Karşılaştırmalı verimlilik
Milli Prodüktivite Merkezi (MPM) uzmanlarınca Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) üyesi 15 ülke arasında 1990-1999 dönemi esas alınarak yapılan karşılaştırmalar şunu ortaya koyuyor:
* Sanayide en yüksek yıllık verimlilik artışı yüzde 4.62 ile Finlandiya 'da,
* En düşük rakam ise yüzde -0.07 gerilemeyle Danimarka 'da gözlendi.
* Ortalama nüfus artışı en yüksek ülke yüzde 1.77 ile Türkiye,
* 0.13 nüfus artışı ile de Portekiz en alt seviyede duran ülke.
* Sabit ve ulusal fiyatlarla en yüksek gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYİH) artışı yüzde 6.65 ile İrlanda 'da
* En düşük GSYİH artışı ise yüzde 1.36 ile İtalya 'da gerçekleşti.
* Türkiye 'de söz konusu artış yüzde 3.13 olarak hesaplandı.
Türkiye, AB üyesi olsaydı
Türkiye'nin AB üyesi olması durumunda (1999 yılı verilerine göre):
* AB toplam nüfusu içindeki payı yüzde14.9,
* GSYİH'deki payı ise yüzde 4.67 olacaktı.
* Türkiye, nüfus açısından ikinci , sırada yer alacak.
Verimlilik artışı yaşamsal destek istiyor
Konu ile ilgili olarak aldığımız görüşler, tarım kesiminde sürekli bir verimlilik artışının, ancak tarımla ilgili sanayilerin yaşamsal desteği ile ayakta tutulabileceği yönünde yoğunlaşıyor.
Ortaya konulan bir başka görüşe göre ise, ülke ekonomisinde sektörlerde verimlilik düzeyindeki değişmelerin izlenmesi ve verimliliği artıracak politika uyarlamalarının gerçekleştirilmesi, geliştirilecek politikaların tutarlılığını artırıcı etki yapacak.
Tarım, politika ve doğa koşulları
Türk ekonomisi açısından önemini koruyan bir sektör olarak tarımda, kaynak kullanımında etkenlik ve verimlilik düzeyindeki gelişmeler, politikalara yön vermede son derece önemli bir gösterge olarak çıkıyor karşımıza.
Tarım sektöründe üretim, büyük ölçüde doğa koşullarına bağlı olarak belirlenirken, teknolojide yaşanan gelişmelere paralel olarak bu bağımlılık giderek azalıyor.
tarımda üretim düzeyi yetersiz
İzmir Ticaret Borsası Ar-Ge Sorumlusu Yaşar Uysal;
* Dünyada birçok ülkede tohum ve tarla ıslahı çalışmaları neticesinde verimlilik oranının yükseldiğini,
* Türkiye'nin sahip olduğu tarımsal potansiyel dikkate alındığında, ulaşılan üretim düzeyinin yetersiz kaldığını, söyledi.
Ekilebilirlik sınırına gelinmiş
Türkiye'de artık ekilebilir ve işlenebilir toprakların sınırına büyük ölçüde ulaşılmış bulunulduğuna dikkat çeken Uysal, Türkiye'de pamuk dışında diğer ürünlerde verimde dünya ortalamasının altında kalındığını anlattı:
"Genel olarak, 1980'den itibaren, modern girdi kullanımındaki artışa bağlı olarak dünyada ve Türkiye'de verim artışı sağlandığı görülüyor.
"Ancak, Türkiye'de özellikle 1980 sonrasında tarımda yeterli yatırımların yapılmamasına bağlı olarak, üretimde istenilen düzeye ulaşılamadı.
Bu durum verimde Fransa, Almanya gibi gelişmiş ülkelerin yanı sıra Bulgaristan, Mısır gibi gelişmekte olan ülkelerin de gerisinde kalmamıza neden oldu. Ülkemiz koşullarında üretici gelirlerinin artırılmasının yolu, verimin artırılmasından geçiyor."
Tarım politikaları yetersiz
Verim düzeyinin istenilen noktaya çıkarılması için tarım politikalarında yeniden yapılanma gerçekleştirilmesi gerektiğine de işaret eden Uysal, ülkede tarım sektörünün üretim ve pazarlama alanındaki sorunlarının uzun yıllardır aşılamamasının temel nedeni olarak;
Ulusal Tarım Konseyi önerisi
Uysal, öncelikli olarak tarım politikasının belirlenmesine ilişkin yeni bir kurumsal yapılanma, ardından da politika içeriklerinin yeniden belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi:
* Bu amaçla ilk önerimiz Ulusal Tarım Konseyi 'nin (UTAK) oluşturulmasıdır.
* Üretici birlikleri, üretici örgütleri, Borsalar, İhracatçı Birlikleri, Üniversiteler, DPT ve ilgili Bakanlıkların temsilcilerinden oluşacak bu konsey, ulusal tarım politikasının belirlenmesinde nihai karar mercii olarak işlev görmelidir.
* Konseyin etkin çalışabilmesi ve başarılı olabilmesi için, bitkisel üretim, hayvancılık, ormancılık ve su ürünlerine ilişkin alt komisyonlar kurulmalıdır.
* Başlangıçta, ürün ve bölge bazında bazı mikro önerilerin geliştirilmesi ve daha sonra bunların makro boyutta bir stratejiye dönüştürülebilmesi için yoğun bir çalışma gerekli olacaktır.
* Akılcı bir uyum programının ardından, AB'nin finansal imkanlarından yararlanmaya çalışılmalıdır.
* Zira, AB'nin bu konuda taahhütleri bulunmaktadır.
* Tüm bu çalışmalar ülkemiz tarım politikalarının girdi ve fiyat destekleri, üreticiye doğrudan gelir aktarımları (prim sistemi gibi) konularında somut ve gerçekçi ölçütleri verecektir.
* Böylece, bugüne kadar yapılanın aksine, tarım politikalarının bilimsel bazda, iç ve dış fiili koşullar dikkate alınarak belirlenmesi imkanı doğacaktır."
Tarım ve kamu hizmetleri
Milli Prodüktivite Merkezi Ege Bölge Müdürlüğü Uzmanı Dr. Canan Arıkbay , verimliliği artırmaya yönelik tarım tekniklerinin kullanımını engelleyen nedenleri; doğal nedenler, tarımsal yapıdan kaynaklanan sorunlar ve işletme içi faktörler olmak üzere üç başlıkta toplanabileceğini söyledi.
Verimliliği etkileyen en önemli nedenlerin başında doğal koşullar geldiğini vurgulayan Arıkbay, günümüzde doğaya egemen olmaya çalışan ülkelerin tersine, bizim gibi az gelişmiş ülkelerin tarımının doğaya bağımlılığını sıkı sıkıya sürdürdüğünü anlattı.
Tarımda verimlilik nasıl artırılır?
* Arazi verimliliği artırılmalı,
* Ürün verimliliği artışı sağlanmalı,
* Emek verimliliği yükseltilmeli,
* Tarım envanteri çıkarılmalı, veri tabanı oluşturulmalı,
* Tarım haritaları çıkarılmalı,
* Tarımsal ilaçlar reçete ile satılmalı,
* Sözleşmeli üretim teşvik edilmeli,
* Ar-Ge çalışmalarının geliştirilmesine yönelik önlemler alınmalı.
Türkiye'de verimlilik neden artmıyor?
* İşletmelerin küçük, çok parçalı ve dağınık olması yani optimum ölçekten uzaklaşılması ,
* Altyapı yatırımlarının etkin ve yeterli olmaması,
* Üreticilerin gelir düzeylerinin yeni yatırımları finanse edecek düzeyde artmaması,
* Tarımsal girdilerde dışa bağımlılık ve bunun sonucunda girdi fiyatlarında dövize bağlı ortaya çıkan artış,
* Bilinçsiz ve yetersiz girdi kullanımı ,
* Ülke genelinde üretim planlaması yapılmaması, tarımsal alanların toprak ve iklim şartlarına uygun ürün türü seçilmemesi,
* Hasat sırasında ortaya çıkan kayıplar ,
* Üreticilerin eğitim ve bilgi düzeylerinin yetersiz olması ,
* Ar-Ge çalışmalarına yeterli kaynak ayrılmaması.
(NC/YÖ/NU)