Kitaplara eklenen bölümlerin çıkarılmasını talep eden imzacılar bu konuda atılacak yapıcı adımları demokratikleşme, insan haklarına saygının yerleşmesi ve eğitim kalitesinin yükseltilmesi açısından zorunlu görüyor, ve imzacının kendi uzmanlık alanında her türlü katkıda bulunmayı taahhüt ediyor.
İmza kampanyasını, "Milli Eğitim Bakanlığı'nın "Ermeni, Rum-Pontus ve Süryani iddialarının asılsızlığı"nın okullarda okutma girişimine karşı oluşturulan İzleme Grubu başlattı.
İmzaya açılan metin bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyurulacak.
İzleme Grubu, hukukçular, Tarih Vakfı'nda "tarihin silahsızlandırılması" dosyasının hazırlanmasında yer alan ve bu doğrultudaki çalışmaları gerçekleştiren tarih öğretmenleri, eğitimciler, İnsan Hakları Derneği (İHD) Irkçılık ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon üyelerinden oluşuyor.
İzleme Grubu, ayrıca, uygulamalara (okullarda konferanslar, kompozisyon yarışmaları düzenlenmesi, taleplerin yerine getirildiğine ilişkin raporların milli eğitim müdürlüklerine iletilmesi talimatı ve benzeri) son verilmesi için çalışmalar yapma, gelişmeleri izleme, kamuoyunu uyarma ve bunun için toplantılar düzenlemeyi amaçlıyor.
Çağrının tam metni
Tarih eğitiminde düşmanlık ve ayrımcılığa hayır!
Hem yurttaşlar, hem de veliler olarak, Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu'nun 14 Nisan 2003 tarihli genelgesinin yarattığı ve yaratacağı sonuçlar konusunda derin endişe duyuyoruz. Tarih derslerinde "asılsız Ermeni soykırımı, Pontus ve Süryani iddiaları" konusuna yer verilmesi gerekçesiyle başlatılan uygulamalar, müfredatın yeniden düzenlenmesi, öğretmen eğitimleri, ders kitaplarının bu anlayışla yeniden yazılması, kompozisyon yarışması, tarihin düşmanlığı kışkırtan ve ırkçı bir yaklaşımla öğretilmek istendiğini göstermektedir.
İlgili genelge gereğince Kilis'te düzenlenen seminerde soru sorduğu için Hülya öğretmenin başına gelenler, öğretmenlere gönderilen ek müfredatın içeriği, tavsiye edilen başvuru kaynakları, dağıtılan tarihsiz, sıra numarasız, imzasız "emirnameler" bile bu konuların sorumlu, nesnel bir biçimde işlenemeyeceğini açıkça ortaya koymaktadır.
Eğitimin ülkemizde demokrasi, barış ve farklı kimliklere saygı anlayışını yerleştirmeye ve güçlendirmeye hizmet etmesi gerekirken, söz konusu genelge ve uygulamalar, tam tersine belirli etnik-dinsel grupları suçlayıcı, ayırımcı, düşmanlık özendirici ve önyargıları keskinleştirici niteliktedir.
Hangi düşünce ve amaçla olursa olsun siyasi çatışma konusu olabilecek tek yanlı bir tutum eğitime yansıtılmamalıdır. Uluslararası deneyimler tartışmalı ve duyarlı konuların çocuk ve gençlere nasıl öğretileceği konusunda bize ışık tutmaktadır. BM'nin bu konudaki düzenlemeleri 1950'lerden buyana gelişerek devam etmektedir. Tabii ki, her ülkenin geçmişinde kendine özgü, acılı olaylarla tartışmalı ve duyarlı konuları vardır. Ne var ki bu konuların, farklılığa saygı, halklar arasında uzlaşma, anlaşma ve karşılıklı güvene yardımcı olacak biçimde işlenmesi zorunludur. Avrupa Konseyi'nin altında Türkiye'nin de imzası bulunan 31 Ekim 2001 tarihli kararı aynen şu hükme yer vermektedir :
"Özellikle hassas ve tartışmalı konularda, eğitimin, öğrencilerde bilgiyi eleştirel ve sorumlu bir biçimde, karşılıklı konuşma, tarihsel kanıt araştırma ve çok yönlülüğü temel alan açık tartışma yollarıyla, analiz ve yorumlama yeteneklerini geliştirmeye olanak vererek" yapılması ... Demokratik Avrupa'da tarih eğitiminin temel bir gereğidir.
Avrupa Konseyi'nin ilgili kararları ile UNESCO'nun Eğitimde Ayrımcılığa Karşı Sözleşmesi (1960), Birleşmiş Milletler'in Irk Ayrımcılığının Önlenmesine İlişkin Sözleşmesi (1966), Ulusal, Etnik, Dinsel Azınlıklara Mensup Kişilerin Hakları Bildirgesi (1992), İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin (1950) birçok maddesi, ayrıca Anayasa ve yasalarımızın ilgili maddeleri, tarih eğitiminin propaganda amacıyla, ayrımcılık yaratacak ve bir grubun insan haklarının ihlaline yol açacak bir biçimde kullanılmasını kesin olarak yasaklamaktadır.
Biz bu açıklamanın altında imzası bulunanlar, hangi makamların direktifi ile başlatılmış olursa olsun, Milli Eğitim Bakanlığından, genç beyinleri hedef alan bu olumsuz şartlandırma çalışmasının hemen durdurulmasını ve bu uygulama doğrultusunda kitaplara eklenen bölümlerin çıkarılmasını talep ediyoruz. Bu konuda atılacak yapıcı adımları Türkiye'nin demokratikleşmesi, insan haklarına saygının yerleşmesi ve eğitim kalitesinin yükseltilmesi açısından zorunlu olduğunu düşünüyor ve kendi uzmanlık alanlarımızda her türlü katkıda bulunmayı taahhüt ediyoruz. (NM)
Kampanyaya [email protected] adresinden katılmak mümkün.