Türkiye'nin geçmişinde krizli dönemlerden demokratik bir arayışla çıkış geleneği yok. Şimdi yaşanan da bu.
Aslında şu anda "ara rejim" sürüyor. 12 Eylül askeri rejimi henüz tasfiye edilmiş değil. Kemal Derviş de teknokrat hükümeti formülünü temsil ediyor aslında.
Bu ara rejim ve teknokrat hükümet tartışmalarının, siyasetten bunalmışlıktan kaynaklandığını düşünüyorum.
Mesela, bu"ara rejim"i Ecevit istemez ama, ona oy verenler isteyebilir. Ordu istemez. Ordu, güçsüz bir yapı istiyor. Sermaye isteyebilir. Sermaye, esas olarak Derviş'in siyasi gücü olmamasından yakınıyor galiba..
Ben esasen demokratik bir teknokrat meclisi istiyorum. Şekli nasıl olacağı tartışılır ama, Cumhurbaşkanının öncülük edeceği bu model; tüm yasaları, Anayasa'yı değiştirir, düzenler, referandum yapar, sonra da dağılır. Yani Türkiye bir kuruluş süreci yaşamalıdır .
Siyasi yapının demokratik bir tarzda çizileceği bir model özetle... Bir nevi cunta sonrası Yunanistan ve Portekiz gibi.
IMF dayatması yerinde. Bankadan kredi almak sözkonusu olduğunda, teminat istenir. IMF şu ana kadar teminatsız verdi vereceklerini, şimdi teminat istiyor...
Baştakiler yönetemiyorlar, gitsinler deniyor gibi...
Türkiye'de yaşanan her kriz döneminde ara rejim var.