* 5 Ekim dünya öğretmenlerinin birlik ve dayanışma günüdür. Öğretmenlerin örgütlü mücadelesi açısından önemli bir gündür. Öğretmenin hak arama ve hakları koruma çabasında bir mihenk taşıdır. Öğretmenin toplum içindeki saygınlığının pekişmesi ve nitelikli eğitimin saygın bir unsuru olma talebinin yankısıdır. Bütün toplumları bağlayan, öğretmen örgütlerinin uyması gereken kuralların evrensel hükümlere bağlandığı günün adıdır.
Türkiye'de 5 Ekim
* Türkiye'de eğitim emekçileri 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü'nü kutluyorlar. Öğretmenlik mesleği açısından uluslararası genel kabullerin simgesi sayılan 5 Ekim'e, Türkiye'deki öğretmenler her gün biraz daha zorlaşan ekonomik, demokratik ve mesleki sorunlarla 'merhaba' diyor.
* ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü)ve UNESCO (Birleşmiş Milletler Kültür Örgütü) ortaklaşa sürdüğü çalışmalar 1966 yılında meyvesini vermiş, "Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı" başlığıyla bir metin kabul edilmiş ve 5 Ekim o günden bu yana öğretmenlerin ve öğretmen örgütlerinin ulusal ve uluslararası alandaki eğitim politikalarını, hak ve sorumluluklarını hükme bağlamıştır.
* Türkiye "Tavsiye Kararı"nı imzalamıştır. Tavsiye Kararı'ndaki hükümlerin bir yaptırımı olmadığı biliniyor. Kararı imzalayan ülkeler ancak ahlaki açıdan sorumlu tutulabiliyor. 2001'in 5 Ekim'inde bir kez siyasi iktidarı imzasının arkasında durmaya çağırıyoruz. Türkiye ahlaki sorumluluğunu yerine getirmeli, eğitimin, eğitim emekçilerinin sorunlarını çözme noktasında adım atmalıdır.
Savaş ve yoksulluk tehdidi
* Ne yazık ki 2001 yılının 5 Ekim'ini bütün dünya öğretmenleri ve öğretmen örgütleri savaş kaygısıyla karşılıyor. Çünkü dünya savaşın eşiğine gelmiş bulunuyor. Savaş çığlıkları, 5 Ekim'de dile getirilecek talepleri bastırıyor. Bu yüzden 5 Ekim'in, bir taraftan mesleki hak ve çıkarları koruma çabasının simgeleştiği bir gün olarak değerlendirilmesi, diğer taraftan da savaşa karşı barışın bayraklaştırıldığı bir gün olarak algılanması gerekiyor.
* Çünkü savaş, eğitim sürecinin asli unsurlarından birisi olan çocuklarımızda derin ve onarılması mümkün olmayan izler bırakıyor. Savaş önce çocukları vuruyor. UNICEF'in tespitlerine göre; son 10 yıl içinde yaşanan savaşlar nedeniyle 2 milyon çocuk katledildi, 6 milyon çocuk yaralandı veya ciddi biçimde sakat kaldı, 12 milyon çocuk ise evinden, ailesinden oldu. Savaş bölgesinde eğitim ve öğretimin yapılamaz hale geldiği, ailelerin çocuklarını okula göndermediği, öğretmenlerin görev yerlerine gitmediği ve okul binalarının ya harabeye döndüğü ya da askerler tarafından kullanıldığı belirlendi. UNICEF'in çalışması, savaşın eğitim sürecini çocuklar, öğretmenler, aileler de dahil olmak üzere her açıdan olumsuz etkilediğini gözler önüne seriyor.
800 milyon çocuk okulsuz
* Savaş harcamaları için ayrılan paranın eğitim, sağlık gibi insanın temel ihtiyaçlarını karşılayacağı da bir başka gerçeklik olarak karşımızda duruyor. Savaş ve silahlanma politikası halkların daha da yoksullaşmasına neden oluyor. Dünyadaki çocukların durumu ile ilgili veriler biz öğretmenleri belki de toplumun diğer kesimlerinden daha çok etkilemektedir. Dünyada okul çağına gelen 800 milyon çocuk eğitim olanağı bulamıyor ve 250 milyon çocuk okul yerine işe gönderiliyor. Bütün bu tespitler, öğretmen örgütlerinin savaşa karşı çıkması, barış istemesi için yeterlidir. Savaşlar, çocuklara ve eğitime vereceği zarardan daha çok insanlığın bir bütün olarak yok olup gitmesine yol açacak sonuçlar doğurmaktadır.
* Eğitim Sen Eğitim Enternasyonali'nin üyesidir ve Avrupa Bölge Yönetim Kurulu'nda yer almaktadır. Avrupa Bölge Yönetim Kurulu'nun 1 Ekim 2001 tarihli son toplantısında yaklaşan savaş tehlikesine dikkat çekildi. Avrupa Bölge Yönetim Kurulu, dünyanın çok kültürlü, çok dinli yapısının korunması ve geliştirilmesi, ABD'ye yapılan saldırının kültürler ve dinler arası bir çatışmaya yol açmasının önüne geçilmesi, kültürlerarası diyaloğa önem ve özen gösterilmesi, müslüman ülkelerdeki öğretmen örgütleriyle işbirliğinin ve diyaloğun artırılması, Türkiye'nin bu ilişkinin geliştirilmesinde aktif görevler üstlenmesi, TV ekranlarına yansıyan savaş ve şiddet görüntülerinden derinden etkilenen çocukları korumak amacıyla, bu tür yayın yapan ilgili devlet ve kurumların uyarılması şeklinde kararlar aldı. Eğitim Sen, bu çerçevede girişimlerde bulunacak, barış ve hoşgörü kültürünün yaygınlaştırılması için çaba harcayacaktır.
Savaşa hayır demek için
* Eğitim Sen tüm toplumları, bütün insanlığı 'savaşa taraf olma' sıkıştırmasını reddetmeye çağırıyor. Eğitim Sen, insan hayatına, çocuklara, kültürlere, doğanın korunmasına duyarlılık gösteren bir örgüt olarak ABD'de binlerce insanın ölmesine yol açan saldırıyı kınıyor. Bu saldırıyı ileri sürerek dünyayı topyekün bir savaşın eşiğine getiren anlayışı reddediyor. Eğitim Sen bir kez daha savaşa değil, eğitime bütçe ayrılması çağrısında bulunuyor.
* Yakın tarihinde savaş görmüş bir ülkedeki öğretmen örgütü olarak, savaşın neye ve nelere mal olduğunu çok yakından bildiğimizi belirtmek istiyorum.
* Çocukların ve ülkenin geleceği konusundaki duyarlı olan öğretmenler ve onların örgütü Eğitim Sen, savaşa karşı barış; kin, nefret ve öç almaya karşı hoşgörü ve sevgi çağrısında bulunuyor. 5 Ekim'i nitelikli eğitim ve barış talebiyle taçlandırmak istiyor. (NA)