Korkudan, üzüntüden şaşkına dönmüş insanlar, kocaman açılmış gözleriyle hareketsiz, öylece duruyorlar yolun ortasında... Gördükleri bir film sahnesinden yapılmış alıntılar değil....
Marslılar New Jersey'e saldırdı...
Dünya Ticaret Merkezine bir uçağın çarptığı haberini radyodan ilk duyduğumda, Orson Welles geldi aklıma...
Orson Welles 30 Ekim 1939'da, bir radyo yayını sırasında, "Marslıların New Jersey'e saldırdıklarını" bildirmiş ve Amerika genelinde akıl almaz bir paniğin başlamasına neden olmuştu.
Her ne kadar yayın yönetmenleri, bunun yalnızca bir şaka olduğunu açıkladıysalar da paniğin yatışması günler sürmüş, dehşete düşen halkın bir kısmı günlerce evlerinin bodrum katlarından çıkmamıştı.
Peki neden Orson Welles'i düşündürmüştü bu haber?
Birinci neden, hiç şüphesiz olayın gerçekleşme biçimiydi... Bir yolcu uçağı dünyanın en kalabalık metropollerinden birinin en işlek noktasına çarpıyordu.
Üstelik haberler bununla da sınırlı değildi...
Orson Welles şakası gibi
Kısa bir süre sonra bir diğer yolcu uçağı, Dünya Ticaret Merkezinin öteki kulesine de çarpıyordu.
Arabadaydım duyduklarımı, televizyonlardan görme olanağından yoksundum, ancak peş peşe gelen haberler, canlı yayın bağlantıları, tarif edilmeye çalışılan görüntüler tek kelimeyle inanılmazdı.
İşte bu inanılmazlığın boyutları Orson Welles'i hatırlatmıştı...
Bekledim ki birileri çıksın ve o 30 Ekim 1939 günündeki gibi bunların yalnızca, "kötü bir şaka" olduğunu söylesin.
İkinci neden olayların meydana geldiği yerdi. Kuşkusuz böyle bir olay dünyanın bir başka yerinde olsaydı bu kadar etkilenmezdim demiyorum. Ancak New York, Washington ve Pensylvania, gibi Amerika'nın üç büyük kentinde, "dünyanın tek hakimi"nin ülkesinde yaşanmakta olan terör, bir kat daha fazla şaşırtıyordu insanı...
Artık insanlar acı çekmesin
Amerikan gazetelerinden birindeki "Bugünden itibaren hiç bir şey eskisi gibi olmayacak" başlığı bir çok insanın aklından geçeni özetliyordu.
Terör, bugüne ABD'nin yaşamadığı kadar kapsamlı, dehşet verici bir eylemle yüzünü göstermişti. İnsanlık tarihine , kapkara ve silinmez bir leke bırakmıştı. Bundan da önemlisi, insanlığı bir yol ayrımının, belki olası bir savaşın, soy ve din düşmanlığının eşiğine getirmişti.
Güvenlerini yitirmiş, yürekleri tarifsiz bir acı ve nefretle dolmuş, kaybettiklerinin yasını tutan insanların görüntüleri, benim gibi yirmili yaşlarını sürenlerin hiç de yabancı olmadığı sahneler...
Tıpkı orada olduğu gibi benim ülkemde de daha iki gün önce bir insan, kendi canına kıymak suretiyle masum onlarca kişinin canına kast ediyor, yüreğimde taşıdığım kardeşlik ve barış umutlarını bir parça daha köreltiyordu.
Yaşanan hiç bir olayın, girişilen hiç bir eylemin sebep sonuç ilişkisinden bütünüyle yoksun olamayacağı düşünülmelidir. Ancak şu da bilinmelidir ki, sebebi her ne olursa olsun, hiç bir din, hiç bir dava, hiç bir inanç, masum insanlara karşı gerçekleştirilen terörü haklı çıkartmaz, çıkartamaz.
Bu dünyayı beraber kucaklayacağımız günleri düşünmek, bunun gerçekleşeceğine inanmak istiyorum. Acılarını paylaştığım insanlara daha fazlasını yapamamanın sıkıntısını çekiyorum.
Hiç olmazsa bundan sonra dünyanın başka yerlerinde insanlar yeni acılar tatmasınlar. Amerikan halkının yaşadığı acı, başka uluslara çektirilecek çilelerin dayanağı olmasın.(NA)