Çağdaş demokrasilerin özünü oluşturan uzlaşma kültürünün geliştirilip yerleştirilmesinin önemine de dikkat çeken Sezer "Bu nedenle, özeleştirimizi iyi yapmalı, sivil toplumla Parlamento arasındaki iletişimi sağlam temeller üzerinde yeniden işletecek bir yapı oluşturmalıyız" diye konuştu.
Sezer, milletvekili sayısının 1982 Anayasası'nda olduğu gibi 400'e indirilmesinin çalışmalara etkinlik kazandırabileceğini ifade ederek, ''Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) üye sayısında yapılacak bir azaltma, kamuoyunun beklentilerine de uygun düşmektedir'' dedi.
Yeni yasama dönemi
21. Dönemin 4. Yasama Yılı Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in açış konuşması ile başladı.Cumhurbaşkanı Sezer, konuşmasına, bir kez daha TBMM'ye hitap etmekten büyük onur ve mutluluk duyduğunu belirterek başladı.
TBMM'nin yeni yasama yılı başlarken dünyanın çok önemli bir gelişmeye sahne olduğunu belirten Sezer, konuşmasında ABD'de meydana gelen ve çok sayıda masum insanın ölümüne yol açan insanlık dışı terörist saldırıları kınadı.
Bu zor günlerinde Türkiye'nin, dost ve müttefik Amerikan halkının yanında yer aldığını bir kez daha vurgulamak istediğini kaydeden Sezer, ''Terörden çok çekmiş bir ülke olarak Türkiye, Amerikan halkının acısını yürekten paylaşmaktadır'' dedi.
Nasıl bir Türkiye?
Türkiye'nin bir dönüm noktasına geldiğini bildiren Sezer, şunları söyledi:
* Son bir yılda yaşadığımız sorunlar, vardığımız bu dönüm noktasında zaman yitirmeden kimi köklü kararlar almak zorunda olduğumuzu göstermiştir.
* Türkiye, dünyanın en sorunlu bölgelerinin kesiştiği noktada yer almaktadır. Bu durum, dış politikamızın oluşturulup yürütülmesinde olduğu gibi, ekonomik ve toplumsal politikalarımızın uygulanmasında da çeşitli güçlükler yaratmakta, hükümetlerimizin üzerinde ek yükler oluşturmaktadır. Ancak, demokrasisini en gelişmiş düzeye çıkarma yönünde gerekli ulusal kararlılığa ve güce sahip olan ülkemizin, içinde bulunduğu sorunları kısa sürede çözüme kavuşturabilecek yetkinlikte olduğuna kuşku yoktur.
* Sorunlarımıza çözüm ararken, geçmişe değil geleceğe bakmamız ve şu soruyu kendimize sormamız gerekmektedir: Nasıl bir Türkiye istiyoruz?
* Bu soruya vereceğimiz yanıt, yaklaşımımızı, yönelimimizi oluşturacaktır. Ben, bu soruya tüm Türk Ulusu'nun ortak bir yanıt vereceğinden eminim: Yoksulluk, eğitimsizlik, yolsuzluk gibi temel sorunlarını çözmüş, bireylerinin hak ve özgürlüklerini en geniş biçimde güvence altına almış, çağdaş uluslar topluluğunun saygın üyesi durumuna gelmiş, gelişime açık, aydınlık bir Türkiye!
AB'ye tam üyelik
Avrupa Birliği üyeliğinin, bu sürecin halkalarından biri olduğunu kaydeden Sezer, ''Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerle ortak evrensel değerleri esas alan, barışçı ve aydınlık bir geleceği paylaşma ve bu konuda katkılarda bulunma kararlılığındadır'' dedi.
AB'ye tam üyelik sürecinde atılması gereken adımlardan biri olarak "Türkiye Ulusal Programı" nın kabul edildiğini anlatan Sezer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
* Türkiye Ulusal Programı, (Avrupa Birliği müktesebatının üstlenilmesi) alt başlığını taşımakta ise de aynı * Barışçı zamanda, çağdaş değerlere uyumu vazgeçilmez bir yaşam biçimi ve sürekli bir erek olarak benimseyen Türk Ulusu'nun çağdaşlaşma tasarısını sürdürme kararlılığının somut bir göstergesidir.
* Önümüzdeki yeni çağdaşlaşma sürecinde, siyasal, yönetsel ve yargısal reformların yapılması gereklidir.
* Bunun için, devlet organları arasında görev ve yetkileri dengeleyen, hukuk devleti ilkesini üstün kılan özgürlükçü, güvenceli anayasa ve yasa kurallarının geliştirilmesi zorunludur.
* TBMM son iki hafta içinde, siyasal partilerin yapıcı katkılarıyla tarihsel bir görevi yerine getirmiştir. Anayasamızda yapılması öngörülen değişikliklerin yoğun bir çalışma sonucunda kabul edilmiş olmasını, Anayasamızın daha özgürlükçü, katılımcı ve güvenceli bir belge durumuna getirilmesi yönünde önemli bir adım olarak değerlendirmek gerekir.
Anayasa değişikliği
TBMM Başkanı Ömer İzgi ve milletvekillerini, bu güç görevi sorumluluk duygusu içinde başarıyla yerine getirdikleri için kutlayan Sezer, ''Bu Anayasa değişikliği, Yüce Meclisimizin tarihinde her zaman takdirle anımsanacaktır'' dedi.
Anayasaların, devletlerin hukuksal yapısını en üst düzeyde belirlediğini kaydeden Sezer, ''Bu nedenle, devletlerin geçirdikleri evrimi de yansıtmak zorundadır. Anayasalar bu yönüyle yaşayan belgelerdir. Parlamentomuzun Anayasamızda değişiklikler yaparak attığı tarihsel adımı ileride de gereksinimlere karşılık verecek biçimde sürdüreceğine inanıyorum'' diye konuştu.
Yasama dokunulmazlığı
Saydam bir devlet yönetimine kavuşabilmek için yasama dokunulmazlığı ile Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında soruşturmayı düzenleyen kuralların yeniden ele alınmasının yararlı olacağını bildiren Sezer, şunları söyledi:
* Yasama dokunulmazlığının amacı, TBMM üyelerinin Parlamento'daki yasama görevlerini hiçbir kuşku ya da ceza tehdidi altında kalmadan yerine getirmelerinin sağlanmasıdır. Buna göre, TBMM üyelerinin Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, bunları dışarıda yinelemekten ve açıklamaktan sorumlu olmamaları gerekli ve yeterlidir.
* Bununla birlikte, yasama sorumsuzluğu dışındaki etkinlikleri nedeniyle haklarında suçlama bulunan milletvekillerinin yargılanabilmeleri için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek olmamalıdır.
* TBMM tarafından dokunulmazlığın kaldırılması yönünde bir kararın alınmaması durumunda, milletvekillerinin yargılanamaması ceza adaletinde eşitlik ilkesiyle çelişmekte ve Yüce Meclis'in saygınlığını zedeleyecek örnek olayların yaratılmasına yol açmaktadır.
Temel yasalarda değişiklik
Anayasa'nın yanı sıra, temel yasalarda da günün koşullarına uygun değişikliklerin yapılmasının gerekli olduğunu belirten Sezer, Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarının bunların başında geldiğini söyledi.
Sivil toplum ve Parlamento
Siyasal partilerin, çoğulcu siyasal yapının, siyasal kültürün oluşturulup geliştirilmesinde ve halkın siyasete katılımının sağlanmasında başlıca rolü üstlendiklerine dikkat çeken Sezer, bu nedenle partilerin sağlıklı biçimde işleyebilmeleri için parti içi demokrasinin sağlanması ve partilerin parasal kaynaklarının saydamlaştırılmasının önem taşıdığını ifade etti. Çağdaş demokrasilerin özünü oluşturan uzlaşma kültürünün geliştirilip yerleştirilmesinin önemine de dikkat çeken Sezer şöyle konuştu:
* Bu nedenle, özeleştirimizi iyi yapmalı, sivil toplumla Parlamento arasındaki iletişimi sağlam temeller üzerinde yeniden işletecek bir yapı oluşturmalıyız.
Milletvekili sayısı
TBMM üye sayısının, 1982 Anayasası'nın ilk biçiminde olduğu gibi 400'e indirilerek çalışmalara etkinlik kazandırılabileceğini kaydeden
Sezer, TBMM üye sayısında yapılacak bir azaltma kamuoyunun beklentilerine de uygun düşeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Sezer, değişikliğin ilk seçimden sonraki seçimde oluşacak Meclis için geçerli olmasının kimi sorunları önlemesi yönünden gerekli görülebileceğini ifade etti.(YÖ/NA)