Gerek Türk, gerekse dünyanın önde gelen kurum ve yetkilileri, Kıbrıs sorununun geldiği aşamayı Türk diplomasisinin büyük başarısı olarak nitelerken, Türkiye'nin rolünü de çok yapıcı olarak değerlendirdi.
Dünya basını da konuya çok geniş yer verdi. Yunan ve Rum tarafının Kıbrıs müzakerelerinde fazla hevesli olmadığı basın haberleri arasında vurgu yapılan unsur oldu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, ilk kez Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin gayretleriyle diplomaside büyük bir başarı kazanıldığını belirterek, gelinen aşamayı olumlu olarak nitelendirdi.
Türkiye'de önde gelen işadamları da gelişmelerinden memnuniyet duyduklarını açıklayarak, Türk hükümetinin görüşmelerden alnının akı ile çıktığını bildirdi.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı Colin Powell, ortaya çıkan metnin her iki taraf için de adil olduğunu ifade ederek, varılan noktayı "tarihi bir an ve uzlaşmaya yönelik güçlü bir işaret" olarak yorumladı. Powell, ABD'nin bu ay yapılacak Kıbrıs'a yardım ön konferansında önemli bir mali katkı bildireceğini söyledi.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Annan Planı'nın başka alternatifi bulunmadığını, planın artık değiştirilemeyeceğini ve kararı da Kıbrıslıların vereceğini kaydetti.
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, Türkiye'nin Kıbrıs müzakerelerinde çok yapıcı bir rol oynadığını bildirdi. Verheugen, Birleşmiş Milletler'in (BM) son planında derogasyonların kalıcı olmamasını, AB Komisyonu'nun başarısı olarak değerlendirdi.
AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, geleceğin artık Kıbrıs halkının ve liderlerinin elinde olduğunu ifade ederek, referandumların Kıbrıs'ta tarihi bir fırsat olduğunu belirtti.
Arınç: Dış politikada büyük başarı kazanıldı
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Kıbrıs konusunda varılan noktanın olumlu olduğunu belirterek, "İlk kez Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin gayretleriyle diplomaside, dış politikada bir büyük başarı kazanıldı" dedi.
Arınç, TBMM Kulisi'nde gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtladı. Varılan noktanın olumlu olduğunu belirten Arınç, şunları kaydetti:
"İlk kez Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin gayretleriyle diplomaside, dış politikada bir büyük başarı kazanıldı. Toplumlararası görüşmeler başladı, daha sora diğer aşamalar geçildi. Türkiye'nin atak, kararlı ve dinamik yapısı sadece kendi bölgemizi değil, bütün dünyayı etkiledi. Türkiye bu dinamik tavrıyla söz sahibi olduğunu ve sorunları çözmek istediğini gösterdi, sorunların uzlaşma ve diplomasi yoluyla nasıl çözülebileceğini ortaya koydu. Bence takdir edilmesi ve sevinilmesi gereken en büyük olay budur."
Powell: Kıbrıs'a önemli mali katkı bildireceğiz
ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, Kıbrıs'ta 24 Nisan'da referanduma götürülmek üzere sunduğu son çözüm metninin iki taraf için de adil olduğunu ve ABD'nin, bu ay yapılacak Kıbrıs'a yardım ön konferansında önemli bir mali katkı bildireceğini söyledi.
Powell'ın Berlin'de yayımladığı Kıbrıs'a ilişkin açıklamasının tam metni ABD Dışişleri Bakanlığı'nca duyuruldu. Annan'ın son çözüm planına tam destek veren Powell, Bürgenstock'ta varılan noktayı "tarihi bir an ve uzlaşmaya yönelik güçlü bir işaret" olarak nitelendirdi.
Bakan Powell, son noktada iki tarafın da uzlaşma çerçevesinde tam istediğini alamamasına karşın nihai metnin, iki taraf için de adil olduğunu ve Kıbrıslı Türk ve Rumlara AB üyeliğinin faydalarını paylaşma olanağı sunduğunu söyledi.
Açıklamasına, Annan'ın nihai çözüm planını desteklediğini belirterek başlayan Powell, "Bu, tarihi bir an ve uzlaşma yönünde güçlü bir işaret. Onlarca yıl süren kavga ve bölünmenin ardından bu çözüm planı, 1 Mayıs'tan itibaren Kıbrıs'ın geleceğinin Avrupa'da olmasına yönelik garantinin kapısını açıyor. Bu plan, Kıbrıslı Rumlar ve Türkler için, geçmişin acılarının bir tarafa bırakılması, barış, refah ve ortaklık içinde ileriye doğru ilerlenmesi ve AB üyeliğinin faydalarının paylaşılması yönünde bir yol öneriyor" dedi.
Powell, şunları kaydetti:
"Uzlaşma gereğinden dolayı sonuçta iki taraf da isteklerinin tamamını elde edemedi, ancak nihai metin iki taraf için de adil. Biz, nihai çözümün, iki taraftaki halkın temel çıkarlarını karşıladığı ve ortak bir gelecek için güvenli bir çerçeve oluşturduğu yönünde BM genel sekreterinin yaptığı değerlendirmeyi paylaşıyoruz.
Bundan sonra çözüm, Kıbrıslıların elinde. Bu seçimi, bütün Kıbrıslıların geleceğini göz önüne alarak yapacaklarını biliyoruz. Kıbrıslılar kararlarını verirken bilmeliler ki ABD, bu çözümün tam olarak uygulanmasını desteklemeyi taahhüt eder. Avrupa Komisyonu'nun Kıbrıs'a yardım için (15 Nisan'da) düzenleyeceği ön konferansa katılacağız ve önemli bir (mali) katkı vereceğiz. Diğer yönlerden de yardım için elimizden geleni yapacağız."
Powell, açıklamasının sonunda, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ta iki tarafın liderlerini yapıcı katkılarından dolayı kutladı ve Annan ile Kıbrıs özel danışmanı Alvaro de Soto'yu ayrıca tebrik etti.
AB Komisyonu: Annan Planı artık değişmez, alternatifi de yok
AB Komisyonu, "Annan Planı'nın başka alternatifi bulunmadığını, bu planın artık değiştirilemeyeceğini, kararı Kıbrıslıların vereceğini" belirtti.
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen'in sözcüsü Jean-Christophe Filori, günlük olağan basın toplantısında Kıbrıs'a ilişkin çok sayıda soruyu yanıtladı.
Verheugen'in, Kıbrıs'ta bir uzlaşmaya çok yakın olunduğunu düşündüğünü, bu sürecin başarısız olduğunun hiçbir şekilde söylenemeyeceğini, sürecin devam ettiğini, yeni bir aşamaya girildiğini, Kıbrıslıların geleceklerini kararlaştıracağını anlatan Filori, Annan Planı'nın son halinin en iyi ve en gerçekçi çözüm önerisi olduğunu düşündüklerini bildirdi.
Planın alternatifi bulunmadığını, kabul veya ret edileceğini, sonuçta ya birleşmiş bir Kıbrıs'ın AB'ye gireceğini ya da bugünkü durumun "dikenli tellerle, mayınlarla, BM askerlerinin varlığıyla" devam edeceğini söyleyen Filori, İsviçre'deki görüşmelerde AB'nin tüm taleplerinin kabul edildiğini, AB temel ilkeleri çerçevesinde işleyecek tek sesli bir devlet kurulmasının hedeflendiğini anlattı.
Kalıcı derogasyonların söz konusu olmayacağını, AB'nin yaklaşımının hep bu yönde olduğunu belirten Filori, Rum tarafının referandumda "hayır" demesi halinde neler olacağının sorulması üzerine, bu aşamada spekülasyon yapmak istemediğini, taraflardan birinin "hayır" demesi durumunda planın geçersiz kalacağını, Kıbrıs'ın AB'ye bölünmüş bir şekilde gireceğini, planı kabul etmenin Rumların menfaatine olduğunu, adaya barış geleceğini anlattı. Filori, planın reddedilmesi halinde, AB'nin durum değerlendirmesi yapacağını söyledi.
AB Komisyonu'nun Konseye bir uyum senedi sunacağını, bu belgenin konseyde "tercihen 1 Mayıs'tan önce" oybirliğiyle onaylanması gerektiğini belirten Filori, uzlaşma halinde Kıbrıs'a, 2004-2006 dönemi için 300 milyon Euro ek bütçe öngörüldüğünü, bunun 259 milyon Euro'luk bölümünün kuzeyin ekonomik gelişmesi için harcanacağını, ayrıca 15 Nisan'da, Brüksel'de Bağışçılar Konferansı düzenlenerek yeni fonlar aranacağını belirtti.
Filori, geçici derogasyonlar konusunda bir soru üzerine, bu konunun yeni keşfedilmediğini, genişleme sürecinde birçok ülkeye geçici derogasyonlar uygulandığını, bunun uyum sürecinde geçerli bir unsur olduğunu anlattı ve Annan Planı'nda artık herhangi bir değişiklik yapılmasının söz konusu olmadığını hatırlattı.
Sözcü, bir soru üzerine, Türkiye'nin AB'ye katılımı konusunda demokratik tartışmaların devam ettiğini, AB Komisyonu'na, yıl sonuna kadar bir rapor hazırlamak ve Türkiye'nin Kopenhag kriterlerine uyumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunarak tam üyelik müzakerelerinin başlatılması konusunda görüş ve tavsiye belirtmek görevi verildiğini belirtti ve "Eğer Türkiye siyasi kriterleri yerine getirirse müzakereler zaman geçirilmeden başlayacak" dedi.
Verheugen: Türkiye, Kıbrıs müzakerelerinde çok yapıcı rol oynadı
AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, "Türkiye'nin Kıbrıs müzakerelerinde çok yapıcı bir rol oynadığını" söyledi.
Verheugen , Avrupa Parlamentosu'nda (AP), Hollandalı Hıristiyan Demokrat parlamenter Arie Oostlander' in hazırladığı Türkiye raporunun tartışılması sırasında Kıbrıs müzakerelerinin son durumu hakkında AB Komisyonu'nun görüşlerini açıkladı.
"Kıbrıs müzakerelerinin başarısız olarak nitelendirilmemesi gerektiğini" ifade eden Verheugen, bundan sonra tarafların siyasi liderliklerini iyi kullanmaları ve kamuoylarını razı etmek için gereken çabayı göstermeleri gerektiğini söyledi.
Verheugen, "Arzu edilen, önceki gün anlaşmanın imzalanmasıydı. Şu anda ikinci seçeneğe kaldı. Referandumda liderlerin kamuoylarını razı etmek için gerekli çabayı göstermesi gerekir" dedi.
Verheugen, BM'nin son planında "istisnaların" (derogasyonlar) kalıcı olmamasını, AB Komisyonu'nun başarısı olarak değerlendirdi.
Solana: Referandumlar, Kıbrıs'ta tarihi fırsat
AB Ortak Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Kıbrıs'ta yapılacak referandumların tarihte yeni bir sayfa açma fırsatı yaratacağını söyledi.
BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve Kıbrıs özel temsilcisi Alvaro de Soto' yu çalışmalarından dolayı kutlayan Solana, referandumların, uzun bir bölünmüşlük dönemi yaşayan adanın tarihinde yeni bir sayfa açılması fırsatı sunduğunu anlattı.
Geleceğin artık Kıbrıs halkının ve liderlerinin elinde olduğunu belirten Solana, AB Konseyi'nin, 1 Mayıs'a kadar adil, uygulanabilir ve kalıcı bir çözüme ulaşabileceğine olan inancını hatırlattı ve bütün Kıbrıslıların bu hedefe yönelmeleri çağrısında bulundu.
Türk işadamları, görüşmelerden memnun
Türkiye'deki Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, Türk hükümetinin Kıbrıs görüşmelerinden alnının akı ile çıktığını belirterek, "Bütün isteklerimiz, bütün talep ettiklerimiz bence olmuş sayılır" dedi.
Koç, Anadolu Ajansı muhabirinin İsviçre'de önceki gece tamamlanan Kıbrıs görüşmeleri ile ilgili sorularını yanıtladı.
Rahmi Koç, müzakerelerde varılan aşamayı nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruyu yanıtlarken, Türk tarafının müzakereleri çok iyi idare ettiğini, sabırla ve dikkatlice soruna yaklaştığını belirterek, BM Genel Sekreteri Kofi Annan' ın da Türkiye'nin önerilerinin hepsini kale aldığını ve ona göre yeni bir anlaşma hazırladığını kaydetti.
Koç, şöyle devam etti:
"Bizler hazırız. Bizim taraf tamamdır. Yunanistan tarafına gelince, onlar fevkalade rahatsız. Rahatsızlıkları iki noktada düğümleniyor. Birincisi Güney Kıbrıs'tan Kuzey Kıbrıs'a geçeceklerin sayısı tahditli. Alabilecekleri gayrı menkuller sınırlı. Diğeri ise Türk askerinin orada ilelebet kalacak olması."
"Bugün (dün) BBC'den öğrendiğime göre; Güney Kıbrıs halkının yüzde 90'ının referandumda (Ret) cevabı vereceği söyleniyor. Tabii durum böyle olursa Kıbrıs'ta durum bizim tahminlerimizin tam tersine olmuş oluyor. Biz tahmin ediyorduk ki, onlar referandumda (Evet) diyecekler, bizimkiler ise (Hayır). Ya da bizimkilerin ne diyeceği kati olarak tahmin edilemiyordu. Şimdi iş tamamen aksine döndü."
"Bir de önümüzde 1 Mayıs tarihi var. Referandumda Türklerden (Evet), onlardan (Hayır) çıkarsa, Kıbrıs 1 Mayıs'ta bütün olarak AB'ye nasıl girecek bilemiyorum. Türk tarafı olarak biz endişelerimizi ortaya koyuyorduk ama Yunanlılar daha hassas. Rumların referandumda ret cevabı vermeleri durumunda, bunun dünya kamuoyunda Türkler lehine olumlu bir hava estireceği muhakkaktır. Buna rağmen ret cevabı verilirse, bu demektir ki; Kıbrıs bir bütün ülke olarak olamayacaktır."
"AB yalnız Güney Kıbrıs'ı mı alır, yoksa onu bu iş halloluncaya kadar üyeliği ertelerler mi?" bunu şu anda söylemek zor. Fakat netice itibariyle Türk hükümeti, Kıbrıs görüşmelerinden alnının akı ile çıktı diyebiliriz. Bütün isteklerimiz, bütün talep ettiklerimiz bence olmuş sayılır."
Yabancı sermaye girişi
Rahmi Koç, AB üyeliği konusunda "Kıbrıs sorunlarının çözümlenmesi durumunda bu Türkiye'nin önünü açar mı?" sorusu üzerine de, "Tabii. AB bizi bir defa daha oyalamaması lazım. Muhakkak bir müzakere tarihi vermeleri lazım" dedi.
Türkiye'nin daha önce müzakere tarihi alabilmesinin tercih edilen bir durum olduğunu ancak, bunun gerçekleştirilemediğini ifade eden Koç, şunları söyledi:
"İki konuyu ayırdılar. Aslında iki konu bir bütündür. Fransızlar ve Almanlar bizim AB'ye girmemizi artık istiyorlar gibi. Böyle bir hava var. Dolayısıyla bize bir tarih vereceklerini zannediyorum. Türkiye'ye müzakere tarihi verildiği ve müzakerelere başlandığı andan itibaren zannediyorum Türkiye'ye büyük bir yabancı sermaye girişi olacaktır. Ama bizi ne zaman AB'ye alırlar onu kestirmek zor. Herhalde 2010'dan sonra bir tarih. Ama o zamana kadar o kadar çok ülke AB üyesi olacak ki, bu şuna benzer; her geçen insan bir kulübe üye olursa onun kulüplüğü kalmıyor biliyorsunuz, o zaman biz AB'ye girmek ister miyiz, istemez miyiz, bence bu bir soru işareti.
Ne var ki, AB'ye giren her ülkenin milli geliri artmıştır, vatandaşı zengin olmuştur ve ülke ilerlemiştir. Bizim de zamanı geldiğinde AB'ye girmemiz şarttır."
Kıbrıs 30 yıldır kangren olmuş bir iş
Bu konuda geç kalındığını ifade eden Koç, "Biz AB'ye Yunanistan girerken girecektik. Onu yapamadık. AB ile Gümrük Birliği yaparken girmek için ısrar edecektik tarih verilsin diye... Onu da yapamadık. Dolayısıyla bu, son şansımız. Sanıyorum lehimize bir gelişme olacaktır" dedi.
Koç, Türkiye'nin önünün açık olduğunu belirterek, "Ama Kıbrıs sorunu 30 senedir kangren olmuş bir iş. Bu görüşmelerin sonucunda bu halloluyor bu bir, ikincisi AB'den kati bir tarih alacağımızı zannediyorum bu iki. Üçüncüsü de Kıbrıs'ın Türkiye'ye mali yükü kalkacak. Kıbrıs, Türkiye'ye mali bakımdan hakikaten uzun seneler bir kambur olmuştur. O da kalktığında bir ferahlama olacaktır diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Yunan basını: Atina ile Rum kesimi, planı reddetti
Yunan basını, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın İsviçre'nin Bürgenstock kasabasında tamamlanan Kıbrıs görüşmeleri sonucunda taraflara nihai planını sunmasına geniş yer verdi.
Atina ile Rum kesiminin Annan Planı'na olumlu veya olumsuz bir yanıt vermeyi reddettiklerini yazan gazeteler, Rum-Yunan tarafının, ABD ile İngiltere'nin baskılarına rağmen, plan üzerinde yapılan değişikliklerin tatmin edici olmadığı değerlendirmesinde bulunduklarına dikkat çektiler.
Katimerini gazetesi, "Annan Planı'na Yunan Hayırı", "Üzerinde Anlaşılmış Bir Çözüme Ulaşılamadı" başlıkları altında, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in "üzerinde anlaşılmış bir çözüme ulaşmanın mümkün olmadığı" sözleriyle hoşnutsuzluğunu dile getirdiğini kaydetti.
Gazete, Rum kesiminin AB üyeliğinin Türkiye'yi birtakım ikilemlerle karşı karşıya bıraktığını, ancak otomatik bir çözüm garantisi vermediğini öne sürerken, "AB müktesebatının bile şüpheyle karşılanarak yoğun müzakere konusu olması, uluslararası ilişkilerde ve diplomasi oyunlarında ittifakın değil, çıkarların hakim olduğunu gösteriyor" yorumunda bulundu.
To Vima, "Atina ve Lefkoşa Planı Reddetti", "Son Söz Referandumlarda" başlıklı haberinde, Atina ve Rum kesiminin, üzerinde 13 noktada değişiklikler yapılmasına rağmen planı reddettiğini ve müzakerelerin "kesin başarısızlıkla" sonuçlanmasını hayal kırıklığıyla karşıladığını yazdı.
Gazete, 24 Nisan'da Kıbrıs'ta referanduma sunulacak planın, Rum kesiminde reddedilmesi olasılığının, Atina'daki hükümet çevrelerince, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sıcak ilişkisine rağmen, Türk-Yunan ilişkilerinde olumsuz etki yapması açısından endişeyle karşılandığını kaydetti.
Apoyevmatini gazetesi, "Kıbrıs İçin Yalanlar Bitti" başlıklı haberinde, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs liderlerine "Uluslararası toplumun sunduğu çözümü desteklemeleri yönünde son çağrıda bulunduğunu" yazdı.
Gazete, planda "son anda yapılan değişikliklere" rağmen, Rum tarafınca "temel konularda özlü değişiklikler yapılmamasından dolayı" reddedildiğini kaydetti.
"Tuzak Plan ve Şantajlara Hayır", "Atina ile Lefkoşa Annan'ın Türk Yanlısı Hilkat Garibesi Planını Reddetti" başlıklarını kullanan Elefteros Tipos gazetesi, Rum tarafının, plandaki Türk lehine noktaları, yoğun baskılara rağmen kabul etmediğini yazdı.
Elefteros Tipos, sert müzakerelerin arzu edilen sonucu vermediğini ama Kıbrıs Rum diplomasisinin itibar ve güvenilirliğini koruduğu yorumunda bulundu.
Ethnos gazetesi, Kıbrıs'ta 24 Nisan'da yapılacak referandumlarda "evet" veya "hayır" yanıtıyla tarihi kararların alınacağını yazdı.
Gazete, "Tüm tehdit ve şantajlara rağmen ala turka pişirilmiş çözümün kabul edilmediği" değerlendirmesinde bulundu.
"Kıbrıs Annan'a Hayır Diyor" başlığını kullanan Ta Nea gazetesi, Rum kesiminin AB üyeliğinden sonra daha iyi bir çözüm için müzakere umudunda olduğunu, aynı anda ise taksimin kesinleşmesi riskini aldığını kaydetti.
Gazete, Rumların referandumda olumsuz, Türklerin ise olumlu oy vermeleri halinde, "sahte devletin" bazı batı ülkelerince gelecekte tanınması beklentisinin varolduğu yorumunu yaptı.
Elefterotipiya gazetesi ise "Çaresizlik Planı İçin Referandum" başlıklı haberinde, Atina ile Rum kesiminin BM Genel Sekreteri Annan'ın "ayaküstü" yaptığı sözlü düzenlemeleri tatmin edici bulmayarak reddettiklerini, referanduma sunulacak planın yazılı ve son şeklini almasını beklediklerini yazdı.
The Guardian: Her iki taraf da Kıbrıs'ta uzun süren bu bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak istiyor
İngiltere' de yayımlanan The Guardian gazetesi, Kıbrıs'ta tarafların prensipte uzun süreli bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak istediklerini, ancak sorunun çözümlenememesinin hâlâ bölgeyi sarsacak sonuçlar doğurabileceğini yazdı.
The Guardian başyazarı, sorunun çözümünün tarafların tümü için belli avantajlar getirdiğini örneklerle açıklarken, bir diplomatın İsviçre'deki süreci, "Bu sürecin sonunda bir taraf beş çeşit yemek ve şampanyayla masadan ayrılırken, diğerine ise sandviç ve kahveyle idare etmek düşecek" diye özetlediğini bildirdi.
BM planının son halinin Türkiye'de bir zafer havası, Rum tarafında ise umutsuzluk yarattığını ifade eden Guardian başyazarı, planın bazı ayrıntılarına yer verdi.
Bir Rum milletvekilinin planı değerlendirirken, "Bu hem tecavüze uğrayıp, hem de tazminatını ödemeye benziyor" benzetmesinde bulunduğunu belirten Guardian, "Kıbrıs saati ilerlemeye devam ediyor. Tarafların referanduma gitmesi bekleniyor. Ama eğer Türk tarafının lideri KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş halkını kendi tarafında tutmayı başarırsa Türk tarafından ret kararı çıkabilir" diye yazdı.
Ancak yine de planın kuzeyde kabul edilip güneyde reddedilmesi ihtimalinin daha güçlü göründüğünü belirten yazar, "Adanın zengin tarafı olanlar onlar, nasıl olsa AB'ye de her koşulda girecekler. Onlar açısından bu referandum sadece, fakir olan Türk kuzenlerinin önünü kesme oylaması gibi görülecek" görüşünü savundu.
"Rum tarafından bölünmüşlüğe yakılacak bir yeşil ışığın AB ile Türkiye arasındaki ilişkileri bozabileceğini" de ifade eden yazar, "Ayrıca AB yeniden ticari ambargolar sorununu kucağında bulacak. Ankara ve Yunanistan için de sorunlar yine köşeli hale gelecek. Kısacası bu sorun bölgede sarsıntılar yaratabilecek" yorumunda bulundu.
Alman basını: Görüşmeler başarısızlıkla sonuçlandı
Alman basını, "Kıbrıs görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlandığını" yazdı.
Die Welt ve Berliner Morgenpost gazetelerinde "Kıbrıs görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı" başlığıyla verilen haberlerde, bir Türk diplomatın, "Herkes son sözünü söyledi. Diplomasi sona erdi" dediği belirtildi.
Gazetelerde, "Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından birkaç kez değiştirilen anlaşmayı imzalamayı reddettiği, buna rağmen 24 Nisan'da Kıbrıs'ta birleşme konusunda halkoylamaları yapılacağı" belirtilerek, "bunlardan birinin olumsuz sonuçlanması durumunda 1 Mayıs'ta sadece Kıbrıs Rum kesiminin AB'ye üye olacağı" hatırlatıldı.
"Rum heyetinin bir sözcüsünün, Annan'ın yeni getirdikleri önerilerden hiçbirini dikkate almadığını söylediği, anlaşmazlık konularının başında mülkiyet haklarının ve adada bulundurulacak asker sayısının geldiği" de haberlerde ifade edildi.
Haberlerde, "Kıbrıslı Türklerin ise isteklerinin çoğunun kabul gördüğü görüşünde oldukları, buna karşın zaten 1 Mayıs'ta AB üyesi olacağı için Rum kesimini ikna etmenin daha zor olacağı, AB ile ABD'nin de görüşmeler sırasında baskı yapmaya çalıştıkları, ancak tüm çabaların başarısız kaldığı" kaydedildi.
Der Spiegel dergisinin internet sayfasında da, "Kıbrıslıların kaderlerini kendilerinin tayin edeceği, Annan'ın, halkoylamaları yapılacağı yönünde tarafların yazılı taahhütlerinin 9 Nisan'a kadar kendisine iletilmesini istediği" belirtildi.
"Türkiye'nin Annan Planı'nı desteklediği" ifade edilen haberde, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bu müzakerelerde hiçbir taraf kaybetmedi" şeklinde konuştuğu, Yunan tarafının ise bu konuda daha çekimser kaldığı, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis'in, Annan'ın planının "düzeltilmesi' için çaba harcadığı, ancak başarısız kaldığı" bildirildi.
Washington Post: Rum-Yunan tarafı, daha inatçı tutum sergiledi
ABD'nin önde gelen gazetelerinden The Washington Post'da Kıbrıs'taki önemli gelişmelerle ilgili çıkan haberde, İsviçre görüşmelerinde Rum-Yunan tarafının, "daha inatçı bir tutum sergilediği" ve Türk hükümetinin "Annan Planı'na destek işareti verdiği" belirtildi.
Gazetenin haberinde, İsviçre-Bürgenstock görüşmelerinin sonunda bir anlaşma sağlanamaması üzerine BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın, hazırladığı nihai çözüm planını 24 Nisan'da Kıbrıs'ta iki tarafta referanduma götürmeyi kararlaştırdığı kaydedildi.
The Washington Post, Kıbrıs'ta son sürecin ivme kazanmasında, kendisi de AB üyeliğine aday olan Türkiye'nin çabalarının rol oynadığına işaret ederek, BM'deki diplomatların, "bu son turda Rum-Yunan tarafı daha inatçı olduğunu gösterdi" dediğini yazdı. Gazete, Türk hükümetinin, nihai Annan Planı'nı destekleyeceğinin işaretini verdiğini kaydederek, TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bu görüşmelerde kaybeden yok" sözüne dikkati çekti.
CNN: Karamanlis ve Rumlar daha hevessiz
ABD'nin CNN haber televizyonu, Kıbrıs'taki gelişmeleri değerlendirdiği haberinde, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ve Kıbrıs Rum tarafının, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın referanduma götürülmek üzere sunduğu nihai plana ilişkin Türk tarafına oranla "daha az hevesli" olduğunu belirtti.
CNN' in internet sayfasında yayımlanan haberde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Bürgenstock görüşmelerinin sonunda yaptığı açıklamada, "Bu yola iyi niyetle başladık, bunun sonucunu görmek istiyoruz" diyerek Annan Planı'na destek verdiği ifade edildi.
Haberde, Yunanistan Başbakanı Karamanlis' in ise "daha hevessiz" bir görüntü çizerek, "Artık karar Kıbrıslılara kaldı" dediğine işaret edildi. CNN, daha önceki saatlerde Kıbrıs Rum yönetiminin de Annan Planı'nı tatmin edici bulmadığını açıkladığına dikkati çekti. (YS/BB)