"Bütün bir halkın aşağılanmasına, mallarının ellerinden alınmasına ve açlığa sürüklenmesine 'hayır' dememin nedenleri bazılarınız için gayet açıktır."
Redçi askerin mektubunu arkadaşı Neve Gordon olabildiğince dünyaya ulaştırmaya çalışıyor.
Filistin halkına boyun eğdirmek için
Bronner, Bertolt Brecht'in "General, sizin tankınız çok güçlü bir araç / Ormanları paramparça edebilir ve yüz adamı ezebilir./ Ama bir kusuru var: Bir sürücüye muhtaçtır" dizeleriyle başladığı mektubunda, "Sevgili general" hitabıyla öncelikle, "Judea, Samaria (Batı Şeria) ve Gazze Şeridi'nde süren savaş, ve askeri ihtiyaçlar nedeniyle,Batı Şeria'da askeri harekatlara katılmak" için aldığı çağrıyı kabul etmediğini belirtiyor.
"1980'li yıllarda, Ariel Sharon, işgal edilmiş topraklara düzinelerce göçmen kolonisi kurmuştu. Bu, nihai amacı Filistin halkının boyun eğmesini sağlamak ve topraklarına el koymak olan bir stratejiydi."
"Bugün, bu koloniler, işgal edilmiş toprakların neredeyse yarısını kontrol etmekte, Filistin şehirlerini ve köylerini boğmakta, orada yerleşmiş halkın hareket özgürlüğünü sınırlamakta, ve hatta bütünüyle engel olmaktadır."
20 yıl öncenin stratejisi
Bronner, Sharon'un şu anda başbakan olduğunu hatırlatıyor ve "son bir yılda 20 yıl önce başlatılan girişimin nihai aşamasına doğru hızla ilerlediği" tespitini yapıyor. .
Redçi askerin mektubu şöyle sürüyor:
* Aslında, Şaron bu emri, uşağı olan savunma bakanına verdi. Ve buyruk, savunma bakanından aşağıya doğru, emir komuta zincirinde ilerledi.Genel Kurmay Başkanı, Filistinlilerin kanser gibi bir tehdit oluşturduklarını, ve onlara kemoterapi uygulanacağını açıkladı.
* Tuğgeneral, zaman sınırlaması olmayan sokağa çıkma yasakları koydu, albay da, Filistinlilere ait tarlaların imha edilmesini emretti. Tümen komutanı, Filistinlilerin evlerinin arasındaki tepelere tanklar yerleştirdi, ve ambulansların hastaları almasına izin vermedi.
Ben o topçu neferiyim
* Yarbay, ateş açma yönetmeliğinin fark gözetmeyen bir "ateş!" emrine çevrildiğini duyurdu. Bunun üzerine, tank komutanı birkaç kişi seçti, ve topçu neferlerine, onlara füze fırlatmaları emri verdi.
* Ben, o topçu neferiyim. Ben, o kusursuz savaş makinesindeki küçücük bir vidayım. Ben, emir komuta zincirindeki en sonuncu ve en küçük halkayım. Bana sadece emirlere uymak düşüyor - varlığımı, uyarıcı ve tepkiye indirgemek, "ateş" emrini duyup tetiği çekmek, ve planı tamamlamak düşüyor.
* Ve, bütün bunları, bir robotun basitliği ve doğallığıyla yapmam gerekiyor. Füze hedefe fırlatıldığında, ancak tankın sarsıntısını hissedebilecek bir robot.
Öldüreceğiz, yok edeceğiz, yaralanacağız ve öleceğiz
Ama Bertolt Brecht'in yazdığı gibi: General, insan çok kullanışlıdır. / Uçabilir ve öldürebilir. / Ancak bir kusuru var: Düşünebilir.
* Ve gerçekten general, her ne iseniz- albay, tuğgeneral, genel kurmay başkanı, savunma bakanı, başbakan, ya da bunların hepsi-- ben düşünebiliyorum. Belki bundan daha fazla hiçbir şey yapamıyorum. Özellikle yetenekli ya da yürekli bir asker olmadığımı da itiraf ediyorum; ben iyi bir atıcı değilim, ve teknik becerilerim de çok asgari. Pek atletik bir yapım da yok. Askeri üniformam üzerimden dökülüyor. Ama düşünebiliyorum.
* Beni nereye doğru yönlendirdiğinizi görebiliyorum. Anlıyorum ki, öldüreceğiz, yok edeceğiz, yaralanacağız ve öleceğiz. Ve görünürde, bu işin sonu yok. Biliyorum ki bahsettiğiniz "sürmekte olan savaş," uzun bir süre devam edecek.
O tetiği çekmeyeceğim
* Görüyorum ki "askeri ihtiyaçlar," bizim bütün bir halkı kuşatmamızı, avlamamızı ve açlıktan öldürmemizi gerektiriyorsa, bu "ihtiyaç"larla ilgili çok büyük bir sorun var.
* Bu nedenle, çağrınıza itaat etmemeye mecburum. O tetiği çekmeyeceğim.
* Tabii ki kendi kendimi kandırmıyorum. Benim yerime, bir başka topçu neferi bulacaksınız. Benden daha itaatkar ve daha yetenekli birini. Öyle askerlerden bol bol var. Tankınız ilerlemeye devam edecek. Benim gibi ısrarcı bir atsineği, ilerleyen bir tankı durduramaz, ilerleyen sıra sıra tankları elbette durduramaz, ve çılgınlık içinde ilerleyen bütün tankları kesinlikle durduramaz. Ama atsineği vızıldayabilir, sinir bozabilir, rahatsız edebilir, ve bazen ısırabilir bile.
Vızıltılarımız sağır edici bir gürültüye dönüşecek
* Yavaş yavaş, bu mantıksız cinayetlerin ve sonu gelmeyen şiddetin farkına varan diğer topçu neferleri, sürücüler, ve komutanlar da düşünmeye ve vızıldamaya başlayacaklar. Bizler şimdiden yüz kat daha güçlüyüz. Ve, günün sonunda, vızıldayışlarımız sağır edici bir uğultuya dönüşecek. Sizin ve çocuklarınızın kulaklarında yankılanacak bir uğultuya. Bizim protestomuz, bütün kuşakların öğrenebilmesi için tarih kitaplarına geçecek.
Yigal Bronner, General'i düşünmeye davet ederek, "saygılarımla" diyerek mektubunu bitiriyor.
Protesto için
Redçi asker, "savaş karşıtları"nın İsrail Savunma Bakanı Binyamin Ben-Eliezer'e protetolarını yazabilecekleri beklentisiyle adresi veriyor:
Mr. Binyamin Ben-Eliezer,
Minister of Defence,
Ministry of Defence,
37 Kaplan St.,
Tel-Aviv 61909,
Israel.
E-mail: mailto:[email protected] or mailto:[email protected]
Fax: ++972-3-696-27-57 / ++972-3-691-69-40 / ++972-3-691-79-15
Bir başka adres ise, Askeri Başsavcılık'a ait:
Brig. Gen. Menachem Finklestein
Chief Military Attorney
Military postal code 9605
IDF
Israel
Fax: ++972-3-569-43-70 (EA/NM)