Türkiye İşçi Partisi, ülkemizde 1910'lara dayanan marksist birikimin yeniden toplumsal bir atılıma kalkışmasının adı olmuştur. 1961'de yükselen işçi hareketi dalgası üzerinde kurulan parti, giderek sosyalist bir sınıf partisi kimliğini edinerek Türkiye halkının ufkunu değiştirme, topraklarımızın kapitalist sömürüye, emperyalist boyunduruğa mahkum olmadığının güçlü bir işaretini vermiştir. TİP île birlikte sosyalizm aydınların kimliği, işçi sınıfının sesi, geniş halk kitlelerinîn vicdanı, tüm ezilenlerin ve elbette Kürtlerin kurtuluş yolunun adı haline gelmiştir. TİP deneyiminin esas anlamı, sosyalizmin kitlelere taşınmasıdır ve bu öz bugün yakıcı biçimde güncelliğini korumaktadır. 1960'lara baktığımızda, gördüğümüz olgu sosyalizmin haklılığı ve acil bir ihtiyaç olmasının ötesinde, güncel olarak "mümkün" olduğudur, DİSK'in ilk dönemi ise işçi sınıfının kitle örgütfenmesi anlamında sendikal hareketin devrimci sınıf siyasetinden ayrılmaz olduğunu anlatır. Günümüzde süren demagojiye göre" sendıkalara siyaset bulaştınîmamalıdır... Oysa DİSK, açıkça düzene karşı, sosyalist bir sendikal deney olarak tarihimize geçmiştir. 1960'lara baktığımızda, gördüğümüz oigu işçi sımfmın siyasete katılmasam bir gereklilik olmaktan öte, pekala mümkün olduğudur. TİP ve DİSK birlikte bir döneme damga vurmuşlardır; ve bu, anti'emperyalist, antî-kapitalist, aydınlanmacı, eşitlikçi, özgürlükçü bir damga olmuştur. 1960'larda TİP île topfumsallaşan, DİSK île yükselişin! sürdüren işçi sınıfı hareketimizin gücü karşısında egemen güçlerin verdiği tepkinin sonuçları ise yine bütün çıplaklığıyla karşımızda durmaktadır. İşçi sınıfının" sofun, sendikaların, komünizmin, yan" özetle devrimci yükselişin önünü kesmek için ülkemizdeki egemen güçler ve uluslararası emperyalizm tam karşıt yönde bir yapı oluşturduk Sonu Sivas katllamına, türban karanJiğına varan dinci gericilik sola karşı beslendi. Sonu kitle kıyımlanna, aydınlanmızın yok edilmesine varan faşist kontr-gerilla örgütlenmesi sola karşı kurulan bu yapılanmanın temel direğin! oluşturdu. İşçi sınıflnın örgütsüzleştiritmesi ugruna Türkiye'de baskı rejimi kurumsal hale getirildi. Sömürü düzenin! güvenceye almak için ülkemiz her açıdan emperyalizmin oyuncağı durumuna düşürüldü. Bugün toplumumuzu içinden çıkılmaz bir cendereye sokan, cehenneme çeviren süreçte, 1960'larda yaklaştığımız kurtuluş gün ünü topraklarım izda n uzak tutmak ad ma alınan gerici önlemler belirleyici olmuştur.
Türkiye Komünist Partisi, TİP ve DİSK'ın mirasım bilinç ve heyecanla sahiplenmektedir. Bu sahiplenme yalnızca geçmişte kalmış degerlerimizfe, bizim köklerimizte ilgili değildir. Bu sahiplenme aynı zamanda, solun ve işçi sınıfının, TİP ve DİSK örneklerim kuşkusuz aşacak bir büyük sıçramaya yaklaşmakta olduğu yolundaki İddiamızla yakından ilgilidir. TİP ve DİSK'i yaratan topraklanmız bugünkü sömürü düzenine, emperyalizme bu utanılası teslimiyete asla mahkum değildir.