"Türkiye orta yol politikası izleyecek"
Ortadoğu üzerine çalışmalarıyla tanınan araştırmacı-yazar Faik Bulut , Ariel Şaron'un özellikle Filistin ile ilgili önerilerine karşı, Türkiye'nin "orta yolda duran bir politika" izleyeceğini belirtiyor.
Bulut, İsrail-Filistin sorununun "tam bir tıkanıklık" içinde bulunduğunu söylerken, bu tıkanmışlıkta Amerika Birleşik Devletleri'nin bölgedeki politikasının belirleyici olduğuna dikkat çekiyor.
Faik Bulut Özgür Radyo muhabiri Arzu Demir 'in ; Ariel Şaron'un ziyaretinden Ortadoğu'da ABD'nin politikalarına kadar bir dizi sorusunu şöyle yanıtladı:
Sayın Bulut, İsrail-Filistin savaş-barışı bugün hangi noktada bulunuyor?
Faik Bulut: İsrail - Filistin barışı bugün tam bir tıkanıklık içindedir. Bu tıkanmışlık, sadece İsrail ile Filistin arasındaki, açmazlardan kaynaklanmıyor, daha çok dünya çapında Amerika'nın bölgedeki siyasetleriyle çok yakından ilintilidir.
Bunun alt yansımasında da sertlik yanlısı , faşist politikalar izleyen Şaron var. Şaron'u -barış politikasını da bir önceki hükümet sırasında provoke edip- iktidara kendisini taşıyan politikanın devamcısı olarak görüyorum. Bu durum, Amerika'nın ve Bush 'un bölgeye ilişkin sert ve katı politikalarının bir devamıdır. Bir tıkanmadır. Bu tıkanmayı yaratan esas taraf İsrail ve Şaron hükümeti, bizzat Şaron'un başında bulunduğu Likut Partisi 'dir.
Bu bakımdan sorun orta vadede de çözülebilir gibi gözükmüyor. Tersine çatışmalar, Filistin intifadası denen halk ayaklanmasının, halk direnişinin devamı gözüküyor.
Bölgesel çatışma olabilir mi ?
Faik Bulut: Çok büyük çapta bölgesel bir çatışma olmaz. Tabii, Amerika'nın bölge çapındaki planı uygulamaya geçerse, bu bölgesel savaşlara neden olabilir. Ama şu an için, bölgesel savaşlardan ziyade günü birlik çatışmalar oluyor.
Yani kontrollü bir tırmandırma mı var?
Faik Bulut: Evet, kontrollü tırmandırma var. Bu tırmandırma da İsrail hükümeti tarafındadır ve Şaron politikalarının devamıdır. Bu tırmanış ve saldırı ister istemez tepkiyi de getiriyor. Dolayısıyla, Filistinlilerin kontrol edebileceği, yani Arafat yönetiminin kontrol edebileceği sınırların dışına çıkıyor.
Sayın Bulut, Ariel Şaron'un bu ziyareti, çizdiğiniz çerçevenin neresinde duruyor?
Faik Bulut: Şaron, bölgede genel bir politika izliyor. Bu izlenen politikayla İsrail, bir taraftan Suriye, Lübnan, İran ve Irak gibi ülkelerin Türkiye vasıtasıyla gözünü korkutmak, bunlara karşı "ortak bir işbirliği" yapalım yönünde politika üretmek istiyor. Türkiye'nin Filistin yönetimiyle sıcak ilişkilerini göz önüne alarak, Arafat'a baskı yaptırmak istiyor, Arafat'ı yeniden taviz vermeye zorluyor. Ve oradaki direnişi bastırmak istiyor. Kendi politikalarına Türkiye'den deyiş yerindeyse bir destek arıyor.
Filistin yönetiminin tutumu nedir, bu ziyaret karşısında?
Faik Bulut: Filistin yönetimi de karşı bir talepte bulunuyor. Görüldüğü kadarıyla, Filistin yönetimi "hazır Şaron gelmişken, Şaron'a biraz öğüt verin ki, bize saldırmasın, bize karşı militarist bir politika uygulamasın bir orta yol bulalım" mesajını veriyor.
Türkiye, muhtemelen burada orta bir yerde duracak. Yani eski tavrını devam ettirecek. Biraz diplomatik olmakla birlikte ne Şaron'un ne de Filistinlilerin tarafını tutacak. Belki ahlaken, "Bunu tırmandırmasanız, bu tırmanışı bir ateşkesle sonlandırsanız" önerisinde bulunabilir.
Şaron'un ziyaretinin ABD için anlamı nedir?
Faik Bulut: ABD bir takım terörist ülkeler ilan etmiş. Bu terörist ülkeler kim? Kuzey Kore, Libya, Küba .
Türkiye açısından baktığınızda da bu terörist ülkeler, Saddam liderliğinde Irak , mollalar liderliğinde İran ve Suriye'dir . Suriye'yi zaman zaman terörist ülkeler listesinden çıkarıyor Türkiye. Bu açıdan baktığınızda Otadoğu'da sertlik; militarist politikalarını uygulamak için İsrail'i Türkiye'ye gönderen Amerika'dır . Sadece Şaron değil, en son dört ziyaret yapıldı.
İsrail,Filistin sorununda hep dış tehdidi öne çıkarıyor. Fundemantalist Hizbullahçı terörü, radikal İslamcı terörü, İran terörü gibi şeyleri çıkarıyor. Güya, Türkiye'ye bu konuda yardım ediyormuş gibi , önerilerle geliyor.
İsrail'in iddiasına göre, İran'ın 3-5 sene içinde nükleer başlıklı silahları olacak. O halde füze kalkanı kuralım. Türkiye'yi komşuları vasıtasıyla gözünü korkutarak , Türkiye'yle yeniden askeri ve silah satışı anlaşmaları yapmak istiyorlar. Ama daha çok Türkiye'yi Amerikan politikaları çerçevesinde İran, Irak üzerine sürmek ve Suriye'ye baskı yaparak, Suriye'ye kendi açısından dize getirmeyi düşünüyor.
Türkiye İsrail'in istemlerine sıcak bakmazsa , el altından da Türkiye'ye başka göz korkutan, şantaj aracı olabilecek bazı kozlarını , kartlarını gösteriyor. Mesela 'Kürt devleti kurdurtmayız' derken, aslında 'bizim politikalarımızı yerine getirmezseniz, Kuzey Irak'ta böyle bir devletin kurulmasına destek veririz' şeklinde üstü kapalı tehdit ediyor.
Türkiye cephesinde bu tablo karşısında nasıl bir yaklaşım beklenebilir?
Faik Bulut: Tüm bu süreç genel olarak Türkiye'nin devlet politikalarına pek uygun olmadığını düşünüyorum. Genelkurmay Başkanı Mofaz 'ın ziyareti; 2-3 gün olarak kararlaştırılmıştı. Ancak aynı gün geri döndü. Demek ki bir anlaşma sağlanamadı ve eli boş döndü.
Sanırım burada da Şaron eli dolu dönmeyecek. Ben başarısız olur olmaz diye çok fazla bir şey söylemiyorum ama, genel olarak bakıldığında eli çok dolu dönmeyecek. Bir takım diplomatik nasihatların, görüş alışverişlerinin ötesine gitmeyecek. Türkiye bugün açısından İran'ı, Irak'ı , Suriye'yi bir tehdit kaynağı olarak görmüyor. Türkiye İsrail'in ve Amerikanın istediği politikaları şu an için sürdürmüyor. En azından bugün için İsrail ve Amerika gibi; bu ülkeleri kendisi açısından birinci tehdit olarak görmüyor .
(AD/YÖ/NU)