"Cem Uzan hareketi hamasete dayanıyor. 1991 yılında Demirel'de hesap soracağız sloganı ile bu hamaseti en etkin biçimde kullanmıştı."
Marmara Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı'yla, Genç Parti, destek kitlesi ve kampanyası üzerine konuştuk.
Genç Parti nedir?
Genç Parti siyasi yelpazenin aşırı sağında konumlanmış bir parti. Aşırı sağın söylemini tekrar ürettiği gibi, aşırı soldan aldığı Uluslar arası Para Fonu'na (IMF) karşıtlık gibi bir tavrı siyasi söyleminde harmanlamış bir parti, yabancı korkusunu etkin bir biçimde kullanıyor.
Genç Parti'nin milliyetçi ve dini motifler ile süslediği söylemi toplumun kıyısına itilmiş, sosyal izolasyon yaşayan ve hüsran içindeki gençlere heyecan veriyor. Dar anlayışlı bir milliyetçilik ve laiklik anlayışını sarsmayan bir dini muhafazakar sunuş ile geniş kitlelere ulaşabiliyor.
Hedef kitlesinde öncelikleri var mı?
Hedef kitlesi öncelikle gençlik. Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünü oluşturan gençler siyasette temsil edilmiyor. Bu nedenle partinin adının Genç Parti olması bile önemli. Alt ve orta alt gelir grubundaki eğitim ve iş olanaklarından yeterince yararlanamayan gençlere hitap ediyor. Çünkü, onlara bedava ders kitapları, üniversite eğitimi, bedava arazi ve yolsuzlukların hesabını soracağını vaat ediyor.
Gençler önemli bir oy deposu. Son nüfus sayımına göre yeni seçmen sayısı 3 milyon 800 bin civarında.Bir partinin 18-21 yaşlarındaki bu gençlerin kaydını teşvik etmesi ve onları taban politikasına entegre etmesi, gençlik kollarında çalışarak siyasi katılımlarının sağlanması önemli.
Türkiye'de gençler siyasi partiler tarafından ihmal edildi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ile Milliyetçi Halk Partisi (MHP) gençlerle bir dereceye kadar ilgilendi ama su anda Genç Parti, esas olarak bu gençleri örgütlüyor, seçmen olarak kayda geçmesini sağlamaya çalışıyor. En önemlisi onların hüsran ve öfkelerine hitap ediyor ve onların ajitasyonunu siyasete kanalize ediyor.
İnsanları GP'ye ne çekiyor?
Sloganlar çok önemli. Uzan'ın sürekli tekrarladığı dört beş sloganından en az bir iki tanesi mutlaka hatırlanıyor. Mesela, yoksulluğu "kökünden" çözeceğini söylüyor. Ders kitaplarını bedava dağıtmak, IMF karşıtlığı, devlet arazisini yoksullara dağıtma, üniversite sayısını on katına çıkarma vaatleri gibi...
Siyasette yeni ve genç bir yüz çıkıyor. IMF karşıtlığı yapıyor. Son yıllarda, "bölücülük"ten endişe duyan, dar milliyetçilik anlayışı ile Türkiye'nin sorunlarına kafa yoran ve dindar muhafazakar bir anlayış ile kimliğini tanımlayan genç, yaşlı herkese hitap edecek sembolleri iletişimde ve söylemde etkin bir biçimde kullanabiliyor. Böylece çok sayıda genç ve farklı yaş gruplarının desteğini alıyor.
Son kamuoyu yoklamalarında, yüzde 10 seçim barajını asma olasılığı bulunan partiler arasında Genç Parti'nin de adı geçiyor.Çok yeni bir parti olarak, bu tahminlerin çizdiği tabloyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Öncelikle iletişim teknolojisini çok iyi kullanıyorlar. Sözgelimi, Joy FM'de parti programı haber tarzında sürekli geçiliyor. Telefonu Telsim olanlara, Moda'da oturana Kadıköy mitingiyle ilgili mesaj gönderiliyor mesela. Böylece, insanları yönlendirerek, siyasi söylemini yayacağı alanlara onları çekiyor. İnsanlar kendilerini böylece muhatap alınmış hissediyorlar ve ilgileri artıyor.
İnsanlar, "hesap soracağız", "yolsuzlukların hesabını soracağız" sözlerinde kendi öfkelerinin, sisteme karşı hoşnutsuzluklarının, hüsranlarının yankısını buluyorlar. Yani, onların öfke ve hüsranını siyasete kanalize ederek; sağ ve solun dile getirdiği önemli meseleleri yeni meseleler gibi sunarak çok geniş kitleleri içine almayı hedefleyen bir siyasi bir oluşum yaratmaya çalışıyor.
Genç Parti'ye destek vereceğini açıklayanlar arasında, "Uzan'ın Amerikan şirketi Motorola'yı dolandırmasından da gurur duyuyoruz" diyenlere rastlanıyor. Ne dersiniz?
Burada anti-Amerikan, anti-kapitalist, anti-küreselleşmeci duygulara tercüman olunuyor. "Motorola", gibi bir Amerikan şirketinin, suçlamalara göre, dolandırdığının söylenmesi, onların Amerika Birleşik Devletleri'ne (ABD) karşı başarı kazanmış bir Türk'e alkış tutması. Çünkü, halkın gözünde Motorola, ABD'nin ekonomik gücünü temsil eden bir sembol. Dolaylı şekilde, böylece ABD ekonomik gücüne karşı çıkılmış oluyor ki, bu da puan kazandırıyor.
İletişim teknolojisi kullanıyor ama, dokunuyor ve sarılıyor da... İnsanları harekete seferber ediyor.
Genç Parti, yer yer 2. Dünya Savaşı öncesinden günümüze, Avrupa'da ve dünyanın başka ülkelerinde aşırı sağın kullandığı insanları harekete geçirme tekniklerini ve sembollerini kullanıyor gibi görünüyor, ne dersiniz?
Evet, genel olarak doğru. Yalnız önemli bir fark da var. İletişim teknolojisiyle bu sloganları çok daha hızlı bir şekilde kitlelere ulaştırabiliyor.
Bu yüzden, bu yükselişte iletişim teknolojisinin kullanılması önemli. Ayrıca, Genç Parti, çalışmalarına seçimlerden çok önce başladı. Seçim kararı öncesi GP lideri toplantılar düzenliyordu. Tabii ki, seçim kararıyla birlikte toplantılar ve çalışmalar hız aldı.
GP'ye destek verenler açısından bakıldığında, Avrupa ülkelerinde son seçimlerde görüldüğü üzere, "dışlanmışlık" bağı kurulabilir mi?
Kurabiliriz. Alt gelir grubundan hüsran dolu insanlara, kahvede oturan işsizlere, umutsuz gençlere, sisteme entegre olamayan, sosyal izolasyona maruz kalmış marjinallere hitap ediyor. En önemlisi onların öfkesini örgütlüyor ve siyasi kazanıma çeviriyor.
GP olmasaydı, bu insanlar siyaset dışı mi kalacaktı?
Bunlar MHP'ye gidecekti, bir kısmı AKP'ye gidecekti. Laikliği sarsmayan, milliyetçi söylemleri olan sol partilere de gidecekti.
İtalyan Başbakanı Silvio Berlusconi ile Cem Uzan arasında benzerlikler kuranlar var. Yani medya patronluğundan başbakanlığa gibi... Sizce, Cem Uzan'ın böyle hedefleri olabilir mi, ya da onu ne motive ediyor?
Aslında, benzer bir çıkış söz konusu. Fakat İtalya'daki siyasi ortam ve yapı ile Türkiye karşılaştırılamaz. İtalya kalkınmış ve rejim ile ilgili çok köklü tartışmaları geride bırakmış bir ülke. İtalya'da yabancı göçmenlere karşı bir tepki var.
Türkiye'de derin yapısal çelişkiler nedeniyle çeşitli sosyal gruplara ve sınıflara karşı tepki var. Ayrıca algılanan dış düşmanlar ve onların içerideki işbirlikçileri endişeleri siyasi ajitasyonu arttırıyor. Uzan bu ajitasyonu dile getiriyor. Tabii ki, Uzan'i neyin motive ettiğini henüz bilmiyoruz.(NM)