Terörle Mücadele Müdürlüğü'nde görevli polislerce, "suç unsuru
bulunabileceği"gerekçesiyle, bugün( 2 Mayıs 2001) arandı. Eğitim-Sen
Genel Sekreteri Kemal Ünal , baskınla "gözdağı verilmek" istendiğini söyledi.
Ankara Konur Sokak'ta bulunan, Eğitim-Sen Genel Merkezi'ne, saat gelen 15.00
sıralarında gelen TEM'de görevli 15 polis, Ankara 2 nolu DGM'nin arama
iznini sendika yetkililerine göstererek, yapılmakta olan bir soruşturma
nedeniyle, sendikada arama yapacaklarını bildirdiler. "Yapılmakta olan bir
soruşturmanın suç unsurlarının sendikada bulunabileceğini" gerekçe gösteren
polisler, iki saat süreyle sendikayı aradı. Sendikanın Konur Sokak'ta
bulunan 3 dairesinin de aramaya tabi tutulduğu bildirildi. Aramada,
sendikaya gönderilen protokol dergilerinden bazılarına el konulduğu
belirtildi. Sendika kayıtlarının bulunduğu disketlerle diğer dosyaların
alınmasının ise, sendika yöneticilerinin müdahalesi ile engellendiği
kaydedildi.
"Bu raporların sendikada işi ne?"
Arama, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu'nun cezaevlerindeki işkence ve hak ihlalleri ile ilgili raporlarının da "suçlu" muamelesi gördüğü ve bu
raporların sendikada ne aradığının sorulduğu öğrenildi.
"F Tipi bildirisi" araması
Edinilen bilgiler göre, aramanın esas nedeni, daha önce gözaltına alınarak
serbest bırakılan iki öğretmenin üzerinden F Tip Cezaevleri ve ölüm
oruçlarıyla ilgili bildirilerin çıkması. Eğitim-Sen tarafından
hazırlanmayan, imzasız bildirilerin iki öğretmenin üzerinde bulunması
sonrasında, soruşturma açıldığı ve Eğitim-Sen'de de bu bildirilerin
bulunabileceği şüphesi üzerine sendikanın arandığı bildirildi.
"Gözdağı"
Eğitim -Sen Genel Sekreteri Kemal Ünal , baskını, "toplumun susturulmak
istenmesi planın" bir parçası olarak gördüklerini söyledi. Ünal şunları
kaydetti: "Eğitim-Sen 10 yıldan bu yana yürütülen sendikal haklar ve özgürlükler
mücadelesinde eğitim emekçileri ve toplumun desteğini kazanmıştır. Aynı
zamanda siyasi iktidarın gözüne batan bir konuma gelmiştir. Eğitim Sen,
mitingler, yürüyüşler ve diğer etkinliklerle eğitim emekçilerini muhalif bir
çizgiye taşıdı; örgüt olduğunu gösterdi. 1 Aralık eylemi siyasi iktidara
karşı ciddi bir tepkiydi. Eğitim-Sen'e baskılar bu süreçte hep sürdü. Bu
baskınlar Eğitim-Sen'e karşı bir gözdağı anlamına gelmektedir. Aramanın hiç
bir haklı gerekçesi yok. Eğitim-Sen yasal, meşru bir sendikadır. Suçlu
olarak göstermek kabul edilemez. Eğitim- Sen Türkiye'nin demokratikleşmesi
ve eğitim emekçilerinin sendikal haklar için mücadelesini sürdürecektir. Bu
baskın ve baskılar eğitim emekçilerinin mücadelesini durdurmayacak, mücadele
sürecektir."(Nİ/YÖ)