Kibele ne tanrıçası ve Yörükler
Kibele, İlkçağ Anadolu'sunda bolluk ve bereket simgesi Ana Tanrıçadır. Bergama Kapukaya'da Kibele'nin kutsal alanı bulunur, ayrıca Kınık Yund Dağı Mamurt Tepesinde Kibele (Sibel) Tapınağı vardır. Kınık Mamurt Tepe'deki Kibele ya da Sibel Tapınağı, granit taşından yapılmıştır ve bugün (kesme taşlar, iri gövde sütunlar halinde) yıkılmış haldedir. Bu tapınağın karşısında Durhasan Yaylası görülür; sürüler, davarlar, ağıllar ve Yörük gelenekleri sanki dünden bugüne el sallar gibidir.
Eolya, Madra Dağı
İlk çağda bölgemize yani Kuzey Ege şeridine Eolya denirdi. Madra Dağı'na da ana tanrıça diyarı anlamına Ma Adra adı konmuştu. Bu dağlarda yaşayan göçer halk esenlik bulur, kar suları içerek Gılgamış gibi ölümsüzlük iksiri bulmuşa benzerlerdi.
Kibele Taşı, Çepniler ile Karakeçili, Yağçıbedir aşiretleri
Eskişehir yakındaki Pessinus'taki Kibele Taşı , bir meteoru andırıyordu. İşleri kötü giden Romalılar, Bergama Krallığı'nda bu taşı almayı düşündüler. Eski günlerine kavuşmak için bu taşın tılsımından medet umuyorlardı. Bu amaçla Romalı 5 senatör Bergama'ya geldi. Lejyon denilen paralı askerleri, Karun diye de anılan Lidya Kralı Krezüs'ün ülkesini çiğneyerek Eskişehir'e vardırlar.
Böylesi bir geçmişi olan topraklarda (sonradan) yaşayan Çepniler , daha dirençli çıktı. Gerektiğinde zeytin dallarını yakabildiler. Med Kralı Alyates'in M.Ö. 585'de güneş tutuldu diye savaşı bırakmasının tersine; Karakeçili ve Yağcıbedir aşiretleri, Kurtuluş Savaşı'nda hiç umutlarını kesmediler ve bengiye kalkar gibi savaşa durdular.
Niobe: Ağlayan kaya
Bugün Dikili'nin 8 köyü Yağcıbedir halkıdır. Aşiret beyinin kızı bir çobana gönül vermişti. Küçümsediler. Aşiret kavgalı oldu. Oğlan tarafı Sındırgı'ya göçtü, Kız tarafı Bergama burada kaldı. Bu olayın acısı hiç unutulmadı. Manisa yakınlarında Niobe denilen vardır; çömelmiş bir insan gibi yaşın yaşın ağlar.
Kibele duruşlu bu kaya; Yağcıbedir'in yazgısını duyunca hüngür hüngür ağlamıştır.
Ebabil kuşları ve 1862 İskan Yasası
Ebabil denilen kuşlar , Hz. Muhammed'in doğduğu yıl, Habeş ordularının Mekke'ye saldırdığı sırada, gökyüzünü kara bulutlar gibi kaplayıp ayaklarında tuttukları kızgın tuğlaları Ebrehe'nin askerleri üzerine bırakmışlardır.
1862 yılında İskan Yasası çıkınca, göçerlerin başına taş yağmıştır. Madra ve Yund Dağı yörükleri yerleşik hayatı istemez; onlar ateş böceği gibi uçar-konar olmak yanlısıyken, İskan Yasası ile kanatları yanmıştır.
İda Dağı, Sarıkız, Demeter
İda diye bilinen Kaz Dağında Fatma Ana'nın kızı Sarıkız yaşamıştı. O bölgede yaşayan aşiretler, göçer geleneklerinin bırakılmasını, bedesten denilen kapalı çarşıya kilitlenmiş bir heykel gibi yorumlamışlardır.
Bereket Tanrıçası Demeter bile göçer yaşamın engellenmesine Granikos (Çanakkale-Biga) Çayı'nın taşmasıyla öfkesini göstermiş ve bu öfkenin bir başka yansıması da Yörüklerin Kozak granit taşlarını parçalaması biçiminde imgelenmiştir.
Truva Savaşı, Hektor ve Mustafa Kemal Paşa
Neler yaşadı bu topraklar?.. Truva Savaşlarında, Batılılar Çanakkale'ye saldırmıştı. Truvalı kahraman Hektor'u öldürdüler. Üç bin yıl sonra yine Batılı emperyalist ülkeler, Anadolu'ya saldırdı. Mustafa Kemal, Bağımsızlık Savaşı'nı kazandığında, bir bakıma Hektor'un öcünü almıştı.(İB/YÖ/NU)