Kongreye ayrı heyetler halinde katılan tüccarlar, sanayiciler, çiftçiler ve işçiler Kongrede oybirliği ile kabul edilen "Misak-ı İktisadi Esasları"na ek olarak farklı önerilerde bulundular. Örneğin, sanayinin teşvik edilmesi, bir ana ticaret bankası kurulması, çalışma süresinin sekiz saate indirilmesi gibi öneriler kabul edildi. Bu kararların bir bölümü Cumhuriyetin ilk yıllarında kanunlaştırıldı. Ancak işçi istekleri uygulamaya yansımadı. Kongre toprak reformu, devletçilik ve grev hakkı gibi sorunları gündeme getirmedi, alınan kararlar işçi ve köylü sınıfının seslerini yeterince duyuramadı. Sonuç olarak ticaret burjuvazisinin ayrıcalığına destek verdiği gerekçesiyle eleştirilmiştir.
1924. Halife Abdülmecit Efendi ve Osmanlı hanedanı mensupları yurtdışına çıkarıldı.
1925. Hükümete olağanüstü yetkiler veren Takrir-i Sükun Kanunu TBMM'de kabul edildi. Kasım 1924 ortalarında dinsel gericilik tehlikesine karşı Başbakan İsmet İnönü sıkıyönetim ilan edilmesini istedi. Ancak Meclis'te bu isteğini kabul ettiremeyince istifa etti ve yerine yumuşak kişiliğiyle tanınan Fethi Bey (Okyar) başbakanlığa getirildi.1925 Şubat ortalarında Şeyh Sait Ayaklanması patlak verince, Doğu Anadolu'da hemen sıkıyönetim ilan edildi. Fethi Bey düşürüldü ve yeni hükümeti 3 Mart'ta İsmet Paşa kurdu. Yeni hükümet ilk iş olarak Takrir-i Sükun Kanunu'nu Meclis'ten geçirdi ve biri isyan bölgesinde, öteki "Ankara" adını taşımakla birlikte yurdun geri kalan bölgelerinde çalışmak üzere iki de İstiklal Mahkemesi kurulmasını kararlaştırdı.
3 maddeden oluşan Takrir-i Sükun Kanunu'nun1. maddesi şöyleydi: İrtica ve isyana ve memleketin nizam-ı içtimaisi (toplumsal düzen) ve huzur ve sükunu ve emniyet ve asayişini ihlale bais (bozmaya yönelik) bilumum teşkilat ve tahrikat ve teşvikat ve neşriyatı ( örgütlenmeleri, kışkırtmaları, yüreklendirmeleri ve yayınları), hükümet reisi cumhurun tasdikiyle ve re'sen ve idareten man'e mezundur (kndi başına yasaklamaya yetkilidir). İş bu ef'al erbabını (bu eylemleri işleyenleri) hükümet İstiklal Mahkemesi'ne tevdi edebilir.
Cumhuriyet tarihinde bir dönüm noktası olan Takrir-i Sükun Kanunu, uzun bir döneme damgasını vurdu. Bütün muhalif odaklar bu kanuna dayanılarak büyük ölçüde susturuldu. Bu dönemde hükümet veya mahkeme kararıyla pek çok yayın kapatıldı ve özellikle sol yayınlar tamamen yeraltına itildi.
1929. Takrir-i Sükun Kanunu yürürlükten kalktı.
1940. İstanbul'da yapılan Altıncı Balkan Güreş Şampiyonası'nda Türk takımı beş birincilik alarak altıncı kez şampiyon oldu.
1949. Sovyetler Birliği'nde Molotov, gerekçe gösterilmeden dışişleri bakanlığından alındı.
1950. Yeni Basın Kanunu tasarısı Meclis'e sevkedildi.
1951. İnönü Ansiklopedisi'ndeki görevine son verilen eğitimci Ağah Sırrı Levent, bu haksız uygulamadan dolayı, Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri'yi düelloya davet etti.
1962. CHP İzmir Milletvekili Osman Nuri Adal, Nihal Adsız'ın1945 yılında Almanya'da bulunan karısına gönderdiği mektupları Meclis'te okudu. Adsız mektuplarda Atatürk'ü ahlaksızlık, İnönü'yü korkaklıkla suçladığı ortaya çıktı. Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı Başkanı Mrtin Kumbasar, "Milliyetçi ve ırkçı geçinen bazı kişilerin en büyük Türk ve en büyük milliyetçi Atatürk'e nasıl küfrettiklerini bir defa daha öğrendik" diyerek açıklanan durumu protesto etti.
1963. İstanbul İstinye'deki Kavel Kablo Fabrikası'ndaki grev bitti. Türk-İş'e bağlı Maden-İş Sendikası'na üye170 işçi, fazla mesailerinin ve yıllık ikramiyelerinin tam olarak ödenmemesini, sendikadan ayrılmaları için baskı yapılmasını. ve Maden-İş Şişli şube başkanı ile işçi temsilcilerinin işten çıkarılmasını protesto etmek amacıyla 28 Ocak'ta iş bırakarak tezgah başında oturma eylemine başladı. İşveren bütün işçilerin işlerine son verdiğini açıklayınca işçiler eylemlerine fabrika önünde kurdukları çadırlarda sürdürmeye başladılar. Polislerin fabrika önündeki işçileri dağıtmak için yaptığı müdahele sırasında 9 işçi tabanca kabzası ve coplarla yaralandı. İşçilere İstinye halkıda polisleri protesto ederek destek verdi.Daha sonraki günlerde eyleme işçi eşleri de katıldı. Direniş sürerken işveren kablo yüklü kamyonları fabrika dışına çıkartmak istedi. Direnişteki işçilerin eşleri barikat kurdular. Ancak polis ekipleri kadınları dağıttılar. Kavel direnişi diğer fabrikalardaki işçilerden de destek gördü.
Direnişin sona ermesinin ardından12 işçi tutuklandı. Grevin yasak olduğu dönemde yapılan Kavel direnişi, Grev ve toplu sözleşme yasalarının biran önce çıkartılmasında önemli bir rol oynadı. Kavel direnişinden dört ay sonra yürürlüğe giren 275 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nda yer alan bir maddeyle, yasanın çıkışından önce grev nedeniyle haklarında takibat yapılan işçilerin davaları düştü.
1965. Suat Hayri Ürgüplü hükümeti 231 kabul, 200 ret ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun verdiği1 çekimser oy ile güvenoyu aldı.
1967. CHP Gençlik Kolları bildirisinde, başını Turhan Feyzioğlu'nun çektiği "Sekizler"in partiden çıkarılması istendi.
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay kendisine "baba", "beyefendi", "paşam" biçimlerinde hitap edilmesini yasakladı.1967 yılı bugün Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Kemalettin Gökakın'ın imzasıyla yayımlanan genelgeyle, Cumhyrbaşkanı Cevdet Sunay'ın isteği kamuoyuna duyuruldu.
1970. Yüksek Denetleme Kurulu Hacı Ali Demirel'e satılan Devlet Demiryolu arsaları için soruşturma açtı. üç gün sonra Yüksek Denetleme Kurulu'nun sekiz üyesi görevden alındı. Kurul üyeleri Danışyay'a başvurdu. Kurul üyelerinden beşi1 'ta Danıştay kararıyla görevlerine döndü.
1981. Türkiye'nin Paris Çalışma Ateşesi Reşat Moralı Ermeni örgütü Asala militanlarının saldırısı sonucu hayatını kaybetti. Olayda ağır yaralanan din görevlisi Tecelli Arı'da bir gün sonra öldü.
74 sanıklı Dev-Yol davası Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Mahkemesi'nde başladı.
1983. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 2 No'lu Askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan Dev-Sol davası sonuçlandı. 9 sanık 6 ay -10 yıl arası hapis cezasına çarptırıldı,14 sanık beraat etti.
1985. Başbakan Turgut Özal, Boğaziçi'nde yabancılara arsa satulması konusunda bir açıklama yaptı. Kandilli sırtlarında arazi alan Suudi Arabistan Velihat Prensi Abdullah bin Abdülaziz saray değil1000 metre karelik ufak bir ev yaptıracak dedi.
1986. Başbakan Turgut Özal, "1988 seçimlerinden sonra iki buçuk parti kalır, biri biz, biri sol, buçuğunu bilmem" dedi.
Eski emniyet müdürü ve vali, SHP İstanbul Milletvekili İbrahim Ural, "Demirel bana işkence için talimat vermişti" dedi.
1987.. Başbakan Turgut Özal Amerika'nın Houston kentindeki Methodist Hastanesi'nden uydu aracılığıyla Ankara'ya iletilen görüntüsüyle bakanlar kuruluna başkanlık etti.
1988. Kıbrıs'lı işadamı Asil Nadir, Titibank'ı (Türkiye İthalat İhracat Bankası) satın aldı.
1991. . Mardi'in İdil ilçesinde yürüyüş yapan kalabalığa ateş açılması sonucu 2 kişi öldü, 25 kişi yaralandı. 3 gün sonra İdilde'ki olayları protesto etmek için Mardin'in Dargeçit ilçesinde yürüyüş yapan gruba ateş açıldı ;1 kişi öldü, 7 kişi yaralandı.
1992. İspanya'dan Engizisyon baskısından kaçarak Osmanlı İmparatorluğuna sığınan Museviler, 9 yıl önce bugün Türkiye'ye gelişlerinin 500. yılını kutladılar.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal ve iki arkadaşı hakkında "güveni kötüye kullanmak ve resmi evrakta sahtecilik" iddiasıyla dava açıldı.
1994. Gazeteci Hıncal Uluç İstanbul Levent'teki bir benzincide uğradığı silahlı saldırıda bacağından yaralandı. Asaldırganların kaçtığı otomobilin yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Alaattin Çakıcı'nın eşi Uğur Çakıcı'ya ait olduğu belirlendi.
2000. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Kürt kökenli isimlere ilk kez vize verdi. Genek Kurul davacı baba
Bugün Ölenler:
1986. Eski İzmir Belediye Başkanı Osman Kibar İzmir'de öldü. İzmir'de yaptığı yoğun asfalt çalışmaları nedeniyle "Asfalt Osman" adıyla ünlenen Kibar 1946'da Demokrat Parti kurucuları arasında yer almıştı.1963 yılında Adalet Partisi 'nden İzmir belediye başkanı seçildi ve10 yıl bu görevde kaldı. Siyaset yaşamından çekildikten sonra Tercüman gazetesinde "Kibarca" başlığı altında haftada bir yayımlanan sohbet yazıları yazdı.
1994. Ressam ve mimar Cihat Burak öldü. Toplumsal çelişkileri, yozlaşan değerleri eleştirel ve mizahi bir yaklaşımla yorumlayan fantastik resimleriyle tanınıyordu. En önemli yapıtları arasında ölüm temasını işlediği "Kanaryam Güzel Kuşum Ben Sana Vurulmuşum" adlı çalışması, göğsüne bir demet çiçek saplanmış olarak Nazım Hikmet'i betimlediği "Şairin Ölümü" adlı yapıtsayılabilir. Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü'nü, Plastik Sanatlar Derneği Onur Belgesi'ni kazandı. Öykü de yazan Cihat Burak'ın "Yakutiler" adlı öyküsü Yunus Nadi Armağanı Yarışması'nda yayımlanmamış öykü dalında birincilik kazandı.
1995. Şair ve ressam Mustafa Irgat İstanbul'da öldü.