"Kadınlarımız hayatın yükünü erkeklerle birlikte paylaşmalarına rağmen, hak ettikleri statüye kavuşamamışlardır. Uygulayacağımız tüm politikalarda bu durumu göz önünde bulunduracaktır. Kadınlarımızın, erkeklerle birlikte her alanda toplumsal sorumluluğu yüklenecek statüye kavuşturulması temel hedefimiz olacaktır.
Sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi ve ailede mutluluğun sağlanması için kadın sorunlarının giderilmesine büyük önem verilecektir.
· Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi ile getirilen ilkelerin uygulanmasına yönelik düzenlemeler yapılacaktır.
· Kadına yönelik şiddetin, cinsel ve ekonomik istismarın önlenmesi, muhtaç durumdaki kadınların desteklenmesi ve korunması, öncelikli politikalarımız arasında yer alacaktır."
Prof. Dr. Feride Acar, Sevgi Göğçe ve Yaşar Seyman bu bölümle ilgili ortak vurgu yapıyorlar: "Soyut sözler, somut bir şey yok."
Prof. Dr. Feride Acar (ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü)
"Standart laflar söylenmiş"
Hükümet programında kadınlara dair bölümde standart laflar söylenmiş, üzerine söylenecek fazla bir şey yok.
Benim gönlüm, hükümet programında öncelikli vurgulamalar olmasından yanaydı, iktisadi alanda, toplumsal alanda neler yapılacak somut olarak belirtilmiş olmasını beklerdim. Bu laflara bakarak bir eleştiri yapılamaz.
Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'nin uygulanmasından söz ediliyor. Ben bu sözleşmeyle ilgili kurulan denetim heyetinin başkan yardımcısıyım. Bu sözleşme o kadar kapsamlı ki. Keşke uygulansa. Ne yapıldığını görmemiz gerekir.
Sevgi Göğçe (KESK Kadın Sekreteri)
"Esnek ve parçalı üretim kadınların aleyhine"
Hükümet programının kadınlarla ilgili bölümü temenni düzeyinde, somut tek bir söz yok. Söylem düzeyinde kalacağı şimdiden belli. Sürecin içinde yer alan kadınların, kurumların görüşleri talepleri dikkate alınmadan hazırlandığı için böyle. Bundan sonra kadınların örgütlü duruşu şart. Hukuki düzenlemelerden söz ediliyor. Peki bu yasalardaki kadınlara karşı ayrımcılığı da gözeterek mi yapılacak.Biz KESK olarak gelecek günlerde hukuki düzenlemeler için imza kampanyası başlatacağız.
Çalışma yaşamına dair çok eleştirimiz var. Programın esasını özelleştirme ve esnekleştirme oluşturuyor. Kamu Personeli Rejim Tasarısı gündemde. Toplam kalite yönetimi öngörülüyor. Bütün bunlar kadınların aleyhine. Örneğin toplam kalite yönetimi çalışanın değil, müşterinin memnuniyetini esas alır ve yarışmacı zihniyeti içinde barındırır.Böyle yarışmacı bir sistem ister istemez kadınları dışlar, ikinci plana iter. Esnek ve parçalı üretim de kadınların aleyhine. Esnek üretimde daha çok kadınlar tercih edilir ve en önce onlar işten çıkarılır. Ayrıca esnek üretim sosyal güvenlik ve sendikal örgütlenme açısından da sakıncalı. Kadınlar zaten sosyal güvenlik ve sendikal örgütlülükten çok az yararlanıyorlar. Yine sosyal güvenliğin merkezileştirilmesi de bu açıdan sakıncalı. Herkesin ulaşabileceği yaygın bir sosyal güvenlik sistemi yerine merkezi bir yapı önerilmesini de eleştiriyoruz.
Kısacası bu program soyut, parlak laflara rağmen kadınları içeren bir program değil. Bu yüzden hem takipçisi olacağız, hem de örgütlenmemizi güçlendireceğiz.
Yaşar Seyman (BASİSEN Ankara ve İç Anadolu Şube Başkanı)
"İlk sitemim Cumhurbaşkanına"
Hükümet programını başbakanın sunumundan dikkatle izledim. Bir çok alanda eksiklik var. Örneğin çalışma yaşamına bakışları ve bir kez sendika sözcüğünün geçmesi anlamlı...
Kadın hakları söz konusu olunca çok sıkıntı var. Öncelikle ilk sitem Cumhurbaşkanına. Neden mi? Bazı bakanlıklardaki önceliğini ne yazık ki Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün bağlı olduğu bakan konusunda göstermedi. Bunu kadınların mutlaka görmesi gerekiyor.
Hükümet kadın konusunda yine geleneksel öykülerden yola çıkıyor. Sağlıklı nesiller yetiştirmek. Statüye kavuşturmak çok yüzeysel tanımlama. Ayrımcılığa karşı düzenlemeler v.b. gibi konular da.
Hükümetin program öncesi kadınlara bakışı önemlidir. Ben hep ayrıntı uygarlıktır derim. Tek kadın bakanla yetinmek... Sayısal olarak güçlü bir siyasi iktidar meclis başkan vekillerinden birini kadın seçer ve artık TBMM'yi bir kadın arada bir yönetir. Bu ilk adım AKP iktidarına yaraşmaz mı?
AKP genel başkanı Avrupa'yı turluyor. Ekibinde sivil toplum önderleri ya da hiçbir kadın
var mı? Yer aldı mı? Ben duymadım. Zaten parlamentoya % 46'nin temsilcisi iki parti 24 milletvekili ile girdi. DEHAP ve ÖDP, TKP dışında hangi partinin kadın adayları vardı.
CHP genel Başkan Yardımcısı Bülent Tanla Tempo'ya verdiği demeçte "CHP'deki
var olan kadınların partide sözü geçiyor. Ama yeterli olmadıkları için etkin değiller," dedi. Acaba CHP'de erkekler ne kadar yeterli de, bir kadının sesi çıkmıyor. Oysa CHP'deki kadınlar uzmanlık alanlarına göre yeterli ve birikimli. Ama onların savunmalarını bizler değil kendileri yapmalı. Sözü olan, siyasi kimliği olan kadınlar için böyle sözler söylenebilir mi? Lider
vekili olursanız, evin sessiz kızları olurdunuz. Evdeki yaşamı siyasi partiye taşımak. Evde de söz dinleyen partide de...
Yeni Hükümet kadın statüsünü sözde hedef alacağına yaşama dönüştürmeli. Partinin genel başkan yardımcıları arasında kadın olmayan bir partinin hükümet programı böyle olur. Uluslararası sözleşmelere atılan imzaların izleyicisi değil uygulayıcısı olurlarsa, çalışan kadınların sorunlarını çözerlerse sağlıklı kuşaklar daha kolay yetişir.
Hükümet programında çalışan kadınların sorunlarına çözüm önerileri yok. Kreş sorunu, emzirme odaları sorunu, örgütlenme sorunu ve onlarca sorun onları bekliyor. Tabii İçişleri Bakanından Çalışma bakanı sorun mu çözer, sorun mu bastırır, yaşayarak göreceğiz.
Yeni hükümetin atacağı adımlardan daha çok umutluydum, iyi niyetli yaklaşımımı sürdürüyorum ama program iç açıcı görünmüyor. Umarım hemcinslerim adına çağdaş adımlar atılır ben de mutlulukla mahcubiyetimi kabullenirim. Kadına yönelik şiddette ve çalışma koşullarında en geri ülke standartlarını aşarız. 2002 yılında kadın valiler, büyükelçiler, genel müdürler, müsteşarlar, dekanlar, çoğalır... Bu durum yaşamın her alanında yansımasını gösterir ve ses verir.
AKP iktidarını kadınlara borçlu.Bu borcu ödemez ve kadınların sorunlarını çözme yönünde çağdaş adımlar atmazsa; yarınları zor karşılar...
Gülsun Kanat (Mor Çatı Gönüllüsü)
"Eşitlik kelimesi yer almıyor"
Programda eşitlik kelimesi yer almıyor, yalnız bir yerde genel bir eşitlikten söz ediliyor. Adalet sözü her şeyi kapsamıyor ayrıca görece bir şey, kime göre, neye göre adalet. Program kadınlara bir şey söylermiş gibi yapıp aslında hiç bir şey söylemiyor.
Çalışma yaşamında kadına dair tek bir söz yok. Öte yandan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun Devlet Bakanlığı'ndan Çalışma Bakanlığı'na aktarılması, Fak Fun Fon'la ayrılması bu kurumun hizmetlerini etkileyecek. Para kaynaklarını azaltacak.
Biz bu hafta sonu gerçekleştirdiğimiz Sığınaklar Kurultayı'nda bu hükümetin icraatlarını takip etme ve acil tavır gösterme konusunda karar aldık. Kamu kurumlarında çalışan kadınları takip edeceğiz, bir sorun yaşadıklarında destek olacağız. AKP, Medeni Kanun'un 10. maddesinin değişmesi için söz vermişti. Bu sözü yerine getirmesi için baskı yapacağız. Sonuçta son derece dikkatli olmamız gereken bir hükümetle karşı karşıyayız. Uyanık ve örgütlü olmamız şart.