Narlı, AKP'ye verilen desteğin arkasında iki önemli etken olduğunu söyledi: Birincisi; Türkiye'deki İslamcı hareketin düşüşe geçmemesi, ikincisi de Tayyip Erdoğan'ın toplumun yüzde 25 gibi önemli bir oranı tarafından problemleri çözebilecek bir lider olarak görülmesi.
İki araştırmayla Erdoğan
Narlı, bu konuda ilki 1996'da ikincisi de 2001'de yaptığı iki çalışmasını hatırlattı. Narlı'nın çalışmasına göre; 1996'da yapılan araştırmada Erdoğan, Başbakan Bülent Ecevit'ten sonra sorunları çözebilecek ikinci lider olarak görülüyordu. 2001 yılında yapılan araştırmada ise Erdoğan, Ecevit'i geçerek hem "sorunları çözebilecek" hem de "başarılı" görülen bir lider olarak tespit ediliyor.
İki ihtimal var
Narlı, Erdoğan'ın milletvekili adayı olmasının engellenmesi halinde iki olasılık bulunduğunu söyledi: Bunlardan biri karara tepki duyan kesimlerin oylarının AKP'ye geçmesi olasılığı. İkincisi ise, seçmenin devletin dışladığı bir lidere destek vermek istemeyebileceği olasılığı.
Prof. Narlı'ya göre ülkede şu an büyük bir belirsizlik var ve bu belirsizlik içinde iki ihtimalden hangisinin daha baskın çıkacağını kestirmek şu an için güç.
Erdoğansız bir AKP'nin oylarının en fazla yüzde 5 azalabileceğini söyleyen Narlı, partiye olan ilginin AKP'yi temsil etsin veya etmesin Erdoğan'ın fikirleri, karizması ve oluşturduğu kadro ile ilgili olduğunu belirtti.
AKP'yi söylemde ilerleyip bunu uygulamaya dökmemekle eleştiren Narlı, AKP'nin programında kadınlara önem verilmesi gerektiğini söylemesine karşın çok az kadını aday göstermesini örneğine işaret etti.
Mert: Türk halkı o kadar duyarlı değil
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Nuray Mert de Erdoğan'a aday olma yasağının getirilmesinin Türk halkında fazla bir karar değişikliği yaratmayacağı görüşünde: Türk halkı siyasal gelişmelere her an duyarlılık geliştirebilen bir halk değil. O nedenle AKP tabanında çok fazla oynama olacağını sanmıyorum. Partiye ilgide artış da olmaz çünkü şimdiye kadar kararını veren vermiştir.