Gözlerine siyah bantlar takarak F Tipi Cezaevlerini ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ü protesto eden yaklaşık 200 kişi, "Cezaevlerinde tecrite son", "F tipi toplum olmayacağız", "Bakan Türk, sözünü tut", "Faşizme karşı omuz omuza" şeklinde sloganlar attılar.
Oturma eyleminde bir konuşma yapan Eşber Yağmurdereli , cezaevlerindeki sorunu çözme yetkisi olan tek tarafın adım atmadığını belirterek, "Problemin çözümü sadece yasal düzenlemelerde değil. Tecriti kaldıracak pratik önlemlerle ölümler durdurulabilir" diye konuştu.
ÖDP Başkanı Ufuk Uras ise, "Adalet Bakanı Terörle Mücadele Yasasının imzaya açıldığını söylüyor. Bir tasarının yasalaşması günler alır. Oysa şu an geçen her saniyenin önemi var. Bakan geçen her anın sorumluluğunu üzerinde taşıdığını unutmamalıdır " dedi.
Aydınlardan tepki
183 gündür süren ölüm oruçlarında 14 kişinin hayatını kaybetmesi, gazetecileri ve sanatçıları da harekete geçirdi.
İstanbul Gazeteciler Cemiyeti'nde aydınlarla birlikte bir basın Açıklaması yapan gazeteciler, Ölüm Orucu'nda kritik haftanın aşıldığına dikkat çekerek, medyanın konuya gereken duyarlılığı göstermemesini eleştirdi.
Aralarında Oral Çalışlar , Ercan Karakaş , Suavi , Ataol Behramoğlu , Ferhat Tunç , Şanar Yurdatapan 'ın da bulunduğu aydınlar, hükümetin ölüm oruçları konusunda bir an önce adım atmasını istedi.
Görüşlerini " En değerli haber Can'dır " başlığıyla dile getiren gazeteciler, şunları ifade etti:
"Biz gazeteciler; en temel insan haklarının çiğnendiği F Tipi cezaevlerinden ardı ardına gelen ölüm haberlerinden büyük acı duyuyoruz. Mensubu bulunduğumuz medya, ne yazık ki bazı istisnalar dışında ölüm oruçları konusunda duyarsız davrandı. Kamuoyunu şimdiye kadar, doğru, hızlı, tarafsız, inanılır ve güvenilir bir şekilde bilgilendirmedi. Özellikle 32 kişinin yaşamına mal olan 'Operasyon' döneminde yayınlanan haberlerin çoğunluğu gerçeği değil, 'Operasyon'u yapan güçlerin açıklamalarını yansıttı. O dönemde verilen haberlerin çoğunun yalan olduğu ortaya çıktı. Yaşanan büyük acılara rağmen gazeteler ve TV'ler, F Tipi cezaevindeki ölümlere, bu ölümlerin ardındaki taleplere ve önemlisi gerçeği, yalnızca gerçeği yansıtmaya gereken duyarlığı göstermiyor."
Basın açıklamasında, gazetecilere bir de çağrı yapıldı. Mesleğin gereğini yerine getirmek ve gerçeğin yazılması için çaba göstermek gerektiği savunulan açıklamada, "Biz gazetecilere, her zamankinden çok görev düşüyor. Ölümlerin durdurulması, ölümsüz bir çözüme varılması için, geçmiş yaşadıklarımızdan da dersler çıkararak, çalıştığımız kurumlarda gerçeğin yazılması için, çaba harcayacağız. Hükümetin ve Adalet Bakanı'nın duyarsızlığını protesto ediyoruz! Artık ölümün konuşulmadığı bir ülkede haber yapmak istiyoruz! Yetkilileri göreve çağırıyoruz! Meslek örgütlerimizi, Türkiye Gazeteciler Cemiyetini, Türkiye Gazeteciler Sendikasını, Çağdaş Gazeteciler Derneğini, bu konuda daha etkin tepkiler göstermeye çağırıyoruz! Tüm meslektaşlarımızı, hukuksuzluğun sona erdirilmesi için, ölümü engellemek için kurumlarında daha aktif olmaya çağırıyoruz! Hükümetin, basın aracılığıyla kamuoyuna, ölüm oruçlarına son verdirecek karar ve uygulamalarını açıklamasını acilen bekliyoruz. Hiçbir haber yaşamdan daha değerli değildir! " ifadeleri kullanıldı.
Çağrıda "Tüm muhabir arkadaşlarımızın, Başbakan Bülent Ecevit, Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, İçişleri Bakanı Saadettin Tantan ve Sağlık Bakanı Osman Durmuş'u gördükleri her yerde, "Ölüm oruçlarına ne zaman ve nasıl son verdirmeyi düşünüyorsunuz?" sorusunu sormalarını talep ediyoruz" dendi. (YV)