Fabrikanın kapatılma gerekçesi olarak sunulan "maliyetlerin artmasıyla beraber fabrikanın zarar etmesi" veya "fabrikanın şehrin içinde kalmasıyla maliyetlerin artması" gerekçelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunu geçmişten bir örnek vererek açıklamak istiyorum. Özelleştirme yapılabilmesi için fabrikaların zarar ettiği ileri sürülerek, devletin elini fabrikalardan çekmesi isteniyordu. Fabrikalardan elini çeken devletin stratejik ürünler üretsin isteniyordu. Kapitalist kurumlar, halkı ikna edebilmek için bu tür gerekçeler öne sürerler.
Paşabahçe fabrikasında iki yıl önce yatırımlar yapıldığı halde bu yatırımlar kullanılmamış. Böyle bir durumda fabrika tabii ki zarar eder. Yatırım yapıldığı halde üretime geçilmeyen bir yerde zararın da olması normal bir şey. Zararın olmasında da yine kendilerinin etkisi var. Dolayısıyla öne sürdükleri argümanlar inandırıcı olmaktan uzak.
Peki ne olabilir yapılanların gerekçesi?
Sanayi üretimini milli parklar gibi alanlara kaydırarak, sanayi bölgelerini de turizme açmayı düşünüyorlar. Şu an Paşabahçe fabrikasının bulunduğu yer boğazın en gözde yerlerinden biri. Bu nedenle kapitalistlerin gözü de burada. Turizm sektörünün çok ciddi çıkarları söz konusu. Dolayısıyla halkı en iyi ikna edebilecekleri gerekçeleri öne sürüyorlar.
Bunu tamamen kamu mallarına yapılan saldırıların bir parçası olarak değerlendirmek gerekiyor. Bundan önceki Paşabahçe direnişinde devlet burada stratejik üretim yapılıyor gerekçesiyle direnişe müdahale etmek gereği duymuş, işçileri eylemlerinden vazgeçirerek tarafları uzlaştırmıştı. Şimdi neden böyle bir şey yapmıyor diye sormak lazım. Eğer ortada bazı kesimlerin çıkarları yoksa devletin de öncekinde olduğu gibi buna da sessiz kalmaması gerekirdi.
Bu kapatma kararının İstanbul'un sanayi üretiminden koparılmak istenerek bir hizmet ve eğlence kenti yapılmak istenmesiyle bir bağlantısı olabilir mi?
Böyle bir hedef tasarlanıyor olabilir. Bunun gibi bir yapılanma Avrupa'da Belçika'nın başkenti Brüksel'de yapılmıştı. Brüksel'in bir AB başkenti olması nedeniyle böylesi bir yapılanmaya gidilerek, kentteki sanayi üretimi önce kuzeyden güneye, daha sonra da tamamen dışarı çıkarılarak diğer AB ülkelerine aktarılmıştı.
Sanayi üretiminin ortadan kaldırıldığı Brüksel'de şu an işsizlik yok ama üretimin aktarıldığı diğer ülkelerde işsizlik çok fazla. İstanbul için de bunlar düşünülüyor olabilir. Özellikle Taksim, Beşiktaş ve boğaz çevresinde bu tasarıyı çağrıştıran uygulamalar yapılıyor.
Örneğin Kabataş Lisesinin bir bölümü Sabancı'ya devredilmişti, şimdi tümünün devredilmesinden bahsediliyor. Aynı zamanda Beşiktaş'taki Abbasağa parkının bir otel için kullanılacağı yönündeki iddialar. Bu ve buna benzer bütün gelişmeler büyük ve uzun vadeli bir hedefin ürünleri.
Bu hedefin gerçekleşmesi önünde hangi engeller var?
Çok önemli sorunlar var. İstanbul çok büyük bir sanayi kenti. Nüfusun büyük bir bölümü buradan geçimini sağlıyor. Bunun yerine ne getirilecek veya yerine getirilecek yapılar buradaki insanların ihtiyaçlarına cevap olabilecek mi? Bunları tüm yönleriyle değerlendirilmesi gerekiyor.
Şu an Paşabahçe işçilerinin yaşadığı sorunun çözümü olarak neyi görüyorsunuz?
Fabrikanın kapatılmasının önüne geçilmesi sağlanabilir. Fakat bu o kadar da kalıcı bir çözüm olmaktan uzak olur. Daha nihai hedefler belirlenerek çözümün kalıcılaştırılması gerekiyor.
Nedir bu nihai hedef?
Sorun gerçek anlamıyla sistem sorunu. Bunun fark edilerek çözümler üretilmeye çalışılması gerekiyor. Türkiye'deki işçi sınıfı sorunun gerçekten ne olduğunun bilincine varabilmeli. Şimdiye kadar Paşabahçe fabrikasında sermayeye bir çok taviz verildi. Fabrikanın kapatılmasının engellenmesi önemli bir adım olabilir. Ancak uzun vadeli bir çözüm olamaz.
Nihai bir hedefe ancak, tüm işçi sınıfını kapsayan genel grevlerle ulaşılabilir. Bütün fabrikalar şalter indirerek üretimini durdurabilir. Bu tür dayanışma eylemleri ile işçiler hakkında olur olmaz kararların alınmasının da önüne geçilmiş olur.
Fabrika kapatmaları gün geçtikçe artıyor. Bu durum devam edeceğe benziyor. Önümüzdeki süreçte bizi ne bekliyor?
İşsizlik. İşsizlik oranları daha da artacak. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) 1999'da bir rapor hazırlamıştı. Rapor, 2010 yılına kadar Türkiye'deki işsizlik oranlarının bugünkünün üç katına çıkacağını öngörüyordu. Şu an gerçek işsizlik oranları bu rakamında ötesinde. Ama böyle bir artışın olması için 2010 yılının beklenmesine hiç gerek yok. Bu sayıya daha şimdiden ulaşılacak.
Sanayi üretiminin İstanbul'dan uzaklaştırılması neleri getirebilir?
Bir şeyler getirebilmesinin önünde engeller var. Ekonomistlere göre ekonominin iyileşebilmesi için siyasal istikrarın sağlanmış olması şart. Hadi siyasal istikrar sağlandı diyelim ama AB ülkelerinde siyasal ve ekonomik istikrar olduğu halde bile sermaye yer değiştirmeyi, daha uyumlu bir alan bulmanın peşine düşüyor.
Sanayi üretiminin yerine ikame edilecek hizmet sektörü ekonomiyi düzeltebilir mi?
Hizmet sektörünü de sanayi sektörü gibi düşünmek gerekiyor. Bu sektörden yine kimlerin yararlanacağına bakmak lazım. Ayrıca, sanayi üretiminden çıkarılacak işçilerin hizmet sektöründe istihdam edilmeleri de mümkün olamayacak. Yani istihdamın birebir gerçekleşmesi mümkün olamaz.
İşçiler sekiz gündür aileleri ile birlikte fabrikadan çıkmayarak kararı protesto ediyorlar. Siz, işçilerin yaptığı bu ve buna benzer eylemler taleplerin kabul ettirilmesi yönünde etkili olabilecek eylemler mi?
Evet. Bu tür eylemler son derece önemli. Bu tür eylemler işçiler arasındaki örgütlülük bilincinin artmasının önünü açacak eylemler. Bu bilinç bu güne kadar yoktu. Paşabahçe fabrikasının kurtarılması Türkiye'de böyle bir bilincin gelişebilmesi yönünde etkili olabilir.
Ancak bu eylemlerin etkili olabilmesi için bir bilinç desteğinin sağlanması gerekir. Kitlesel, ulusal hatta uluslararası eylemlerle işçilerle dayanışma eylemleri yapılabilirse daha kalıcı çözümler sağlanabilir.
Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Sermaye kesimlerine mektuplar göndermekle yetinilmemeli. Dünyada benzer üretim yapan fabrikalarda da şalter indirme eylemleri ile küresel bir muhalefet yaratılabilir.
Paşabahçe fabrikasının işverenleri sizce kapatacakları fabrikanın yerine ne yapabilirler. İşçi kesimi, Şişe Cam'ın yurt dışında yatırım peşinde olduğunu iddia ediyor.
Sermayelerini heba edecek değiller ya. Mutlaka bir girişimleri vardır. Bir yerlerde yeni yatırımlar yapacaklardır. Bu yatırımları nerede yapacakları o kadar önemli değil. Önemli olan yapacakları yeni yatırımların birçok insanın üretiminin önüne geçmesi ve bu insanları mağdur edecek olması. (HA)