Weston, 3 Ekim'de New York'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Glafkos Klerides arasındaki görüşme öncesinde Kıbrıs Gazetesi'nin sorularını cevapladı.
"ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde yapılmakta olan doğrudan görüşmeleri desteklediğini" belirten Weston şunları söyledi:
"Yıl sonuna kadar çözüm olur"
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD), Kıbrıs sorununa genel yaklaşımı nedir?
ABD, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin, Kıbrıs'ı çok uzun bir süreden beri bölmüş olan görüş ayrılıklarına adil, kalıcı ve kapsamlı bir çözüm bulma çabalarını güçlü bir şekilde desteklemektedir.
BM Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro de Soto'nun bu konuda oynadıkları rolün önemini vurgulamalıyız. ABD, şu anda BM himayesinde devam eden doğrudan görüşmelere destek vermektedir.
Kıbrıs sorunu için nasıl bir çözüm öngörüyorsunuz?
ABD, kapsamlı bir anlaşmanın Kıbrıs için en iyi çözüm şekli olacağına inanıyor. BM'nin gözetiminde yapılan doğrudan görüşmelerde ayrıntılar üzerinde anlaşmaya varmak iki toplumun liderlerinin görevi. Biz Kıbrıs'ta, iki toplumun yasal beklentilerini karşılayan ve bölgesel istikrarı destekleyen bir çözümün olabileceğine inanıyoruz.
Paris randevusunun, ilerleme sağlanmasına yardımcı olduğuna inanıyor musunuz?
Paris'te iki toplum liderinin, BM Genel Sekreteri Annan'la bir araya gelmesi, doğrudan görüşmeler varılan noktayı gözden geçirme ve ileriye dönük bir plan yapılıp yapılamayacağını değerlendirme imkanı yaratması bakımından önemli bir fırsattı. Genel sekreter, iki lideri, Ekim'de New York'ta yeniden bir araya gelmeden önce kendileriyle tartıştığı konuları acilen ele almaları yönünde teşvik etti.
New York randevusu öncesi her iki liderden ne yapmaları bekleniyor?
Biz iki liderin, Genel Sekreter'in mesajına cevap vereceklerini umuyoruz. Genel Sekreter ve BM Güvenlik Konseyi'nin, kapsamlı bir çözüme varmak için acil görüşmeler yapılması gerektiği düşüncesine katılıyoruz.
İki liderin bu dönem içerisindeki çabalarına, herhangi bir şekilde katkıda bulunma niyetinde misiniz?
Bugün olduğu gibi, BM'nin çabalarını desteklemeye devam edeceğiz. Lefkoşa'daki Büyükelçimiz Klosson, Klerides ve Denktaş'la yakın temas içerisinde olacak. Önümüzdeki haftalar ve aylarda, BM'nin çabalarına diplomatik destek vermeye devam edeceğim. Bu destek, bölgeye ve diğer ilgili ülkelere seyahat ve BM ekibiyle sıkı işbirliğini de içermektedir.
Önümüzdeki New York görüşmelerindeki beklentileriniz nelerdir?
New York'taki toplantının, yapılacak doğrudan görüşmelerde önemli ilerleme sağlanması yönünde bir etki yapmasını umuyorum. Aralık ayında Kopenhag Konseyi'nde yer alacak olan AB genişleme kararından önce çözüme ulaşmak için gerçek bir fırsat bulunduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor. Bu tarihi fırsat, büyük ihtimalle yeniden doğmayacak ve bunu yakalamalıyız.
Bu yıl sonundan önce kapsamlı bir anlaşmanın olabileceğine inanıyor musunuz?
Evet. Tabii bu, büyük ölçüde iki liderin iyi niyetle görüşmelerine bağlı. Aralık ayında yapılacak olan Kopenhag Konseyi'nin yarattığı bu tarihi fırsat kaçırılmamalı. Şunu da belirtmek isterim ki, her iki lider, Aralık 2001'de, kapsamlı bir çözüme varılana kadar müzakerelere inançla devam edecekleri konusunda anlaşmışlardı.
ABD'nin, yakın zamanda çözüm bulunması yolundaki rolü ne olacak?
BM çabalarını desteklemeye devam edeceğiz. Az önce de söylediğim gibi, Büyükelçi Klosson, Kıbrıs'taki her iki liderle çalışmaya devam edecek . Ben de adadaki ve bölgedeki aktörlerle, AB ve BM ile yaptığım çalışmalara devam edeceğim.
Kıbrıs'ta çözüm, ABD'nin çıkarlarıyla nasıl bağlantılı olur?
Pek çok yönden. En önemlisi tüm Kıbrıslılar için iyi olur. Çözüm, adada barış ve istikrar ve ekonomik gelişme anlamını taşımaktadır. Kıbrıs'ta bir çözüm, Ege bölgesinde askeri gerilimlerin azaltılmasına ve bölgede istikrara yol açacaktır. Ayrıca, NATO müttefikleri olan Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin gelişmesini güçlendirecek ve her iki ülkenin de ABD'yle daha da yakınlaşması yolunu açacaktır. Çözüm, Kıbrıs'ın AB'ye girişini kolaylaştıracak ve Türkiye'nin AB ile ilişkilerini geliştirecektir. (NK)