"1.derecede Doğal SİT alanlarının imara açılması; bir doğa ve kültür katliamı" olduğu" vurgulanan açıklamada şu görüşler yer aldı:
Yıllardır uygulanan yanlış kentleşme politikalarıyla tahrip edilen kıyılar, koylar, , su toplama havzaları, daha doğru bir deyimle ülkemizin ve kentlerimizin çevresel değerleri ve yaşam kaynaklarının elde kalan son kısımları, TBMM'ne sunulan "yasa tasarısı" yasalaştığında yok edilecek.
"Rantiyecilere hizmet yasası"
* 21 Temmuz 1983 tarih ve 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası'na göre 1. derece Doğal SİT alanlarına yapılaşma izni verilmezken; hükümet tarafından çeşitli kanunlarda değişiklik yapılmasını öngören ve 21.Mayıs 2003 tarihinde TBMM Başkanlığı'na sunulan tasarı ile "1.derece Doğal SİT alanları" imara açılıyor.
* Doğal SİT alanlarına yüzde 6 oranında yapılaşma yoğunluğu getirilmektedir. Zaten sınırlı kalan ormanlarımız, yeşil alanlarımız, doğal güzelliklerimizin tamamı getirilen düzenleme ile yapılaşmaya açılıyor.
* Bu alanlarda yapılan kaçak, kural dışı ya da imtiyazlı yapılaşmalar tasarıyla birlikte yasallaşacak. 2863 Sayılı yasaya aykırı yapıldığı için yıkılma kararı verilen binalar, tesisler ruhsata bağlanacak.
* Ormanların yakılması, yeşil alanın tahribi vb şekilde yasalara ve toplumsal değerlere aykırı olarak elde edilen araziler üzerinde, kaçak yapı yapılmak suretiyle işgal edilen kamuya ait SİT alanları işgalcilere rayiç bedel üzerinden satılacak.
Yasalar yerel seçime hazırlık mı?
* 30 hektara kadar arazi veya parsellerin yabancı kişi ve şirketlere satılması girişimi, bir çok bakımdan belirsizlikler taşıdığı gibi, arsa spekülasyonu, imtiyazlı imar izinleri aracılığıyla kentlerimizin ve çevrenin tahribine neden olacaktır.
* İmar Affı ile kentlerimiz yeni bir rant saldırısıyla karşı karşıya. Oysa bugün ihtiyacımız olan çevreyle barışmak; çarpık yapı düzenimizi çevreyle uyumlu hale getirmek, kentlerimizi planlama kapsamında rehabilite etmektir.
* "Tüccar siyaset" gereği her şeyi rantın bir aracı olarak gören siyasal anlayış; ülkemizin tüm kaynaklarını tahrip etmektedir.
* Yerel seçimler öncesi imar affı vb girişimlerinin gündeme getirilmesini, çevrenin oy toplama ve seçim kazanma aracı olarak tahrip edilmesinde sakınca görülmemesini üzülerek izlemekteyiz.
* Duyarlı milletvekillerinin anayasayla, hukukla, Türkiye'nin de altına imza attığı uluslararası sözleşmelerle bağdaşmayan, böyle bir kültür ve doğa katliamını asla onaylamamalarını diliyoruz. (NK)