* Siyasi iktidarların yıllardır uyguladıkları sermaye yanlısı politikalar sonucu ülkemiz, tarihinin en ağır ekonomik, siyasi, toplumsal krizini yaşamaktadır. Krize çözüm olacağı iddia edilen IMF'den alınmış ve alınacak olan krediler, mevcut borç yükünü artırarak krizi daha da derinleştirmektedir. Bu aşırı borçlanma; Ülkemizi her geçen gün daha fazla dışa bağımlı hale getirmekte ve sermayenin dünya çapında hakimiyetiyle işçi sınıfı ve emekçileri yoksullaştırmasına hizmet etmektedir.
*Ülkemiz emekçilerinden alınan vergiler, yerli ve yabancı bir avuç rant çevresine borç faizi ödemesi olarak aktarılmaktadır. IMF patentli politikalar ile üretim durmuş, istihdam son derece gerilemiş, bunun sonucu olarak işsizlik, açlık, yoksulluk daha da artmış ve artık katlanılamaz bir hal almıştır. Bilinmelidir ki, IMF Dünya Bankası gibi kurumlar emperyalizmin bağımlılaştırma ve sömürüyü derinleştirme örgütleridir. Bunların önerdiği ulusal ekonomiyi felç eden programları uygulamaktan derhal vazgeçilmeli ve Emek Platformu'nun alternatif programı uygulamaya konulmalıdır .
*İnsani açıdan kabul edilmesi mümkün olmayan 11 Eylül saldırısının ardından ABD'nin öncülüğünde başlatılan yeni savaş politikaları ile yeni bir paylaşım dönemi başlamıştır. Afganistan'a saldırı yeni dünya düzeninin gerçek yüzünü çıplak bir şekilde ortaya koymuştur. Bu yeniden paylaşım savaşına emekçi cephesi olarak tek bir asker verilmesini istemediğimiz bilinmelidir ! Bir avuç dolar karşılığında evlatlarımızın ölüme gitmesini onaylamıyoruz.
Ne Yapmalı?
*Yapılması gerekenler bellidir. Tamamen borç faizi ödemek ve krizin faturasını emekçilere yüklemek üzere hazırlanmış olan2002 Bütçe Tasarısı red edilmelidir . 2002 yılında kamu açıklarının azaltılması bahanesi ile tasarruf yapılacağı söylenmektedir. İşçinin, memurun, emeklinin %10'luk ücret artışına mahkum edilmesi, sürgün yoluyla zorla emekliliğin gündeme getirilmesi, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü gibi yatırımcı kamu kuruluşlarının kapatılmak istenmesi tasarruf tedbirleri olarak gösterilmek istenmektedir. Tasarruf isteniyorsa, yolsuzlukların önüne geçilmelidir. Emek Platformu'nun hazırlamış olduğu program doğrultusunda halkın ihtiyaçlarını göz önüne alan yeni bir bütçe hazırlanmalıdır. Mevcut seçim yasası değiştirilerek derhal erken seçime gidilmelidir.
*Ülkemizin çaresiz olduğunu düşünenler, bu ülke insanına güvenmeyen, onurlu bağımsız, eşitlikçi demokrasi içinde kalkınmaya inanmayan uluslar arası güçler tarafından dayatılan politikaları uygulayanlardır. Emek Platformu bu ülkenin gerçek sahiplerinin vicdanıdır . Taleplerimizin yerine getirilmemesinin genel grev daveti olduğunu ve bu daveti kabul ettiğimizi daha önce belirtmiştik. Emek Platformu olarak ülkesini seven bağımsızlığına ulusal egemenliğine ve demokrasiye sahip çıkan herkesi bu çağrıya bizimle birlikte katılmalarını bekliyoruz.