Menard, Genel Kurmay Başkanı orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'na bir mektup gönderdiğini; mektupta, Türk yetkililerinden insan hakları ve ifade özgürlüğüne saygı çerçevesinde Avrupa Birliği'ne (AB) verilen sözlere fiilen saygı gösterilmesini istediğini de açıkladı.
"Her nevi eleştirinin sert bir şekilde geri çevrilmesi elbette ki ifade özgürlüğüne tam anlamıyla saygı duymayan rejimlerin işaretidir."
200 metrekarelik harita
Ulusal coğrafya Enstitüsü'nün 200 metrekarelik dev haritasında Sınır Tanımayan Gazeteciler'in, basın özgürlüğüne yönelik ciddi ihlallerden sorumlu gördüğü 38 devlet başkanı, askeri yetkili ya da paramiliter gruplara ait portreleri sergiliyor. Sergi 3 Mayıs günü açıldı, 15 gün süreyle açık kalacak.
Salonda, Jann Arthus-Bertrand'a ait fotoğraflar, RSF yararına satışa sunulan fotoğraf albümünden kesitler ve RSF'nin faaliyetlerine ilişkin pano da yer alıyor.
"RSF, 2 Mayıs 2002'de bir bildiriyle insanları "basın özgürlüğü düşmanları"nı tanımaya davet etti. Bunun anlamı, Türkiye'de bazı medya organlarınca belirtildiği gibi bu portreleri "ayaklar altına almak" değildir."
Menard, açıklamasında, "eleştirilen rejimler nadiren RSF'nin bu tutumunu kabul ediyor. Ancak, bu eleştiriler, bu ülkelerde basın özgürlüğüne yönelik ihlaller hakkında belli olaylar ele alınarak hazırlanıyor" dedi.
Açıklamaya göre; 3 Mayıs 2002'de kamu oyuna duyurulan RSF Dünya Basın Özgürlüğü 2002 raporunda; Türkiye'ye 16 sayfa ayrıldı. Bu, rapora www.rsf.org adresinden ulaşılabiliyor.
RSF, açıklamasında şu noktaları hatırlatıyor:
* Türkiye'de 2001 yılında, her eğilimden 50'den fazla gazeteci yargı önüne çıktı. Gazeteciler şu veya bu şekilde orduyu eleştirdikleri için sistematik olarak hırpalandılar.
* 2002 yılının ilk beş ayında gazetecilere yeni davalarda açıldı. Bu gazetecilerden 3 aylık İDEA Politika dergisi yazı işleri müdürü Erol Özkoray'a üç dava açıldı. Davalardan birinin gerekçesi, ordunun Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) yakınlaşmasını frenlemeye çalışmasını konu almasıydı. Bu yargısal hırpalamalar Özkoray'ın derginin yayınını durdurmasına yol açtı.
* 29 Haziran 2001'de tutuklanan gazeteci Fikret Başkaya 1 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. 1 Haziran 1999'da yayımlanan bir yazıda Başkaya, Kürt sorununun sivil ve askeri yetkililerce ele alınışını eleştiriyordu.
* Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) görsel ve işitsel yayın organları üzerinde sıkı bir denetime tabi tutuyor. 2001 yılında 60 televizyon ve 50 radyo kuruluşunun politik gerekçelerle yayını durdurulmadıysa da, politik gerekçelerle verilen yayın durdurmalar uzun süreleri kapsıyor. Kürt müziğine yer vermek, veya "anayasal düzeni hedef almak" gerekçeleriyle bir yıla kadar yayın durdurma cezaları verilebiliyor.
* Avrupa Birliği'ne verilen sözler çerçevesinde başlatılan reform yasaları beklenen sonuçları henüz vermekten uzak. Basın suçlarını cezalandıran Türk ceza Kanunu metinleri halen baskıcı niteliklerini koruyor. (NM/BB)