Bundan iki - üç yıl önce, orta Fransa'da bir köyde oturan, bizim oğlanların buradaki büyükannesi sayılabilecek görmüş geçirmiş bir bayanın evinde misafiriz.
Bayan hemen her akşam üzeri, yazın hava geç kararıyor o yüzden akşam üzeri diyorum, güneş saatiyle akşam üzeri- haberleri dinlemeye giriyor içeriye. BBC'yi.
İsrail - Filistin görüşmeleri var. Çok önemli onun için. "Çatışma dinsel bir boyut kazanıyor mümkün olduğu kadar çabuk çözüm bulunması gerekiyor soruna " diyor dönüşünde bahçeye.
Büyükannenin gözleri
Tüm Avrupa'da ayni paranın kullanımı da gündemde o günlerde. Çok mutlu, görmüş geçirmiş büyükanne.
" Önemli bir adim bu. Ve atıldı. Kolay kolay geri dönemezler. Avrupa ordusu konusunda da biraz cesur davranırlarsa gözlerim arkada kalmayacak."
Görmüş geçirmiş bir büyükanneye saygım çok. Büyükbaba olunca, bana da saygı gösterirlerse,sevinirim doğrusu.
Atilla' dan Napolyon'a ve daha sonraki tüm fetihçilerin gerçekleştirmeye çalıştıkları kıtayı birleştirme düşü, Victor Hugo'nun hayatının düşü, barışçı ilişkiler içinde gerçekleşiyor.
Ulus devleti doğuran Avrupa, ulus üstü devletin de doğumuna öncülük yapıyor bana kalırsa. Çok da iddialıyım gördüğünüz gibi, "ünlü-büyük" gazeteciler gibi büyük laflar edebiliyorum.
Bu gelişmeyi büyük ölçüde Jacque Delors ile Mitterand-Kohl ikilisine borçluyuz. Ortak bir para birimi elbette Avrupa projesinin içindeydi ama bu daha çok ECU denen fiktif (hayali) bir değerdi.
Duvarın yıkılmasıyla birlikte, tüm Avrupa'da kullanılacak tek bir para çıkarılması bu üçlü tarafından ortaya atıldı ve gerçekleştirildi. Onlardan sonra gelenlerin yaptığı uygulamanın sıkıntısız gerçekleşmesini sağlamak oldu.
Euro ile yaşam
Şimdi gelelim Euro ile yaşama...
[Bu bölümde yer alan bilgi ve esprilerin çoğu Fransız basınından alınmıştır.)
* 5, 10....200, 500 euros. Soğuk ve soyut kağıt paralar. Dolarla karşılaştırılmaları zor. Eski Avrupa'nın sorunlarını ortaya çıkaracak her şeyden kaçınmak gerektiği çok açık.
Ne İskender, ne Napolyon ne de Newton, Mozart... Euro'nun üstünde köprüler, pencereler var. Belki de ilk kez bir para gerçeği söylüyor: Para; para ve finans anlamına geliyor. O kadar.
* Para üzerine kurulmuş bir edebiyat ve argo dili var. Seks konusunda oluşan edebiyat ve argo kadar yaygın. Bir de bazı deyimler var ki belli bir miktara karşılık geliyor. Bakalım Euro ile nasıl bir değişim yaşayacak. Yumoş ilginç geldi bana ama, Kraliçe ölünce ne yapacağız.
* Euro'nun sembolu Epsilon. [pardon, Yunan alfabesinin ikinci harfi. Yunan değil Grek alfabesinin. Allahın Rumlarının Greklerle ne ilişkisi var?]
50 milyon kit
* 15 Aralık'tan itibaren euro "kitleri" satıldı. Hepimiz aldık. Böylece devlet bize 50 milyon kit sattı. Her biri 100 frank değerinde. Hem de kullanamayacağımızı bile bile satın aldık bunları. Bravo doğrusu, hayatımda hiç on beş gün sonra kullanacaksın diye para verip mal almamıştım. Tam bir pazarlama başarısı.
* Paranın kokusu olmazmış. Doğru paranın kokusu olmaz. Ama parasızlığın kokusu oluyor. 13 numaralı metro hattında yaşayan ayyaşlar "Franklarınızı bize verin nasıl olsa on beş gün içinde ise yaramaz hale gelecek" diye dilenmeye başladılar. İçlerinden biri, "şimdi 10 frank istiyorum insanlardan, pek iyi çalıştığını söyleyemem. Ama yılbaşından sonra 1 euro isteyeceğim, insanlar kazançlı çıktılarını sanacaklar. O zaman iyi kazanacağım" diye açıklıyor pazarlama politikasını. [1 euro 6,5 frank].
* Dünyadaki para değişiminin yüzde 80'i dolar üzerinden yapılıyor. Euro değer kaybedebilir veya kazanabilir. Bunun dolar açısından hiç bir önemi yok. "Bir dolar kaç para?" diye sorar bir uzman. "Bir dolar" diye yanıtlar öteki. İşin sırrı burada işte.
* Bir halkın kimliğini ne oluşturur? Dili, yaşama biçimi, tarihi, ortak değerleri? Hiç kuşkusuz para birimi değil. Daha çok kitaplar, filmler, gazeteler ve... Mutfak.
Euro ağzımızın tadını değiştirecek değil ya. (SŞ/NM)