Seçim mi savaş mı?
ABD'nin Irak'a karşı düzenlemeyi planladığı harekat 3 Kasım'dan önce gerçekleşirse, seçimlerin ertelenmesi yoluna gidilebilir mi? Ya da gidilmeli mi?
Zihinleri kurcalayan bu soruyla birlikte, TSK dışındaki diğer kuruluşların Türkiye'yi de içine çekebilecek böyle bir savaşa hazır olup olmadığını araştırdık...
Serkan AKSÜYEK
Yusuf AL
Türkiye, siyasi yapısındaki değişkenliğin ne kadar derin olduğunu, son bir ayda yaşananlarla kanıtlıyor.
DSP'den istifa furyası sonrasında 1991, 1995 ve 1999 seçimlerinde olduğu gibi, yine bir "baskın seçime" doğru ilerleniyor. AB yasaları, Seçim ve Siyasi Partiler Yasaları derken, seçimlerin yapılmasına tam 90 gün kala, bir başka tartışma, seçimin yapılabilirliğini kuşkulu kılıyor. ABD'nin uzun süredir Irak'a karşı yapmayı planladığı harekatın ayak sesleri artık daha fazla işitilirken, 3 Kasım'dan önce, Türkiye'yi de içine çekebilecek bir savaş olasılığı, seçimlerin ertelenmesini gündeme getirebilir mi?
Hatta tüm bunların ötesinde, Türkiye'nin Silahlı Kuvvetler dışındaki kurum ve kuruluşları, böyle bir harekat sürecine ne kadar hazır durumda? Ankara'nın siyasi kulislerinde bu sorular, pek fazla akıllara getirilmek istenmiyor. Ancak, ekim ya da kasım aylarında başlayabilecek bir harekat bütün planları alt üst edebilir ve Türkiye ekonomisi bu süreçte ciddi şoklar alabilir.
Akıllara takılan bu sorulara karşılık, sesli düşünmeye karar verdik ve Türkiye'nin kaderini ilgilendiren yanıtları araştırdık...
Sivil Savunma TSK'ye devredilmeli
İçişleri eski Bakanı Kutlu Aktaş, İçişleri Bakanlığı'na bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'nün (SSM), böyle bir harekata kağıt üzerinde hazır olduğunu, valilik ve kaymakamlıklarda gerekli planların güncel olarak tutulduğunu söyledi. Ancak uygulamanın bundan daha önemli olduğunu vurgulayan Aktaş, SSM'nin yönetim ve eğitiminin bir an önce Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine devredilerek disipline edilmesi gerektiğini savundu. Böylelikle doğru eğitim ve teçhizat sıkıntısının aşılabileceğini ifade eden Aktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uygulanan ekonomik programla Sivil Savunma Fonu, genel bütçeye dahil edildi. Böylece İçişleri Bakanlığı bu fondan gerekli harcamaları kendi insiyatifi ile yapamıyor. Bu da işin maddi boyutunda sorun olarak karşımıza çııyor. Ancak her şeye karşın, Türkiye'yi de içine alacak bir savaş ihtimalini görmüyorum"
SAVAŞIN GÖRÜNEN ŞARTLARI ORTAYA ÇIKARSA...
Anayasa'nın 78. maddesinde belirtilen "savaş nedeni" ile seçimlerin ertelenmesi için, savaşın maddi şartlarının oluşması gerektiğini belirten Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, bunun için hükümetin savaş haline girildiğini resmen açıklamasının şart olduğunu öne sürdü. Böyle bir durumda TBMM'nin seçimleri 1 yıl ileri atabileceğini, hatta gerekirse ondan sonraki yıllara da kaydırabileceğini vurgulayan Özden, "Bunun tek şartı, Türkiye'nin savaş halinde olması ve bunu tüm dünyaya açıklamasıdır" dedi.
"HAREKAT OLURSA, SEÇİM MUTLAKA ERTELENMELİ"
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Dış Politika Yazarı - Emekli Amiral Tanju Erdem, harekat sırasında Türkiye'nin kuzeyden cephe açarak girmesinin, bugüne kadar savunulan tezlere tamamen ters olduğunu söyledi. Türkiye'nin borç yükü altında ezildiği, bu nedenle ne istenirse yapmasının zorunlu olduğu düşüncesini aymazlık olarak niteleyen Erdem, "Borç, her şey değildir. Söylediklerine önce kendisi inanan bir yönetim, pek tabii ulusal çıkarlarını kararlılıkla savunabilir" dedi. Yaklaşmakta olan bir seçimin hemen arifesinde, böyle bir harekatın gündeme gelmesi halinde seçimin ertelenmesi gerektiğini ifade eden Tanju Erdem, mümkünse TBMM çatısı altındaki partilerin temsilcilerinden oluşacak bir "milli koalisyon" kurulması gerektiğini iddia etti. Tanju Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
TAARRUZ DEĞİL, SAVUNMA
"TSK'de görev yapan hemen bütün subay ve generaller özellikle Kuzey Irak'ı çok iyi tanımakta ve hazırlık derecesini yüksek tutmaktadırlar. Ancak ben kişisel olarak, Türkiye'yi içine çekecek bir savaşın işaretlerini görmüyorum. Irak, 12 yıldır büyük bir ambargo altında ezilmiş, ordusunun hareket yeteneğini büyük ölçüde yitirmiştir. Irak ordusu, taarruz yapacak bir güç değil, ancak savunma yapacak bir güçtür."
ŞARTLAR OLUŞURSA, SEÇİM ERTELENEBİLİR
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) Başkanı Prof. Dr. Ali Nihat Özcan, yanıbaşındaki savaşın, Türkiye'yi ciddi biçimde ekonomik ve güvenlik boyutunda etkileyeceğini söyledi. Bu gibi durumlarda olayları hızla analiz ederek, çözüm üretecek bir hükümete ihtiyaç olduğunu belirten Prof. Özcan, yaşanacak olağanüstü bir durumda, Anayasa'nın öngördüğü ertelemenin uygulanabileceğini kaydetti. Mevcut şartlar altında savaşın Türkiye'ye sıçraması ihtimalinin zayıf oluğunu ileri süren Ali Nihat Özcan, ancak biyolojik silahlar dikkate alıdığında, bazı bölgelerinin etki altında kalabileceğini ifade ederek, "Kimyasal saldırılara karşı önleyici tedbirlerde zayıflıkların olduğunu söyleyebiliriz. ABD Türkiye'ye yönelik saldırıların önünü almak için bazı savunma araçları verecektir. Saldırıdan Türkiye'nin haberi olacaktır. Bu durum askeri hazırlıklardan sivil savunma önlemlerine kadar bir dizi tedbiri içerecektir. Var olan hükümetin, yönetim ve strateji olarak, Türkiye'nin askeri kapasitesi ve çıkarlarını koruyacak çapta olduğunu, ancak erken seçimi değil, savunma stratejilerini düşünmesi gerektiğine inanıyorum" dedi.