Kadın kamu emekçilerine 12 Eylül'den sonra getirilen pantolon yasağı delindi. 7 Aralık Cuma günü, Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) üyesi kadınlar işlerine pantolonla gittiler. Hitler döneminde de kadınlara pantolon yasağı getirildiğini hatırlatarak, kadın bedeni üzerindeki denetime başkaldırdıklarını söylediler.
Filiz Koçali
"Kadınların bedenlerini denetleyen, işyerlerinde rahat hareket edebilme olanağını ortadan kaldıran çağdışı kılık-kıyafet yönetmeliğine karşı 7 Aralık Cuma günü, bütün işyerlerinde pantolon giyeceğiz. Kamu emekçisi kadınları bu eyleme katılmaya ve kamuoyunu bu eylemi desteklemeye çağırıyoruz."
Ve kamu emekçisi kadınlar pantolon giydiler.
KESK Kadın Sekreterliği'nin 5 Aralık'ta yaptığı çağrı, aslında bir kampanyanın başlangıcıydı. "Ayrımcılığa Karşı Eşitlik Kampanyası" meslek içi eğitimden kreşe, doğum izninden cinsel tacize karşı politikalara, bir dizi başka talep de içeriyor.
Şimdi yeniden pantolon giyme eylemine dönelim. KESK Merkez Yürütme Kurulu Üyesi, Kadın Sekreteri Sevgi Göğçe, kadınlara pantolon yasağının 12 Eylül'de getirildiğini söylüyor: "78'de çıkarılan bir yönetmelik kamu emekçilerinin derli toplu ve sade giyinmesini zorunlu kılıyordu. 12 Eylül'den sonra ise yapılan eklemeyle kadınların pantolon giymesi yasaklandı. Bu bize Hitler dönemi hatırlatıyor. Hitler Almanyası'nda da kadınların pantolon giymesi yasaklanmıştı. Taliban yönetimi de kadınların kılık kıyafetine yasaklar getirdi. Bütün baskıcı rejimler kadın bedeniyle, kadın görüntüsüyle yakından ilgileniyorlar, yasaklar getiriyorlar. Aslında bizim başkaldırımız, bir anlamda da 12 Eylül'e başkaldırı," diyor.
"Müdür derse sokmadı"
Her başkaldırıda olduğu gibi, pantolon eyleminde de zorluklar yaşanmış. Öğretmenlik yapan Leyla Karagül bu eyleme katılan kadınlardan biri. Eylem gününü şöyle anlatıyor: "Okuldaki bütün kadın öğretmenler karar aldık, eylem günü hepimiz pantolon giyecektik. Ama bütün kadınlar çok istemelerine rağmen, bazıları bedel ödemek istemediler ve pantolon giymediler. Bu da idarenin engellemesini kolaylaştırdı. Bizim müdürümüz de sendikalı. Aynı sendikanın üyesiyiz. Buna rağmen bizi pantolonla derse sokmadı. Bunu fiilen engellemek istedi, biz de yazı çıkarmasını istedik. Resmi yazı yazdı. Şimdi soruşturma başlayacak."
Ayrımcılığa Karşı Eşitlik Kampanyası
Pantolon eylemi bir kampanyanın başlangıcıydı, demiştik. KESK'in, kadınların özgün sorunlarının ve taleplerinin sendikalarda, işyerlerinde, yaşamın her alanında gerçekleşmesi amacıyla başlattığı Ayrımcılığa Karşı Eşitlik Kampanyası önümüzdeki günlerde de devam edecek. Bu kampanyayla bir yandan kamu emekçisi kadınların sendikalara üye olmaları hedefleniyor, bir yandan da talepler için imza toplanıyor. Devletin, imzalanan uluslar arası sözleşmelerin uygulaması ve sosyal yükümlüklerini yerine getirmesi talep ediliyor.
Kampanyanın talepleri şunlar:
. En az 50 çalışanın bulunduğu işyerlerinde kreş açılmalıdır.
. Ücretsiz servis olanağı sağlanarak, yaygınlaştırılmalıdır.
. ILO'nun "Annelik Koruması Sözleşmesi" onaylanmalı; kadınlara doğum öncesi ve sonrası 1 yıl ücretli izin verilmelidir.
. Çocuğun sevk işlemleri anne ve babanın isteğine bağlı yapılmalı, çocuk yardımları günün koşullarına göre belirlenerek, kadınlara da verilmelidir.
. Cinsel taciz ve şiddet, disiplin suçu sayılmalı; etkin politikalar geliştirilmelidir.
. Kadınların planlama, karar ve denetim mekanizmalarında yer alabilmeleri, mesleki yükselmelerde ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve meslek içi eğitimden yararlanmada destek programları hayata geçirilmelidir.