Yazar Emine Şenlikoğlu, Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın eşi Münevver Arınç'ın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i uğurlamaya türbanıyla katılmasından sonra gündeme gelen, Cumhurbaşkanının "Başörtüsü kamusal alanların dışında takılabilir" şeklindeki açıklamasıyla hızlanan "türban tartışmasını" bu sözlerle değerlendirdi.
AKP'nin başarısı, türban tartışması
"Cumhurbaşkanı'nın açıklamasına bir anlam veremediğini" söyleyen Şenlikoğlu,
"Arınç'ın eşiyle tokalaşırken de dönüşte de tavrı hepimizde memnunluk yaratmıştı. Daha sonra ne oldu da bu açıklamayı yaptı anlamak güç" diyor.
Tartışmayı, "AKP'nin başarısını engellemek isteyenlerin" yaygınlaştırdığını savunan Şenlikoğlu, Bianet'in sorularını yanıtladı:
Son günlerde tekrar türbanın kamusal alanın dışında tutulması gerektiği yönünde açıklamalar yapılıyor, siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu açıklamaları ve sizce kamusal alanla ifade edilmek istenen ne?
Eğer dünyada hayvan hakları kadar insan haklarına saygı duyuluyorsa bu sözü herkes çok yadırgayarak, şaşırarak düşünecektir. Böyle bir şey olamaz. Yani bir insan inanıyor, inancı başörtüsüne, başına yansımış diye bu kadar hakarete maruz kalamaz, bu Rusya'da bile İsrail'de bile yasak değil.
Türban zaten kamusal alanın dışında serbest. Sezer'in söylediği de ne demekse, açıklaması bana tuhaf geldi. Bence çok anormal bir söz. Kamusal alan deyince okulları da buna katmak isteyenler de var. Ama ben Türkiye'yi gezen bir insanım o kadar dul kadınlar var ki, kendileri çalışıp çocuklarını okutanlar başörtüsü yüzünden çalışamıyorlar ve çocuklarını okutamıyorlar. Bu nedenle perişanlık çekiyorlar. O kadın başını açsa ne olacak açmasa ne olacak.
Başörtüsünün siyasete alet edildiği savı var...
Allah aşkınıza hangi siyasette başörtüsü var. Gıcık kaptılar Necmettin Erbakan'a, onun bedelini bu kadar insana ödetiyorlar. Çok yazık.
Bu tartışmaların mecliste başörtülü milletvekili olmadığı halde yalnızca milletvekili eşleri üzerinden yapılmasına ilişkin değerlendirmeniz?
Suni gündem oluşturarak bu hükümetin ne kadar güzel çalışacağını fark den iç ve dış düşmanlar harekete geçiyor ki, çalışmaları engellesinler. Aksi taktirde bu kadro ekonomik açıdan ileri ülkeler seviyesine ulaştıracağa benziyor. Bu da istemeyenlerin hoşuna gitmiyor.
Kamusal olarak görülen Diyanet İşleri Başkanlığı'nda başörtü yasağının olmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hiçbir yerde başörtü yasağının kalmaması gerekiyor. Türkiye o kadar ilginç bir hale gelmiş ki birisi tepeden tırnağa soyunuyor, televizyona çıkıyor ona bir şey yok, bir tanesi de tepeden tırnağa giyiniyor, ona düşman muamelesi yapılıyor. Müslümanlar yıllardır bu yüzden rahat uyku uyuyamıyorlar. Cumhurbaşkanına çok büyük umutlar vardı, hukukçu kimliği yüzünden bir de demesin mi, 'hukuk kurallarının olduğu yerde başörtüsü giremez', yani bu ne demek. Hukuk kurallarının olduğu yerde adalet uygulanır.
Bülent Arınç "Genelkurmay Başkanlığı'na, eşimle gitmeyeceğimin bilincindeyim" demişti. Bu açıklama AKP'lilerin kendilerinin de belli bir sınıra kadar başörtüsünü savundukları anlamına mı geliyor?
Açıklamadan haberim yok ama, "Ordu askeri alanlara başörtüyü sokmadığı için oraya eşimle gidemeyeceğimi biliyorum" şeklinde söylemiş olabilir. Ama cumhurbaşkanını uğurlamaya giderken bir sakınca yok. Atatürk bile yanında başörtüyü gezdiriyordu, yanında bir kanun mu kondu. İlk başörtülü cumhurbaşkanı hanımı Atatürk'ün hanımıdır. Ama ona yönelik bir kanun çıkartılmamıştı.
Peki Arınç'ın kendisi de bu açıklamayla bir yere kadar başörtü anlayışını benimsemiş olmuyor mu?
Şu an orada başörtüsü yasak, hanımımla gidemem demek istemiştir, onun adına konuşamam ama ben olsaydım "Orduda niçin yasak" diye sorardım. Orada niçin yasak olsun ki, ordu da bizim değil mi. (HA/NK)
* Gençliğin İmanını Sorularla Çaldılar, Kelepçeli Kalemimden gibi yayınlanmış 43 kitabı bulunan Şenlikoğlu 1985 yılından bu yana Mektup Dergisi'nin Genel Yayın Yönetmenliği'ni yapmaktadır.