Meclis'ten "toplumun haklarını ve onurunu korumasını" isteyen Ensaroğlu, "Çünkü bizler, insan hakları savunucuları olarak temsilcilerimizin ellerine bu kirli savaşın kanının bulaşmasını istemiyoruz" dedi.
Ensaroğlu, "Bugün ülkenin egemenlik haklarının ve anayasanın ihlaline göz yumarak hemen yarın işlenecek birtakım insanlık suçlarına ortak olanlar, belki Yüce Divan'da yargılanmaktan kurtulabilirler; ama tarih ve toplum önünde yargılanmaktan ve cezalandırılmaktan kurtulamazlar" diye konuştu.
Lider otoritesi değil, milletin iradesi
Savaş tezkeresini onaylamayan Meclis'in iradesinin, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) içinde "parti disiplini ve lider otoritesinin sarsılması" tartışmalarıyla zorlandığını vurgulayan Ensaroğlu, "grup kararı almayan AKP'nin taktirle karşılandığını" söyledi:
"Savaş tezkeresini onaylamayan TBMM ve toplumun genel eğilimi paralelinde beliren meclis iradesi bir kez daha zorlanmak isteniyor. Bunun için de parti disiplini veya lider otoritesinin sarsılmaması öne çıkarılıyor.
Öyle anlaşılıyor ki, bazıları için lider otoritesi, milletin iradesinden daha fazla önem taşımaktadır. Oysa, grup kararı almayarak milletvekillerinin özgür iradelerini ortaya koymalarına imkan sağlayan genel başkan ve parti yönetimi, savaş lobilerinin dışında tüm ulusal ve uluslar arası kamuoyu tarafından takdirle karşılanmıştır."
Meclis kararına rağmen sevkıyat
Ulusal basında yer alan işgal haber ve yorumlarına dikkat çeken Ensaroğlu, şöyle konuştu:
"Tezkerenin oylanması öncesinde ABD basınında Türkiye ile ilgili yapılan yayınlardan rencide olmayanların, son günlerde ulusal basında yer alan işgal haber ve yorumlarından da rahatsız olmayacakları açıktır. Ama kimsenin bizlerden onurumuzu ve insani duygu ve kaygılarımızı bir kenara bırakmamızı istemeye de hakkı yoktur. (BB/NK)