"Çözüm ve Avrupa Birliği (AB) için verilen kararlı mücadelenin statükoyu çaresiz bıraktığını" vurgulayan Talat, "Bir an önce seçime gidilerek Annan Planı çerçevesinde sorunların kalıcı çözümüne gidilmeli" dedi.
Talat, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Kıbrıslıtürkler ve Rumlar çözüm istiyor"
* Annan Planı çerçevesinde bir anlaşma ile çözüme henüz ulaşılmamasına rağmen, iki toplumun on binlerce insanı Kıbrıs'ta ortak bir çözüm istediğini serbest geçişlerin başlaması ile birlikte kanıtladı.
* Serbest geçişlerin başlaması ile ortaya çıkan yeniden yakınlaşma, buluşma ve birlikte yaşama göstergelerini, çözüm sürecinin önemli bir adımı olarak, halkların barış istencinin bir ifadesi olarak her zaman olduğu gibi memnuniyetle karşılamaktayız.
* Her iki halkın da, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerini geliştirecek yeni siyaseten ve hukuken tanımlanmış bir çözüm modeli çerçevesinde özellikle, Annan Planı çerçevesinde bir araya gelmeleri için CTP olarak bugüne kadar olduğu gibi hiçbir girişimden, mücadeleden kaçınmayacağız.
* Maalesef her iki taraftaki hakim siyasi anlayış bu yeni duruma kendini adapte edememektedir. Her iki taraftaki hakim siyasi anlayış hala bir ötekine kendini kabul ettirme, üstünlük kurma çabası içindedir.
* Meydanlara toplanan on binlerce Kıbrıslı Türk'e, "EURO almak, pasaport almak istiyorlar", diye aşağılayıcı ifadelerle sataşan Mümtaz Soysal danışmanlığında Rauf Denktaş, Derviş Eroğlu ve Serdar Denktaş, geçişlerin serbest kalması ile birlikte düşünce zeminlerini kaybetmenin şaşkınlığını yaşamaktadırlar.
"Belirsizlik devam ettikçe çözüm olmaz"
* Statükocu zihniyet sahipleri ne bugünü geliştirebilirler, ne de yarını kurmamıza yardımcı olabilirler. Bunlar, bu yeni durumla ortaya çıkan sorunlara çare aramak ve bu kritik dönemde çözümü daha da ilerletmek için çaba harcamak yerine, hem bu yeni durumdan hem de KKTC'nin olanaklarından siyasi rant elde etmenin peşinde koşmaktadırlar.
* Çözüme ulaşılmadığı sürece, görüşmelerle kalıcı bir şekilde çözülebilecek pek çok sorun, iki toplumun arasını açmak isteyenlerin üzerinde kolayca çalışma yapabilecekleri potansiyel bir zemine dönüşebilecektir.
* Bunlardan bir tanesi de mülkiyet meselesidir. Kıbrıslı Rumlar 1974'te terk ettikleri yerleri ziyaret etmektedirler. Çok sevindiricidir ki, bu ziyaretleri gerçekleştiren Kıbrıslı Rumlara Kıbrıslı Türkler çok iyi davranmaktadırlar.
* Belirsizliğin sürmesi ve Kıbrıs trajedisinin yol açtığı bu durumdan ötürü, doğduğu yeri, evi, köyü özleyen Kıbrıslı Rumların bu insani duyguları; yine bu trajedinin sonucunda yıllardır o evlerde yaşayan Kıbrıslı Türklerin yaşam arzusunun yol açtığı beklenti ile çelişmemelidir.
* Dün Annan Planı'nı reddederek, mal ve mülkiyet meselesinin temel biçimde çözülmesine engel olan Denktaş, Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Demokrat Parti (DP), şimdi Kıbrıslı Türkü oturduğu yerde bir kez daha, hem de o yerin 1974 öncesi sahibi ile, güvensiz bir şekilde karşı karşıya getirmiş olmaktadır.
* Bir an önce mal ve mülkiyet meselesini Annan Planı'na dayalı ele almak gerekmektedir.
"AİHM karşısında zora düşünce kararlarını değiştirdiler"
* Annan Planı'nı reddederek Kıbrıslı Türk'ün mülkiyet hakkının yasallaşmasını engelleyen Denktaş ve Türkiye'deki destekçileri, ayni zamanda Türkiye'yi de Avrupa İnsan Hakları mahkemesi (AİHM) karşısında zor duruma düşürmüşlerdir.
* Annan Planı'nı reddettikten sonra Türkiye'nin milyarlarca dolarlık tazminat ödemek zorunda kalacağını gören bu çevreler, şimdi de kollarını sıvamışlar ve özel mahkeme kurarak bundan nasıl kurtulacaklarının telaşına düşmüşlerdir.
* Kıbrıs meselesini yalnızca bir mal ve mülk meselesine kilitlemek çok büyük hatadır. Mülkiyet, Kıbrıs sorununun esaslı bir unsurudur. Ama çözümün önüne geçmemelidir.
* BM gözetiminde Annan Planı zemininde görüşmelerle bu sorun ele alınmalı ve hem toplumsal hem de bireysel olarak insanların belirsizlik içerisinde karşı karşıya gelmesi engellenmelidir.
* Geçişlerin başlaması belli bir tansiyon düşüklüğüne yol açabilir. Fakat sorunun 1 Mayıs 2004'e kadar kapsamlı bir çözümle sonuçlandırılmaması durumunda, yeni tartışmalı ortamların yaratılma potansiyeli her zaman var olacaktır.
* Rumların önlemler paketi, Kıbrıslı Türk sanatçıların, bilim adamlarının, yurt dışındaki etkinliklere katılımını -Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) tanınmaması adına kişisel düzey ile sınırlandırıyor.
"Çözüm paketleri yarar getirmez"
* Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs'ta, Kıbrıslı Rumlar kadar siyasi ve toplumsal ortaktır.
* Gerek Denktaş, UBP ve DP üçlüsünün kuzeyden güneye uzattığı öneriler, gerekse Kıbrıs Rum yönetiminin güneyden kuzeye sunduğu öneriler sorunun çözümüne yardımcı olacak demokratik bir içerik taşımamaktadır.
* CTP olarak açıkça ifade etmek isteriz ki; her iki taraftaki liderliğin karşılıklı olarak "iyi niyet veya yakınlaşma" amacıyla bile olsa, sunmuş olduğu veya olacağı çeşitli öneriler, Annan Planı gözetilmediği ve toplumsal meşruluğu tartışılmaz olan siyasi partiler ve sivil toplum örgütlerince, önceden değerlendirmeye alınmadığı sürece, eksik, yanıltıcı, kısa vadeli, toplumsal destekten yoksun ve gayri meşru olacaktır.
* Bir an önce erken seçime gidilmelidir. Halkın iradesinin önü açılmalıdır. Çünkü günümüz koşullarında Denktaş da, Meclis de, Hükümet de Kıbrıs Türk halkını temsil etmemektedirler.
* Kıbrıslı Türkler olarak Annan Planı çerçevesinde, yani bugün varolan ikili statükonun ötesinde yeni bir demokratik ortaklık devletinin yaratılması için tarafları hemen görüşmelere başlamaya davet ediyoruz.(NK)