Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkan Yardımcısı Alper Taş ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu partilerinin Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik politikalarını ve Annan planına yaklaşımlarını bianet'e anlattı:
Taş: İki halkın sorunları dikkate alınmalı
ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Alper Taş, ÖDP'nin başından beri Kıbrıs için iki toplumlu, iki bölgeli tek federe bir devlet önerdiğini söyledi, politikalarının Taksim ve Enosis gibi milliyetçi anlayışların dışında tek federal bir yapı öngördüğünü belirtti.
Taş, bu çerçevede Annan Planının iki taraf için de kabul edilebilir, olumlu bir çözüm önerisi olduğunu ifade ederek, "Çözüm tartışmalarının Avrupa Birliği üyeliği bağlamında değil, halkın sorunları, beklentileri esas alınarak yürütülmesi taraftarıyız" dedi.
"Toprak konusundaki itirazlar doğru değil"
Taş'ın Annan planının sunduğu çözüme yönelik yorumu şöyle:
* Plan iki tarafın siyasal etkinliği, siyasi eşitlik açısından önemli haklar sunuyor. Türk tarafının toprak tavizi konusunda ileri sürdüğü iddiaları doğru bulmuyoruz, çünkü daha yıllar önceki anlaşmalarda toprakların yüzde 29 civarında olmasını Türk tarafı da kabul etmişti. Şu an tartışılanlar bu nedenle yeni değil.
* Fakat BM planında göç konusunda daha ayrıntılı, insanlara güvence verecek esasların netleştirilmesi gerekiyor. Çünkü orada 28 yıllık bir yerleşim var, yerinden edilecek insanların kaygıları giderilmeli. Planda bu yöndeki eksiklik giderilmeli. Bu nedenle macera değil, çözüm istiyoruz.
Alper Taş, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) çözüme yönelik savunduğu ve dışişleri bürokratlarından tepki alan Belçika Modelini savunmasını da şöyle değerlendirdi:
"AKP hem geleneksel siyaset kopmaya hem de devlete uymaya çalışıyor. Belçika Modeli geleneksel anlayışın dışında bir öneri ama aldıkları tepkiler üzerine düzelttiler açıklamalarını. Bize göre AKP'nin geleneksel statükocu yaklaşımın dışında davranması daha olumlu olur."
Karamollaoğlu: Kıbrıs AB'ye Türkiye ile eşzamanlı girsin
SP Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu ise Annan Planına temkinli yaklaşmaktan yana. Karamollaoğlu, özellikle toprak konusunda Türk tarafından istenen tavizlerden vazgeçilmesini ve iki taraf için siyasi egemenliğin garantiye alınmasını savunuyor. Karamollaoğlu, "Taraflar arasında anlaşmaya varılacaksa bu, Türkiye'nin AB'ye girmesiyle eşzamanlı olmalıdır" diyor.
Karamollaoğlu'na göre siyasi egemenlik konusunda garanti verilmezse ileride Rum tarafının etkinlik alanı Türk tarafından fazla olabilir, buna dikkat edilmeli, Türk tarafı planı bu konulardaki değişiklikler yapıldıktan sonra kabul etmeli.
Asker azaltılmasın, zamanlama yanlış
Toprak tavizinden vazgeçilmesini isteyen Karamollaoğlu, askeri birliklerin adadan çıkarılması fikrine de karşı çıkıyor, ilk kademede asker sayısının azaltılmasının riskli olabileceğini savunuyor. Bu konuda da BM'nin bir an önce asker sayısı konusunda net bir rakam belirlemesi gerekiyor.
Karamollaoğlu, planın zamanlamasının da uygun olmadığını söyleyerek "neden bu kadar acele ediyorlar, neden Türkiye'de daha bir hükümet oluşmadan yanıt istiyorlar" diye de soruyor.
Karamollaoğlu'nun AKP'nin Belçika Modeli önerisine yorumu ise şöyle: "Son derece yanlış, doğrudan doğruya bilgisiz olmakla ilgili bir durum..." (BB/NK)