Yapılan hesaplamalara göre:
*Günümüzde 25 milyon çocuk internette saatlerce sörf yapıyor. Uzmanlar bu sayının 2005 yılında 44 milyona yükseleceğini belirtiyorlar.
*Her dört çocuktan biri en az bir defa çocuklar için sakıncalı içeriği olan seks sitelerine giriyor. Bunların beşte birinin de yine aynı biçimde erişkinlerin cinsel tekliflerine muhatap olduğunu ortaya koyuyor.
Uzmanlar bu konuda anne babaları uyarırken bir yandan da çocukların bu tür sitelere girmelerini önleyecek yol ve yöntemler üzerinde çalışıyorlar. Çok sayıdaki filtre programıyla çocukların önceden belirlenmiş sitelere internet üzerinden ulaşmaları engellenebiliyor.
Ancak, her gün açılan yüzlerce yeni siteyi izlemek ve bu programlara tanıtmak çok güç oluyor.
İngiltere gibi bazı gelişmiş ülkelerde, çocukların kullandıkları internet klüplerinde bu tür filtreleme sistemlerinin olması şart koşuluyor. TÜBİTAK'ın bir yan kuruluşu olan BİLTEN tarafından bu amaçla geliştirilen bir Türkçe programla da aynı filtreleme gerçekleştirilebiliyor.
Ebeveynler endişeli
ABD'de bir süre önce gerçekleştirilen bir araştırma, sanal dünyada çocukları bekleyen tehlikenin ne kadar büyük boyutta olduğunu gösterdi. Ebeveynlerin yüzde 75'inin bu durumdan fazlasıyla endişelendiğini belirleyen çalışma, giderek yaygınlaşan pedofili
vakalarının bu endişeyi ne kadar haklı kıldığını da ortaya koydu.
Dünya genelinde 2 milyon çocuğun cinsel köle olarak kullanıldığını kaydeden yetkililer, her 1000 çocuktan 7'sinin cinsel şiddete maruz kaldığını, 7,650 adet sansürlenmiş pedofili sitesi bulunduğunu, sanal pedofili piyasasının 5 milyar dolar değerinde olduğunu, çocuk şiddetini yansıtan fotoğrafların ise parça başına 30-100 dolara alıcı bulduğunu belirtiyor. Yetkilileri, durumun ciddiyetini vurgulamakla birlikte internete düşman olunmaması gerektiğini de hatırlatıyorlar.
Tarih boyunca her toplumda görülen pedofilinin şimdi kendisine yeni bir alan bulduğunu ifade eden uzmanlar, internetin yalnızca araç konumunda olduğunu vurguluyorlar. Uzmanlara göre gerçek dünyada pedofili vakalarının artıp artmadığını kesin olarak söylemek mümkün değil; ancak artık daha görünür olduğu ve daha fazla gündeme geldiği, daha çok insanın en azından meraktan bu konuya ilgi gösterdiği ortaya konuluyor. Uzmanlar yapılması gerekenin, internet kullanımına belli düzenlemeler getirmek ve anne babaların çocuklarını daha yakın izlemek olduğunu belirtiyorlar.
Internette "güvenli" sörfün sırları
Araştırmacılar, çocukları internette karşılaşacakları
olumsuzluklardan korumak amacıyla uygulanması gereken bir kuralları şöyle belirtiyorlar:
* Çocuklara onlarda merak uyandırmayacak ama gerçekleri anlayacak şekilde internetin onlar için nasıl olumsuz kullanılabileceği anlatılmalı ve zararlı yönleri açısından dikkati çekilmeli
* Bilgisayar evin merkezinde bir yerde olmalı ve asla çocuğun odasında durmamalı.
* İnternete giriş saatleri ve uyulacak kurallar açık bir şekilde tayin edilmeli ve izlenmeli
* İnterneti mümkün olduğunca çocukla birlikte kullanmalı.
* Çocuğun sanal ortamdaki arkadaşları ve ilişkide olduğu kişiler mutlaka tanınmalı.
* Çocuğa gelen e-mailler birlikte okunmalı. Birçok pedofil, çocukları cinsel aktivitelere ikna etmek amacıyla e-maillere çocuk pornografisi
fotoğrafları ekliyor.
* Çocuğun girdiği siteleri hafızaya kaydedecek bir yazılım programı yüklenmeli. Bu belirli aralıklarla kontrol edilerek çocuğun izlenmesi
* Çocuğun sanal ortamda tanıştığı hiç kimseyle, ailenin onayı olmadan görüşmediğinden emin olunmalı
* Seks, porno, erotik vs gibi kelimeleri tanıyan ya da doğrudan site adlarının kaydedilip girişinin önleneceği koruyucu yazılım programları kullanılmalı.
* Çocukları internetteki sohbet odalarından ve IRC denilen doğrudan ikili iletişimden uzak tutmalı.
* Çocukları asla özel şahsi bilgiler vermemeleri konusunda uyarmalı.