Bir ev toplantısında, bir kadın kendisini ziyarete gelen kadınları yatak odasına çağırıyor. Az önce mahalleden komşularının yanında, "Benim hiçbir sorunum yom, ben kocamla çok mutluyum," diyen kadın, koca bir kağıt parçası tutuşturuyor kadınların ellerine. Koca kağıtta tek bir cümle yazılı: "Koca dayağı". Sonra onları uyarıyor: "Bu mektubu mutlaka Konya'ya ulaştırın."
İşte yüzlerce mahalleden gelen on beş bin mektup Konya'ya ulaştı. Kadınlar sorunlarını yazdılar, kendilerini "ulak^diye tanımlayan kadınlara teslim ettiler ve Konya'ya ulaştırdılar. Bundan sonra neler olacağını Pınar Selek anlatıyor:
"Çok büyük bir kadın potansiyeli var"
-Amacınız gerçekleşti mi?
Kısmen gerçekleşti diye biliriz. Aslında yola çıkarken, bölgelerdeki kadınların bu kadar hazırlık yaptığını, bu kadar çalıştığını bilmiyordum açıkçası. Biliyorsunuz kadınlar çeşitli şehirlerden yola çıktılar ve yol boyunca köylere, başka şehirlere uğrayıp oradaki kadınlarla buluştular. Yürüyüş öncesi, uğranan her yerde belli bir çalışma yapılmıştı, kadınlardan mektuplar ve kumaş parçaları toplanmıştı. Yol boyunca mektuplar birikti, sözler birikti, onlar geceler boyunca rapor haline getirildi. Yaklaşık on beş bin mektup toplandı. Dolayısıyla bu çalışmaya on beş bir kadın katıldı.
-Katılım biçimi çok önemli
Çok önemli. Çünkü kadınlar dolaysız olarak kendilerini anlattılar. Araştırmacılara değil, birbirlerine anlattılar, sorunlarını birbirleriyle paylaştılar. Bu çalışma sırasında şunu gördük, gerçekten çok büyük bir kadın potansiyeli var. Ancak amacımız kısman gerçekleşti derken, şunu işaret etmek istedim: Daha uzun soluklu bir hazırlık yapmalıymışız. Bu büyük potansiyel daha iyi değerlendirilebilirmiş.
-Polis baskısının nasıl bir etkisi oldu?
Özellikle İstanbul ekibine çok baskı yapıldı. Bu da bizim daha çok kadınla buluşmamızı engelledi. Bizim gideceğimiz köylere bizden önce polis, jandarma gitti. Yine de bütün bunlara rağmen, yürüyüş boyunca pek çok kadınla bir araya gelebildik. Bizim bir araya geldiğimiz kadınlar da daha önce kendi mahallelerinde, köylerinde başka kadınlarla bir araya gelmişlerdi.
-Konya buluşmasının son gününde yapılması gereken toplantı ertelendi? Şimdi nasıl bir çalışma bekliyor sizi?
Konya'da bir ortak bildiri yayınlayacaktık. Bütün bölgelerden gelen raporların sonucunu değerlendirecektik ama toplantıyı ertelemek zorunda kaldık. Kadınlar onlarca polisin ve kameraların gölgesinde sorunlarını paylaşmak istemedi. Aslında bu zorunlu erteleyiş bize zaman da kazandırdı. Şimdi dersimizi daha çok çalışmak için önümüzde biraz daha zaman var. On beş bin mektubun, pek çok sözün değerlendirilmesi için biraz daha zaman kazanmış olduk.
-Bu çalışmanın yerellerdeki kadınlara nasıl bir etkisi oldu?
İki açıdan geliştirici oldu. Sadece 8 Martlar'da bir araya gelen, hatta bazen o zaman bile bir araya gelemeyen kadınlar, kadın grupları bir arada iş yaptılar. Hatta birkaç yerde bu çalışma sonrası kadın platformları kuruldu. Kadınlar, yeni ilişkiler yaşadılar, yeni kadınlarla tanıştılar. Birbirine benzeyen kadınlar bir arada kadın politikası yapmaya çalışırken, bu vesileyle başka kadınlarla tanışma fırsatı buldular, yerel kadınlarla buluştular. Belki yaşanan darlığı aşmanın bir adımı olabilir bu çalışmalar.
-Sendikalarda, partilerde çalışan kadınlar da yürüyüşü desteklediler. Onlar için de bir yararı oldu mu?
Karma örgütlerde çalışan kadınlar kadın politikasından çok genel politikaya yatkınlar. Kendi tabanlarındaki kadınlarla, kadınların yaşadıkları sorunlar aracılığıyla yeniden tanıştılar. Bu deneyimlerini aktaran partili kadınlar oldu örneğin. Bir parti yöneticisi kadın, yıllardır tanıdığı, evine gittiği bir kadının evde yoğun bir taciz yaşadığını yeni öğrenmiş. Kimisi belki de ilk kez kadın çalışması yaptı.
-İstanbul'da yola çıkmadan önce neler yaptınız?
İstanbul'da üç ay mahallelerde çalıştık, kadınlarla tanışıp onlardan mektup topladık. Sultanbeyli'den Bağcılar'a, Kartal'dan Esenler'e, kadar pek çok yerde çalışma yürüttük. Bütün ekipler aynı çalışmayı yürüttü. Örneğin, Adana grubu neredeyse uğramadık mahalle bırakmamış.
-Bundan sonra ne olacak? Sorunlarını sizinle paylaşan kadınlarla yeniden bir araya gelecek misiniz?
Şimdi bu aşama sorunlarımızı tespit etme ve birbirimizle paylaşma aşamasıydı. Sorunları topladık,. Havuza attık. Şimdi birbirimizin sorunlarını öğreneceğiz. Yeniden mahallelere gidip bunları konuşacağız. Zaten bu mektuplar kitap olacak, ayrıca filme de çektik. Onları da birlikte izleyeceğiz. Kimi sorunlar çok yerel; örneğin Pozantı'da kaymakam kadınların çalışmasını engelliyor, Ereğli'de fuhuş giderek artıyor. Bunları tespit edeceğiz. Bir süre sonra ulaklar yerel raporlarıyla birlikte buluşacaklar. Ne yapacağımızı .konuşacağız.
-Katagi (Kadın Tavrını Geliştirme Girişimi), Ben Özgür Değilim Kampanyası çağrısı yapmıştı..Kampanya şimdiki haline dönüştü. Neden?
Aslında kampanyanın içeriği değil, ismi dönüştü yalnızca. Bir protesto eylemi gerçekleştirmedik biz. Birbirimize dönerek, birbirimize yürüyerek, birbirimizin içine girerek, birlikte özgürleşeceğimizi ifade ettik aslında. Biliyoruz, sırt çantasını sırtımıza takıp, saçlarımızı savurarak özgürleşemeyiz.