da ülkede yaratılan bu vitrinin süsleri olarak değerlendirir. Yurtsever Birlik Hareketi,bu güne kadar yapılan her seçimi kendi özel koşulları içinde değerlendirmiş ve seçim platformunu Rejimi deşifre etmek,ülke gerçeklerini halka anlatmak ve Rejime karşı olan "SES"i yükselterek barış ve demokrasiye ulaşma mücadelesinde bir araç olarak kullanmıştır.
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı,Seçimin çare olmadığını bir kez daha vurgular; bu çerçevede, bundan sonraki her seçimi de kendi özel koşullarında değerlendirip ona göre hareket edeceğinin altını çizer.
Kurultay Karar Tasarısı 9: Kıbrıs'ın Kuzeyi TC'ye İlhak Olamaz
1960 Garanti Antlaşmalarının kendisine verdiği müdahale hakkını, Kıbrıs'ta bozulan anayasal düzeni yeniden tesis etmek maksadıyla kullandığını iddia ederek Kıbrıs'a gelen TC-Yönetimleri geçen süre içerisinde, Kıbrıs'ın Kuzeyini kendi stratejik çıkarları için kullanma yolunu seçmişlerdir..
Bu çerçevede,Kıbrıs Türk Toplumunun nüfus yapısını değiştirdiler.Önemli hiçbir konuda topluma söz söyleme ve karar verme hakkı tanımadılar.Toplumun yarıdan çoğunun göçünü yaratarak Kıbrıs Türkünü bir yok oluş sürecine soktular.
Kıbrıs'ın Kuzeyini her şeyi ile kendilerine bağımlı kılan TC yönetimleri, işlerine geldiği zaman kendi ve diğer ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması şampiyonluğunu yaparken, Kıbrıs'ın AB üyeliğine çözümden ve kendi üyeliklerinden önce alınması durumunda, Kıbrıs'ın kuzeyini Türkiye'ye "ilhak" edeceklerinden söz etmektedirler.
Yurtsever Birlik Hareketi Kurultayı, Kıbrıs'ın kuzeyinin Türkiye ile bütünleşmesini, Kıbrıs Türk Toplumunun yok olması olarak görür ve kabul etmez, bugünkü dünya koşullarında bunun mümkün olmadığını hatırlatır, bölünmüş yurdumuzun federal bir çatı altında yeniden bütünleşmesi yönündeki mücadelesini içte ve dışta kararlılıkla sürdüreceğini bir kez daha vurgular.(NA)