"Biz daha da iyisini yaparız"
Genel Başkan Dicleli, 3 Kasım seçimlerinde tüm kadınları milletvekili adayı olmaya çağırarak, "Türkiye bu seçimde parlamentoyu kadınlara kapatmanın ayıbından kurtulmalıdır" dedi
Seçimle ve atamayla gelinen bütün karar organlarındaki kadın temsil oranını artırmak yönünde çalışmalarını yürüten Ka.Der (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği), içinde bulunduğumuz erken seçim döneminde partilerin kadın adayları seçilebilecekleri yerlerden aday göstermelerini sağlamaya yönelik çalışmalarına hız verdi.
Partilerin seçilebilir yerlere kadın adayları koymalarının kadınların aday olmasına bağlı olduğunu vurgulayan Ka.Der Genel Başkanı Ayşe Bilge Dicleli; partili, partisiz tüm kadınları "Biz de yapabiliriz; Biz daha da iyisini yaparız" yaklaşımını benimsemeye ve aday olmaya çağırdı.
Ka.Der'in adaylık süresinin dolmasından itibaren aday kadınları destekleme çalışmalarına ağırlık vereceğini bildiren Başkan Dicleli, KAzete'ye yaptığı açıklamada, "Ka.Der'in bu çalışmalarına bütün partilere eşit mesafe, bütün aday kadınlara eşit destek ilkesi rehberlik edecek. Ka.Der olarak aday kadınlara veri, medya ve eğitim desteği vermek üzere yaptığımız hazırlıkları tamamlamak üzereyiz" dedi.
Tüm partilerle iletişimde bulunarak adaylık için son kayıt tarihlerini yakından takip ettiklerini ve partilerden aday olacak kadınların kendileriyle temas kurmalarını istediklerini belirten Dicleli, şunları söyledi:
"Yeni bir erken seçim dönemine girdik. Türkiye kritik günler geçiriyor. Herkes siyasi kültürün değişmesi, Türkiye'nin yeni politikalara olan ihtiyacını konuşuyor. Evet, Türkiye'nin yeniliklere, değişikliklere ihtiyacı var! Kimsenin dillendirmediği, en büyük ihtiyaç ise TBMM'de kadınların daha önce görülmedik oranda temsil edilmesidir. Türkiye'nin kadınlara ihtiyacı var. Bugüne kadar erkeklerin ezici çoğunluğu oluşturdukları parlamentolar denendi. Memnuniyetsizliklerimizin temelinde bu gerçeğin yadsınamaz bir yeri var. TBMM'de en az 184 kadın milletvekili olmadan siyasette, adalette, eğitimde ve sağlıkta halktan yana değişim söz konusu olamaz. Deneylerle sabittir: Kadınlar hangi ülkenin parlamentosunda en az üçte bir oranında temsil edilmeye başladılarsa, o ülkenin ekonomik ve sosyal politikalarında insanca değişimler gerçekleşmiştir. Türkiye'de insanca değişimlere ihtiyaç var. Türkiye'nin kadın milletvekillerine ihtiyacı var. TBMM'nin nüfusun yarısına kapalı tutulması, Türkiye'yi dünya üzerinde hak etmediği bir konuma indiriyor. Türkiye şu anda parlamentodaki kadın temsili bakımından 179 ülke içinde 140'ıncı sırada yer alıyor. Türkiye bu seçimde nüfusun yarısına, kadınlara kapatmanın ayıbını ortadan kaldırmalıdır. Bu seçimde kadınlar, kadın adayları listelerinde seçilebilir yerlere koymayan partilere oy vermesinler."
HANGİ ADAYLAR DESTEKLENECEK
Dicleli, Ka.Der olarak destekleyecekleri adaylarda aradıkları nitelikleri şöyle özetledi:
"KA.DER bu seçimlerde kişisel çıkarlarını değil, kadınların ve halkın çıkarlarını savunan kadınlara özgü sorunlara duyarlı davranıp kadın dayanışmasına önem veren laik cumhuriyet, eksiksiz demokrasi, hukuk devleti ve sivil toplum için çalışan cesur, birleştirici ve sorunları yumuşak bir üslupla çözen doğal çevreyi korumaya özen gösteren her türlü fanatizme, yobazlığa, ırkçılığa, toplumsal kirliliğe ve şiddete karşı olan bütün kadın adayları destekleyecektir."
Türkiye'de bütün siyasi partilerin bugünkü konumlarını, varlıklarını kadınlara borçlu olduğunu vurgulayan Ka.Der Genel Başkanı, "Üye kazanmaktan para toplamaya, seçim hazırlıklarından mitinglere kadar her faaliyette kadınların emeği, alın teri ve fedakarlıkları vardır" diyerek, partilerinde büyük-küçük görev ayrımı yapmadan fedakarca çalışmış tüm kadınları mutlaka aday olarak görmek istediklerini belirterek, aday listelerinde kadınları seçilebilir yerlere koymayan partilere ise oy vermeyeceklerini sözlerine ekledi.
KADINLAR İÇİN SİYASET PAHALI
Öteyandan Ka.Der İzmir Şube Başkanı Sema Övgün de KAzete'ye yaptığı açıklamada, İzmir'de partili partisiz tüm kadınları seçimlerde aday olarak görmeyi arzuladıklarını belirterek, adaylık başvuruları için partilerin 500 milyon ile 1 milyar lira gibi para istemelerinin, kadınların adaylığına engel oluşturduğunu bildirdi.
Sosyal yaşamda kadının işgücünün sömürüldüğünü, erkeklerden daha düşük ücretle çalıştırıldığını, bu yüzden seçim yarışında da kadınların ekonomik baskı altında tutulduğunu dile getiren Övgün, Türkiye'de değişim isteyen partilerin önce bu değişimi nüfusun yarısını oluşturan kadınlara olumlu ayrımcılıkla yaklaşarak, kadınların adaylık başvurularının önündeki ekonomik engelleri kaldırmaya ve kadın adayları listelerde seçilebilir sıralardan göstermeye çağırdı.
ADAYLIK TARİFESİ
Hazine'den trilyonlarca lira seçim yardımı alan siyasi partiler, sayıları binleri bulan aday adaylarından 500 milyon liradan başlayan ve 2 milyar liraya çıkan başvuru ücreti alıyorlar. Adaylık başvuru ücretinin yüksek olması siyasete damgasını vurmak isteyen kadınların belini büküyor.
Siyasi partilerden sadece ANAP, kadın aday adayları için indirim uygularken, diğer siyasi partiler ise kadınlara da erkeklerle eşit ücret alıyor. Partilerin, aday olmak isteyen kadınlardan talep ettikleri başvuru ücreti şöyle:
ANAP: 100 milyon
DSP: 500 milyon
MHP: 500 milyon
CHP: 1 milyar
YTP: 1 milyar
AKP: 1 milyar.
DYP: 2 milyar