Çölaşan devamlı surette "vatanın bölünmez bütünlüğünü düşünen" bir gazetecidir. Bu yüzden ele aldığı konuların belgelerini yeterince okuyup incelemeye da zamanı olamıyor haliyle... O vakit Çölaşan'ın "ön çamurluğu"olarak görev yapan Nezih Kuvayı Medyacının verilerine itibar ediyor.
Cesur yürek okumaz
24 Temmuz 2001 tarihli "Konuşunuz Nadire Hanım!" başlıklı yazısında da aynı yöntemi izlemiş. Kuvayi Medya'nın metin müsvettelerini alıp değerlendirmiş. Ancak bu sefer kaynak belirtmeme nezaketinde bulunmuş. Çünkü söz konusu yayınında Emin Çölaşan'ın değerli patronu Aydın Doğan için sayfalar dolusu ham bilgiye yer veriliyor.
Cesur Yürek bir kalem olan Çölaşan, patronuna küfür edilen bir yayın organının adını zikretmeye yüreği elvermiyor...
Cesaret ile esaret arasındaki ince çizgi, Çölaşan'ın özgürlük yoludur!
Çölaşan eğer kitabı okuma imkanına kavuşmuş olsaydı, toptancı değerlendirmelerden kaçınırdı. Mater'in konuştuğu asker arasında "taş gibi" ülkücülerin söylediklerini teşhis edebilirdi. Mesela...
"Güneydoğu sorunu, Kürt sorunu yok da bir kişi ortalığı bulandırıyor. Öyle Kürt diye Türk diye bir olay yoktur. Öcalan olmasa bu sorun olmaz, arkasında çok büyük devletler var, adamı koruyorlar. Mesela rahmetlik Türkeş, "izin versinler, üç ayda kellesini getireyim," demişti. Türkeş'e neden izin vermediler, bilmiyorum."
"Bir albayımız vardı, bir askerimi feda etmem derdi..."
Bunun gibi daha yüzlerce bölüm var kitapta...
Derin devletten sevgiler
Çölaşan kitap için "ustaca düzenlenmiş PKK propagandası" yorumunu yapıyordu.
Ama en haşin hamleyi Nadire Mater'in bu çalışma için aldığı maddi destek konusunda yapıyordu:
"Amerika'da MacArthur Foundation isimli bir vakıf var. CIA ile bağlantılı... Nadire Mater bu vakıftan 1997'de para alıyor."
Dakka 1 (kendi kalesine) gol 1 vaziyeti ortaya çıkıyor. Çünkü Çölaşan'ın Kuvayı Medya'dan olduğu gibi aparttığı bilgiler, dikkatsiz bir istihbarat görevlisinin özensizce hazırladığı etüd çalışması gibi...
MacArtur Foundation Vakfı'nın merkezi Amerika'da değil, İsviçre'de... Mater'in de bu vakıfla ilgisi yok. Vakfın CIA ile ne kadar bağlantılı olduğu ise Kuvayı Medya'yı besleyen enformasyon kaynaklarının sorumluluğuna havale...
Esas vakıf John D. And Catharine T. MacArtur Foundation Vakfı için şu bilgiler veriliyor:"Anti militarist, ulusal ayrımcılık gözetmeyen, çok kültürlü, ABD'nin ulusal ve uluslararası politikalarına karşı duran bir kuruluş."
Kokmaz bu şafaklarda
Vatan sevgisine ayrılan aşırı mesai, böylesi detayların farkına varamıyor. Devleti savunmak, korumak, kollamak her zaman çok önemli bir vatandaşlık görevidir. Emin Çölaşan da bunu fazlasıyla yerine getiriyor. 24 saat üzerinden 365 gün aynı şiddette vatan sevgisiyle yoğrulmak insanda gazetecilik yapacak hal bırakmıyor vallahi...
Derin analizler, bilgiyle değil sevgiyle ortaya çıkar.
Sevgi vatana, millete, devlete yönelince analiz de derine kayar. Orada derin devletle buluşur, koklaşır.
Bazen kokuşabilir de...
Ama olsun, yeter ki vatan sağolsun!