<param%20name="allowscriptaccess"%20value="always"%20/><param%20name="src"%20value="//www.youtube.com/v/6bVa6jn4rpE?hl=tr_TR&version=3&rel=0"%20/><param%20name="allowfullscreen"%20value="true"%20/></object>" target=_blank> tanıklık ediliyor.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanı ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, bianet'e daha önce bu silahın insan sağlığı için çok riskli olduğunu belirterek Türkiye’de bunun sadece asayişte kullanılacağının da hiç inandırıcı olmadığını belirtmişti.
"Vücutta elektrik akımının ölüme yol açma riski yüksek. Nereye isabet ettiği önemli, akımın izlediği yol önemli. Kalbe zarar verebilir, ani kasılmalara, solunum yetersizliğine neden olabilir. İnsanlarda varolan hastalığı tetikleyebilir. Kasılmalarla birlikte kontrolsüz bir şekilde yere düşünce çeşitli yaralanmalara, hatta kafa travması ile ölüme neden olabilir. Türkiye’de bu silahın kullanımının sadece asayişle sınırlandırılacağı hiç inandırıcı değil. Çünkü biz gaz bombasının nasıl ateşli silah gibi kullandığını görüyoruz."
TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı da bu silahın kullanılmasının kesinlikle insan haklarına aykırı olduğunu belirtmişti.
“Elektroşok silah kullanımı, bu ülkede yüzbinlerce insanın yaygın olarak maruz kaldığı elektrik işkencesinin doğrudan sokağa inmesidir. Türkiye’de özellikle 2005’ten sonraki yasal düzenlemelerle özel olarak da 2007’deki Polis Vazife ve Selahiyat Kanunu'ndaki değişiklliklerle güvenlik güçleri, insanları doğrudan da öldürme yetkisini de içerecek olağanüstü sınırsız şekilde yetkilerle donatıldı." (NV)