Bu çağrı "Sınırın Ötesine Uzanan Eller" kadın örgütünden geliyor; Kuzeyli üyeleri Lefkoşa'da Savcılık önünde toplanırken, Güneyli üyeler Ledra Palace barikatındaydılar.
Sınırın iki tarafındaki protestonun nedeni; gazetecilerin bir haberi takip ettikleri, sendikacıların ise 20 Temmuz Fen Lisesi'nde 10 Aralık 2001'de Avrupa gazetesindeki makalesi nedeniyle görevden alınan öğretmen Nilgün Orhon'un göreve iadesi talebiyle Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası'nın (KTOEÖS) düzenlediği eyleme katıldıkları gerekçesiyle 21 Kasım günü yargı önüne çıkmasıydı.
Kuzey'de; savcılık önündeki eylem esnasında Sınırın Ötesine Uzanan Eller kadın örgütü üyeleri de ağızlarını siyah bantla kapatarak, düşünce ve ifade özgürlüğüne yapılan saldırıları protesto etti.
Ledra Palace'daki sessiz eyleme AKEL, PEO, SEK ve Kıbrıs Gazeteciler Sendikası temsilcileri de katılarak Kıbrıslı Türklerle dayanıştı.
Derin devlet öneriyor, savcılık yapıyor
"Başta savcılık olmak üzere bizleri adi bir suçlu gibi sanık sandalyesine oturtanlar sıra kendilerine gelince kaçacak delik arayacaklardır. Buraya konan bu siyah çelenk bu ifadenin ürünüdür."
Savcılık önündeki protesto eyleminde 42 örgütün oluşturduğu Bu Memleket Bizim Platformu adına bir konuşma yapan KTOEÖS Başkanı Ahmet Barçın, "Derin devlet öneriyor, savcılık siparişe göre mal hazırlıyor" dedi.
"Bugün bir kez daha yargı önündeyiz. Yargı nedeni Mülke Tecavüz. İlgili örgütün okula girmesi yasakmış. Gazeteciler, haberi izlemek için haber ortamında bulunamazmış. Bu yüzden sendikacılar, gazeteciler, öğretmenler, destek verenler mahkemeye verildi."
Barçın'ın, son iki yıldır benzeri uygulamaların birbirini izlediğini, sendikaların ortadan kaldırılmak ve çalışanların sesini kısmak için çeşitli senaryolar düzenlendiği, barışa katkı vermek için şarkı söyleyenlerin cezalandırıldığına değindiği konuşmasının satır başları şöyle:
* Düşüncelerini basın yoluyla duyurduğu için çalışanlar görevden alınıyor, sürgün ediliyor.
* Üyesinin hakkını arayan sendikacılar hem dayak yiyor, hem de mülke tecavüz iddiasıyla mahkemeye veriliyor, destek verenler de aynı akıbete uğruyor.
*Bu yargılamada tanık gösterilen 9 tanık Eğitim Bakanlığı uzmanlarıdır.
* Kıbrıs sorunu en kritik süreci yaşarken buna takoz koymaya çalışanlar demokrasi mücadelesi verenleri, barış isteyenleri ezmeye çalışıyor.
Salona sığmadılar
Savcılığa siyah çelenk konmasından sonra mahkeme önüne çıkarılarak "mülke tecavüz" iddiasıyla yargılanan 25 kişilik gazeteci ve sendikacı grubunu salon sığmayınca daha geniş salona geçildi.
Yargıç Ömer Güran'ın gördüğü "dava"nın sonraki duruşması 17 Ocak 2003'de yapılacak. Bu arada, 20 Temmuz Fen Lisesi'nde 11 Aralık 2001'de polisin döverek tutukladığı KTOEÖS yönetim kurulundan 7 sendikacıya açılan davanın da iddianamesi okundu.
Polisin, 10 ve 11 Aralık günlerinde tabıklar önünde dövdüğü KTOEÖS Genel Sekreteri Adnan Eraslan'yla ilgili de "polisi darp ettiği" iddiasıyla bir dava açıldı.
Suçlu
Sınırın Ötesine Uzanan Eller kadın örgütünün Ledra Palace barikatında düzenledikleri eylemde örgütün yönetim kurulu üyeleri Cemaliye Volkan, Gülay Kaşer, Sevgül Uludağ'ın kaleme aldığı "Suçlu" başlıklı ortak açıklamayı okudular.
Açıklama, 25 sendikacı ve gazeteciye yönelik cezai kovuşturmaların derhal durdurulmasını ve davaların geri çekilmesini talep ediyor
Volkan, Kaşer ve Uludağ açıklamada soruyor: "Yukarıda adını saydığımız üç kadının ortak neyi vardır? Kıbrıs'ın kuzeyinde, en korkunç suçlardan birinden ötürü 22 sendikacı ve gazeteciyle birlikte yargılanıyorlar: "
Açıklamada, 25 sendikacı ve gazeteci arasında, Volkan, Kaşer ve Uludağ'ın da bulunduğu, yargılananların kendi adlarına karar verme, kendi düşüncelerini ifade etme ve bunları özgürce haberleşme haklarını kullandıkları için baskıya uğradıklarına değinildi ve "Özgür seslerini yükselttikleri için baskıya uğruyorlar " denildi. (NM)