*Dinçer: "Hükümet ücret adaletsizliğini derinleştiriyor"
Hükümet tarafından hazırlanan ve "Eşit işe eşit ücret" uygulaması olarak tanımlanan kararnameye Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası'ndan tepki geldi. Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, uygulamada eğitim emekçisinin devre dışı bırakıldığını belirterek, yeni kararnameyi "Kamuda ücret adaletsizliğini ve ayrımcılığı derinleştirecektir." şeklinde değerlendirdi.
"Eşit işe, eşit ücret" uygulamasıyla kimi profesörler, Sayıştay denetçileri, albaylar, genel müdür yardımcıları, daire başkanları, il müdürlerinin maaşlarına 250 ile 450 milyon lira arasında bir zam yapılacağını belirten Dinçer, "Hükümet eğitim emekçisini bir kez daha unutmuş gözüküyor. Eğitim emekçisini hatırlatmak da bize düşüyor." dedi. İşkollarında örgütlü sendikaların bulunduğunu belirten Dinçer, "Hükümete çağrı yapıyorum. Kamu personelinin geleceğini yakından etkileyecek önemdeki kararlar alınırken, işkollarında örgütlü sendikalar ile ortak bir zemin oluşturulmalıdır. Yoksa alınacak kararların meşruluğu tartışılacak, uygulamada sıkıntılar doğacaktır. Eğitim emekçisi hükümetin genel ücret politikasına ve ücret dengesizliğini derinleştiren kararnameye tepkisini kitlesel ve kararlı bir biçimde ortaya koyacaktır." dedi.
Eğitim emekçisinin yoksulluk sınırının altında ücret aldığına dikkat çeken Dinçer, görüşlerini şöyle özetledi: "Kamuda ücret iyileştirmesi amacıyla hazırlanan kararname amacından uzaktır. Hükümet ücret adaletsizliğini derinleştirmektedir. Yeni düzenlemeden yaklaşık 30 bin kamu personeli yararlanacaktır. 2 milyon insanın çalıştığı bir kamu alanında, hükümet tarafından çizilen bu sınır adaletsizliği derinleştirmekten başka bir sonuca yol açmayacaktır. Üniversite alanında yapılan iyileştirmede araştırma görevlilerinin devre dışı bırakılmasını anlamak mümkün değildir. Profesörlerin ve doçentlerin maaşlarında zam yapacaksın ama araştırma görevlilerini ve diğer üniversite çalışanlarını görmeyeceksin. Bu, adalet midir? "
1/4'ündeki bir öğretmenin ortalama 450 milyon lira maaşla yoksulluk sınırının altında kaldığına dikkat çeken Dinçer taleplerini şöyle özetledi: "Hükümet bir an önce başta eğitim emekçileri olmak üzere tüm kamu emekçilerini kapsayacak şekilde maaşlarda artışa gitmelidir. Eğitim emekçilerinin maaşı insanca yaşayacakları bir düzeye çıkartılmalıdır. Öğretmenlerin ek des ücretleri maaşlara doğrudan eklenmeli, ek ders ücretiyle yükseltilen maaşlar emeklilik tazminatlarına ve maaşlarına dahil edilmelidir."