"Parlamento'da Anayasa Komisyonunda RTÜK yasası görüşmeleri sırasında Basın yasasında bazı değişiklikler ve bu arada İnternete yönelik bazı düzenlemeler getirildi. Bu Parlamentomuzun İnternet konusunda almakta olduğu ilk karardır. Bizler Internet kullanıcıları, bilişimle ilgili ve diğer sivil toplum kuruluşları, İnternet Kurulu üyeleri, akademisyenler, hizmet sağlayıcıları, ve konuya duyarlı diğer kişi ve kurumlar olarak, İnternet ile ilgili düzenlemelerin gündeme geldiği bir ortamda aşağıdaki açıklamaları yapmayı gerekli görüyoruz; bu kararın genel kuruldan geçmemesini diliyoruz.
Bu düzenlemelerin gündeme gelmesine yol açan rahatsızlık ve tepkileri anlayışla karşılıyoruz. Ancak yapılmak istenen düzenlemelerin eksik bilgilenmeden de kaynaklanan önemli yanlış anlamalara dayandığı görüşündeyiz. Bizler, İnternetin temsil ettiği değişimin, sanayi devriminden daha önemli bir gelişmeyi temsil ettiğini ve yaşamın tüm boyutlarını; çalışma, üretim, ticaret, iş yapma, eğlence, öğrenme, yönetim biçimlerini köklü olarak değiştirdiğini düşünüyoruz. Bu değişimin insanlığı yeni bir toplum biçimine götürdüğünü, adına Bilgi/Bilişim Toplumu dediğimiz bu toplum biçiminde, birey, beyinsel emek, bilgi, bilim, teknoloji, araştırma-geliştirmenin ve özellikle bilgi teknolojilerinin itici güç olduğunu biliyoruz.
Öncelikle, İnterneti geleneksel basın-yayın veya medyalarla aynı kefeye koymak onemli bir kategorik hatadır . İnternet, hayatın birçok boyutuyla kesişir. Basın ve medyanın uzantısı olmak bunlardan yalnızca bir tanesidir. İnternette alışveriş veya iş yapabilirsiniz; bu anlamda İnternet bir dükkandır, bankadır, işyeridir veya bunların bir uzantısıdır.İnternette araştırıp öğrenebilir, ders alabilir, bilimsel araştırma yapıp sonuçlarını yayınlayabilirsiniz; bu anlamda bir kütüphane, bir üniversite veya araştırma kurumudur. İnternette özel bir mektup gönderebilirsiniz veya bir grup arkadaşınızla sohbet edebilirsiniz; bu anlamda kişisel ve mahrem bir iletişim ortamıdır. İnternette değişik insanlarla tanışabilir, değişik konularda sohbet edebilirsiniz; bu anlamda kamuya açık bir sosyal ortamdır. İnternette sivil toplum hareketleri yapılabilir ; bu anlamda derneklerin, vakıfların bir parçası olabilir. Bu örnekler hayatın her alanına çoğaltilabilir. İnterneti yalnızca matbaa, radyo, televizyon, çizgisinde en son medya icadı olarak görmek, bu teknolojinin doğası hakkında önemli bir yanılgıya işaret etmektedir.
Kuşkusuz İnternet, yasaların geçerli olmadığı bir ortam olmayacaktır ve toplumun faaliyet gösterdiği diğer alanlar gibi hukuk şemsiyesi altına alınacaktır. Ancak, İnternetin geleneksel medyalardan çok farklı yapısal özellikleri nedeniyle bunlarla aynı çerçevede ele alınması çok sakıncalıdır. Bunun ötesinde, İnternette, neyin "yayın" sayılacağı, neyin "basın organı" veya "medya" sayılacağı ile ilgili yerleıik tanımlar geçerliliğini yitirmiştir, Bu açıdan, bu geleneksel tanımlar üzerine kurulu düzenlemelerin uygulanması büyük güçlükler doğuracak, hatta mümkün olmayacaktır. Örneğin, elektronik tartışma listelerini geleneksel medya araçlarının ve bu listelerin moderatörlerini de geleneksel medyadaki editörlerin karşılığı olarak görmek, tamamen yanlış ve çok sakıncalı sonuçları olabilecek bir benzetmedir. Bu tür tartışma listeleri, belli bir yayın organı tarafından hazırlanan ve elektronik ortamda dağıtımı/sunumu yapılan yayınlarla karıştırılmamalıdır. Bu tür ayırımlarla ilgili örnekler çoğaltılabilir. Bu tür ayırım ve incelikler net bir şekilde ortaya konmadan gidilecek düzenlemelerin çok büyük sıkıntılara yol açacağı açıktır.
İnternet kimsenin planlamadığı bir şekilde gelişmekte, yerleşmis kurumları zorlamakta ve çözümü zor sorunlar üretmektedir. Matbaanın yaygın kullanımı veya sanayi devrimi daha az sancılı olmamıştır. İnternet fikri haklar, bireysel haklar, vergi, gümrük, kimlik tespiti, işlem kaydı gibi pek çok konuda çözümü kolay olmayan sorunlar ortaya çıkarmıştır.
Dünya bu sorunların üzerine dikkatli, temkinli ve katılımcı bir şekilde gidiyor; kimse, acele ile alınmış kararlarla İnternetteki gelişmenin önünü kesmek istemiyor, çünkü bunun ülkelerinin gelişimine vereceği zararın hesabını veremeyeceklerini biliyorlar. ABD'den Singapur'a, İrlanda'dan İsrail'e dünyanın bir çok ülkesi İnterneti gelişme stratejilerinin bir parçası yapmışlardır.
İnterneti geliştirmek, ekonomik ve toplumsal yaşamın ve yönetimin etkin bir parçası yapmak için ulusal politikalar geliştirmekte, teşvik ve düzenleme mekanizmaları kurmakta, eylem planları yapmakta ve hayata geçirmektedirler. Bu konuda Avrupa Birliği'nin e-avrupa girişimi özellikle dikkat çekicidir. Türkiye'de İnternetle ilgili yapılması düşünülen ilk düzenlemelerden birinin teşvik değil kontrol ve ceza boyutunda olması büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.
Türkiye'de İnternetin gelişmesine ciddi bir darbe vurulmasından endişe ediyoruz. Geçtiğimiz yılın ekonomik olayları, düşünülmeden yapılan işlerin ne kadar ağır sonuçları olabileceğini hepimize öğretti. Ayrıca, İnternetin geleneksel basın ve medya gibi kontrol edilemeyeceği teknik bir gerçektir. Bu nedenle bütün dünya İnternetin yapısına uygun kontrol mekanizmalarını oluşturmaya çalışmaktadır. Türkiye de bu konuda olsun kabuğunu kırıp bu arayışa katılmalı ve dünya ile beraber ortak aklı arayabileceğini, bulabileceğini göstermelidir.
Geleneksel medyalarla aynı yöntemlerle kontrol edilmeye çalışıldığında, Türkiye'de bu sektörün gelişmesi engellenecek, bu hizmetler yurt dışına kaçacaktır. Önüne geçilmesi istenen sakıncaların bu şekilde azaltılmasını teknik açıdan olası görmüyoruz. Öte yandan, hedef aldığı kişilere karşı etkin olmayan bu önlemler, büyük çoğunluğu teşkil eden sorumlu kullanıcılara sıkıntı verecektir. Bu gelişmelerin sonucu, matbaada olduğu gibi "pire için yorgan yakmak" olacaktır.
Bugün İnternette işlendiği söylenebilecek ciddi bazı suçları işleyenlerin, mevcut düzenlemeler çerçevesinde cezalandırılması yolları aranabilir ve devlet tıpkı gelişmiş ülkeler gibi bu teknoloji ile baş etmesini öğrenmeye çalışabilir. Büyük ve önemli bilgisayarları dünyanın diğer ucundan yazdıkları programlarla kullanılamaz hale getiren saldırganların ABD yetkililerince başarılı takibi bunun bir örneğidir.
Bu konudaki düzenlemelerin aceleye getirilmemesi, Üniversiteler, İnternet Kurulu ve sivil toplum örgütlerinin görüşü alınarak yapılması katılımcılığın bir gereği olduğu gibi, teknik açıdan daha doğru, daha anlamlı kararlar alınmasını da sağlayacaktır. Türkiye İnternetinin gelişmesi için yapılması yıllardır beklenen yasal düzenlemeler var: tüketici hakları, sayısal imza, noterlik, vb. gibi. Bütün bu düzenlemelerin, dünyadaki gelişmeleri takip eden, konuyu bilen kişilerin katılımı ile, özenle ve incelikle yapılması gerekmektedir. Biz, Bilgi, Bilişim ve İletişim alanının sivil toplum örgütleri olarak ilgi ve uzmanlık alanlarımızdaki karar süreçlerinin parçası olmak istiyoruz. Bunun bir diyalog süreci sonunda ülkemizi daha sağlıklı bir noktaya taşıyacağını umuyoruz. Bu önermenin ve hayata geçirmenin demokrasinin bir gereği ve sonucu olduğunu düşünüyoruz. İnternet konusunda gereken düzenlemeler için beraberce çalışmaya hazırız.
Sayın milletvekillerim,
Lütfen, İnternet konusunda aceleci ve zarar verici bir düzenlemeden kaçınınız. Gerekli görülen düzenlemeler üzerinde kamu, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve İnternet Kurulu olarak beraberce çalışalım. İnterneti Türkiye ve Türkiye'nin insanlari için en etkin şekilde ve sakıncalarını en aza indirerek kullanmak için gerekenleri beraberce yapalım.
Türkiye'nin ülke olarak, İnternetin nispeten marjinal olan problemli yönlerine değil, büyük potansiyeli olan olumlu yönlerine odaklanması gerekir. İnterneti ülkenin rekabet gücünü artırma, dünya ile bütünleşme ve Avrupa Birliği'ne girme stratejisinin bir parçası yapmalıyız. Türkiye'nin İnterneti büyütme yollarını tartışması gerekir; okullarımızı nasıl internete taşırız, KOBİ'leri e-ticarete nasıl alıştırabiliriz, rekabet gücümüzü artırmak için interneti nasıl kullanırız, devleti nasıl etkin, verimli, hızlı ve vatandaşa saygılı hale koyabiliriz gibi soruları tartışması gerekir. Ilgili tüm partilerin katılımı ile saydam ve sürekli çalışan mekanizmalar kurmalı; bu mekanizmalar aracılığı ile ulusal politikalar, master plan, gerekli eylem planları, teşvik ve düzenleme mekanizmalarını hemen oluşturmalıyız.
Destekleyen Sivil Toplum Kuruluşları:
BMD - Bilişim Muhabirleri Derneği
INETD - İnternet Teknolojiler Derneği
LKD - Linux Kullanıcıları Derneği
TBD - Türkiye Bilişim Derneği
TBV - Türkiye Bilişim Vakfı
TESID - Türkiye Elektronik Sanayicileri Derneği
TISSAD - İnternet Servis Sağlayıcıları Derneği
TKD - Türk Kütüphaneciler Derneği
TUBISAD - Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği
TURKMIA - Tıp Bilişim Derneği
TUTED - Tüm Telekomünikasyon İşadamları Derneği
UNAK - Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği
Matematikciler Derneği
İletisim icin: [email protected]